1560
lig tv veya bein sports. bu kanalın son 7-8 senede sahip olduğu güç korkutucu hal almaya başladı. son yıllarda bu kanalda yorumculuk yapan eski futbolcuların ve antrenörlerin kısa bir süre sonra büyük takımlar da dahil olmak üzere kendilerine iş bulması yetmezmiş gibi, şimdi de trio programının baş yorumcusu hanımefendiyi merkez hakem kurulu başkanlığı koltuğuna yolcu ettiler.
2014-2015 sezonunda mustafa denizli bu kanalda yorumcuydu. 2015-2016 sezonunun başında trt'ye geçti. orada iki ay çalıştı veya çalışmadı, hamza hamzaoğlu'nun ardından galatasaray teknik direktörü oldu. şansal büyüka ile beraberdi mustafa denizli lig tv'de, özellikle prandelli'nin ayrılığı sonra denizli'nin takımın başına geçirilmesi için az propaganda yapmadı büyüka. bir sene gecikmeli de olsa amacına ulaştı. biz "ağacı gerekirse budayacağını" söyleyen mustafa denizli ile rezalet bir sezon geçirdik, hamza hamzaoğlu sezon sonuna kadar kalsa işler bu kadar kötüye gitmezdi o sezon özelinde. 2015-2016 sezonunda ersun yanal bu kanalda yorumcu idi, sezon daha bitmeden mayıs 2016'da trabzonspor yeni sezon için ersun yanal'ı teknik direktör olarak göreve getirdi. 2020-2021 sezonunda abdullah avcı bu kez yayıncı kuruluşta yorumculuk yapıyordu, sezon devam ederken ersun yanal örneğine benzer şekilde yine trabzonspor avcı ile teknik direktör olarak anlaştı. bu kanalın en çok reyting yapan yorum programında görev alan volkan demirel bile, sıfır birinci adamlık tecrübesiyle, bein'deki yorumculuk koltuğundan kalktı ve karamgümrük takımının teknik direktörlük koltuğuna oturdu geçen sezon. öncelikli yorum progamlarında olmasa bile, bein'de süper lig'teki orta seviye maçların ve alt liglerde oynanan müsabakaların değerlendirmelerini yapan tamer tuna bile, bu kanalın yorumcusu olma etiketine sahip olması sayesinde, birçok takımda çalışma imkanına sahip oldu. gerek süper ligte gerek birinci ligte çalıştı. bugün bein'de yorumculuk koltuklarında oturan ilker, feyyaz, tugay ve tolga gibilerin teknik direktörlük hayali veya beklentisi olduğunu düşünmüyorum ama içlerinden bir tanesinin bu yönde bir hevesi olduğu takdirde, eminim ki o da ülke içerisinden kendisine bir teknik direktörlük koltuğu ayarlayabilir bein referansı sayesinde.
bein'in kulüplere, üstelik en üst düzeydeki kulüplere, bu kadar fazla ve kolay teknik direktör ihraç edebiliyor olması benim açıdan uzun zamandır dikkat ediciydi. aynı zamanda da çekindiğim bir durumdu bu çünkü lig maçlarının yayıncı kuruluşunun bu kadar güçlü ve etkili olmasını istemem kulüpler üzerinde. bu kanalın kapısından girip de kendisine oturacak teknik direktörlük koltuğu bulamayan antrenör veya emekli futbolcu yok. bugün gelinen noktada, bu kanal sahip olduğu mevcut gücün de ötesine geçti. isimleri, geçmişleri, yeterlilikleri veya tarafsızlıkları hiç önemli değil ama bu ülkede 25 senedir erman toroloğlu ve ahmet çakar hakem yorumculuğu yapıyorlar. mhk başkanlığı için düşünüldükleri veya görev aldıkları bir dönem oldu mu? olmadı. son yıllara bakalım. bünyamin gezer uzun zamandır trt'de, kendisine teklif yapıldı mı örneğin? cüneyt çakır, fırat aydınus hakemliği çok kısa bir süre önce bırakmış ve hakemliğe dair güncel uygulamalara "old school" hakem eskilerine oranla çok daha vakıf isimler. beğenirsiniz beğenmezsiniz (hiç beğenmem) ama çok genç ve çok daha enerjik isimler bunlar. üstelik bilgileri de güncel, hakemlik refleksleri çok taze. neden bu isimlerin hiçbiri değil de, lale orta? kadın olduğu için mi sadece tercih sebebi, "pozitif ayrımcılık" üzerinden mi açıklanıyor bu tercih? bence hiç ilgisi yok. hakemlerin kararlarına dair gerek televizyon kanallarında gerek sosyal medyada yıllardır eski hakemler aracılığıyla yapılan yorum programları mevcut iken, bein çok fazla bu alana girmemişti. bu alana girer girmez, sahip oldukları en kıdemli hakem yorumcusunu mhk'nın başına gönderdiler. lale orta bein'de değil örneğin d-smart'da hakem yorumcusu olarak görev yapıyor olsaydı, böyle bir atamanın gerçekleşmesi mümkün değildi. bein'in gücü bu tamamen. onlar açısından takdir edilesi bir güç ama biz galatasaraylılar açısından bu boyuttaki bir güç tehlike arz etmeli. şüpheyle yaklaşılması gereken ve dikkat edilmesi gerektiğine inandığım bir konu bu. süper lig'in yayıncı kuruluşu bu kadar güçlü olmamalı. maçlarla ilgili bu kanalda söylenenler veya takımımız hakkında yapılan yorumlar çok önemli değil ama federasyon'un ve kulüplerin bu kanalda çalışan isimleri süratle göreve getiriyor olmaları iyi bir şey değil. tesadüf de asla değil. bilinçli bir tercih. lale orta örneğinden sonra, bu konuya çok daha fazla dikkat etmeliyiz.
