130
burak elmas ve tayfasının medya ayağındaki önemli neferlerinden beri. haziran 2021 - haziran 2022 arası bir yıllık süreçte gerek gazetede yazdığı haberlerde gerek sosyal medyada yaptığı yayınlarda akla mantığa sığmayan övgüler sıralıyordu burak elmas'a, ışıtan gün'e, domenec torrent'e. elmas yönetiminin değişmesini istemeyen, istememesi de muhtemelen sebepsiz ve menfaatsiz olmayan, dursun özbek yönetimi ve okan buruk teknik heyetinin en ufak bir başarısızlığı için pusuda bekleyen sözde bir tarafsız gazetecidir kendisi. bir diğer benzer örneği yine aynı grubun çatısı altında görev yapan savaş çorlu'dur.
okan burak'a imza töreninde ankaragücü maçı, ınter ve beşiktaş transferleri üzerinden imalı bir şekilde soru yöneltmişti kendisi. bu soruyu cesur ve eleştirel bir gazetecilik bakış açısıyla sormamıştı, ortalığı karıştırmak için sormuştu. okan hoca da çok güzel ve kapsamlı bir cevap vermişti. hatalarından dolayı tekrar özür dilemiş, galatasaray'dan 2008'de şampiyon takımın futbolcusu apoleti ile ayrıldığını hatırlatmış, bu camiada sevaplarının hatalarından daha çok olduğunu düşündüğünü söylemişti. okan'ın imza töreninde bu arkadaşın niyetinin ne olduğunu bariz olarak anladığım için; birkaç gün sonra abdülkerim bardakcı transferine yönelik yaptığı habere hiç şaşırmamıştım. bugün de yaptığı habere şaşırmıyorum. abdülkerim haberinden sonra tepki aldığında ne demişti kendisi? "bir bilgi gelmedi ama herhalde öyledir. kerem ve diğer futbolcular rahatsız olmuşlardır muhtemelen". bugün de söyleyeceği şey, yapacağı açıklama benzer olacaktır üstüne gidilirse. "bir haber kaynağım yok ama öyle dediler, öyle duydum ben" der ve geçer.
ben kendisini de, haberlerini de, sosyal medya yayınlarını da hiç ciddiye almıyorum. umursanacak bir gazeteci değil. burak elmas ve politikaları ne kadar umursanmaya değerdi ki, burak elmas ve çevresini savunan bir gazetecinin herhangi bir değeri söz konusu olsun. gülüp geçmek gerekir böylelerine.
okan burak'a imza töreninde ankaragücü maçı, ınter ve beşiktaş transferleri üzerinden imalı bir şekilde soru yöneltmişti kendisi. bu soruyu cesur ve eleştirel bir gazetecilik bakış açısıyla sormamıştı, ortalığı karıştırmak için sormuştu. okan hoca da çok güzel ve kapsamlı bir cevap vermişti. hatalarından dolayı tekrar özür dilemiş, galatasaray'dan 2008'de şampiyon takımın futbolcusu apoleti ile ayrıldığını hatırlatmış, bu camiada sevaplarının hatalarından daha çok olduğunu düşündüğünü söylemişti. okan'ın imza töreninde bu arkadaşın niyetinin ne olduğunu bariz olarak anladığım için; birkaç gün sonra abdülkerim bardakcı transferine yönelik yaptığı habere hiç şaşırmamıştım. bugün de yaptığı habere şaşırmıyorum. abdülkerim haberinden sonra tepki aldığında ne demişti kendisi? "bir bilgi gelmedi ama herhalde öyledir. kerem ve diğer futbolcular rahatsız olmuşlardır muhtemelen". bugün de söyleyeceği şey, yapacağı açıklama benzer olacaktır üstüne gidilirse. "bir haber kaynağım yok ama öyle dediler, öyle duydum ben" der ve geçer.
ben kendisini de, haberlerini de, sosyal medya yayınlarını da hiç ciddiye almıyorum. umursanacak bir gazeteci değil. burak elmas ve politikaları ne kadar umursanmaya değerdi ki, burak elmas ve çevresini savunan bir gazetecinin herhangi bir değeri söz konusu olsun. gülüp geçmek gerekir böylelerine.