• 50
    ankara'dan depremin 2. gününde gönüllü olarak varıp 17 gün kaldığım ve ilk kez gittiğim şehir.

    gidip görmeden evvel antakya'daki evlerin tamamının yıkılmış veya yıkılmak üzere olduğunu bilmiyordum. en azından duş alabileceğim, tuvalet ihtiyacımı giderebileceğim veya yemek yiyebileceğim dört duvarı sağlam yapıların olabileceğini düşünmüştüm nitekim oradaki halka daha iyi yardım edebilmek için bazı temel gereksinimlerini karşılamak zorundasın. maalesef şehri görünce afalladım, hiçbiri yoktu çünkü şehir diye bir şey kalmamış, moloz sahasına dönmüş her yer. katıldığım enkaz çalışmaları vs. da dahil hiçbirini anlatmak istemiyorum onlar yakın çevrem dışında her zaman bende kalacak ama o 17 gün sonunda ben o eski ben değildim. şehirden ayrılırken boğazım düğümlendi. yaşadıklarımı, insanları düşündüm. her köşe başında yatan dayanılmaz acıları... seni ilk kez o tarumar halde görsem de tekrar ayağa kalktığında en güzel yemeklerinden yiyip, keyifle sokaklarında gezeceğim. kelimelerle ifade edilemeyecek kedere rağmen dik durmaya çalışan karakterli, samimi, sıcakkanlı, halkınla güzel günlerde tekrar buluşup, bir şeyler paylaşıp, muhabbet edeceğiz. bir gün elbet bir gün...
App Store'dan indirin Google Play'den alın