2014-2015 sezonunda mustafa denizli bu kanalda yorumcuydu. 2015-2016 sezonunun başında trt'ye geçti. orada iki ay çalıştı veya çalışmadı, hamza hamzaoğlu'nun ardından galatasaray teknik direktörü oldu. şansal büyüka ile beraberdi mustafa denizli lig tv'de, özellikle prandelli'nin ayrılığı sonra denizli'nin takımın başına geçirilmesi için az propaganda yapmadı büyüka. bir sene gecikmeli de olsa amacına ulaştı. biz "ağacı gerekirse budayacağını" söyleyen mustafa denizli ile rezalet bir sezon geçirdik, hamza hamzaoğlu sezon sonuna kadar kalsa işler bu kadar kötüye gitmezdi o sezon özelinde. 2015-2016 sezonunda ersun yanal bu kanalda yorumcu idi, sezon daha bitmeden mayıs 2016'da trabzonspor yeni sezon için ersun yanal'ı teknik direktör olarak göreve getirdi. 2020-2021 sezonunda abdullah avcı bu kez yayıncı kuruluşta yorumculuk yapıyordu, sezon devam ederken ersun yanal örneğine benzer şekilde yine trabzonspor avcı ile teknik direktör olarak anlaştı. bu kanalın en çok reyting yapan yorum programında görev alan volkan demirel bile, sıfır birinci adamlık tecrübesiyle, bein'deki yorumculuk koltuğundan kalktı ve karamgümrük takımının teknik direktörlük koltuğuna oturdu geçen sezon. öncelikli yorum progamlarında olmasa bile, bein'de süper lig'teki orta seviye maçların ve alt liglerde oynanan müsabakaların değerlendirmelerini yapan tamer tuna bile, bu kanalın yorumcusu olma etiketine sahip olması sayesinde, birçok takımda çalışma imkanına sahip oldu. gerek süper ligte gerek birinci ligte çalıştı. bugün bein'de yorumculuk koltuklarında oturan ilker, feyyaz, tugay ve tolga gibilerin teknik direktörlük hayali veya beklentisi olduğunu düşünmüyorum ama içlerinden bir tanesinin bu yönde bir hevesi olduğu takdirde, eminim ki o da ülke içerisinden kendisine bir teknik direktörlük koltuğu ayarlayabilir bein referansı sayesinde.
bein'in kulüplere, üstelik en üst düzeydeki kulüplere, bu kadar fazla ve kolay teknik direktör ihraç edebiliyor olması benim açıdan uzun zamandır dikkat ediciydi. aynı zamanda da çekindiğim bir durumdu bu çünkü lig maçlarının yayıncı kuruluşunun bu kadar güçlü ve etkili olmasını istemem kulüpler üzerinde. bu kanalın kapısından girip de kendisine oturacak teknik direktörlük koltuğu bulamayan antrenör veya emekli futbolcu yok. bugün gelinen noktada, bu kanal sahip olduğu mevcut gücün de ötesine geçti. isimleri, geçmişleri, yeterlilikleri veya tarafsızlıkları hiç önemli değil ama bu ülkede 25 senedir erman toroloğlu ve ahmet çakar hakem yorumculuğu yapıyorlar. mhk başkanlığı için düşünüldükleri veya görev aldıkları bir dönem oldu mu? olmadı. son yıllara bakalım. bünyamin gezer uzun zamandır trt'de, kendisine teklif yapıldı mı örneğin? cüneyt çakır, fırat aydınus hakemliği çok kısa bir süre önce bırakmış ve hakemliğe dair güncel uygulamalara "old school" hakem eskilerine oranla çok daha vakıf isimler. beğenirsiniz beğenmezsiniz (hiç beğenmem) ama çok genç ve çok daha enerjik isimler bunlar. üstelik bilgileri de güncel, hakemlik refleksleri çok taze. neden bu isimlerin hiçbiri değil de, lale orta? kadın olduğu için mi sadece tercih sebebi, "pozitif ayrımcılık" üzerinden mi açıklanıyor bu tercih? bence hiç ilgisi yok. hakemlerin kararlarına dair gerek televizyon kanallarında gerek sosyal medyada yıllardır eski hakemler aracılığıyla yapılan yorum programları mevcut iken, bein çok fazla bu alana girmemişti. bu alana girer girmez, sahip oldukları en kıdemli hakem yorumcusunu mhk'nın başına gönderdiler. lale orta bein'de değil örneğin d-smart'da hakem yorumcusu olarak görev yapıyor olsaydı, böyle bir atamanın gerçekleşmesi mümkün değildi. bein'in gücü bu tamamen. onlar açısından takdir edilesi bir güç ama biz galatasaraylılar açısından bu boyuttaki bir güç tehlike arz etmeli. şüpheyle yaklaşılması gereken ve dikkat edilmesi gerektiğine inandığım bir konu bu. süper lig'in yayıncı kuruluşu bu kadar güçlü olmamalı. maçlarla ilgili bu kanalda söylenenler veya takımımız hakkında yapılan yorumlar çok önemli değil ama federasyon'un ve kulüplerin bu kanalda çalışan isimleri süratle göreve getiriyor olmaları iyi bir şey değil. tesadüf de asla değil. bilinçli bir tercih. lale orta örneğinden sonra, bu konuya çok daha fazla dikkat etmeliyiz.
