107
"galatasaray'ın genlerinde olmayan kaleci türü" tanımlaması biraz ezbere. ona bakılırsa galatasaray'ın genlerinde bas bas bağıran bir türk forvet geleneği de var ancak burak yılmaz'dan sonra kayda değer bir türk forvetimiz yok. hoş, aradığımız da yok. türk kaleci istemediğimiz gibi, uzun yıllardır türk forvet de istemiyoruz (nedenini anlayamıyorum). türk futbolcu genel olarak pek çok galatasaraylıda alerji yapıyor. sanırım türk takımı olduğumuz bazen akıllardan çıkıyor. 11 yabancı futbolcuyla sürekli oynasak ben eminim ki büyük çoğunluk memnun olacaktır.
türk kaleci de, türk santrafor da istenirse ve iyi araştırılırsa bulunur. genlerimizde vardır yoktur gibi tartışmalara girmemek lazım. 1998'den beri transfer sezonlarını galatasaray adına net hatırlıyorum ve doğru düzgün bir türk kaleci transferi yapmışlığımızı hatırlamıyorum. 1998'de taffarel, 2001'de mondragon, 2011'de muslera dışında yabancı kaleci transferinde de tercihlerimiz berbat. türk olarak ise hatırladığım 2003'te stuttgart altyapısından alınan aykut erçetin var, 2009'da manisaspor'dan alınan ufuk ceylan var, 2014'te porto'dan kiralanan sinan bolat var, 2019'da bursaspor'dan transfer edilen okan kocuk var. bu adamların hiçbiri zaten "işte kalecimiz budur" mantığıyla transfer edilmediler. bunu dedirtecek performanslar da sergilemediler. bazıları idare etti, bazıları onu bile başaramadı. içlerinden sadece sinan için şunu söyleyebilirim; biz muslera'ya alışkın olmasaydık 3 haziran 2015'teki bursaspor final maçındaki performansıyla sinan'ın bonservisi alınır ve uzun yıllar kale rahatlıkla teslim edilirdi. ancak bizdeki çıta muslera sebebiyle özellikle o dönem çok yüksekti. muslera transferi 2011'de bir tercih değil, zorunluluktu bu arada. beşiktaş'ta rüştü&cenk, fenerbahçe'de volkan&mert, trabzonspor'da onur&tolga var iken, bizim bu isimlerle baş edebilecek bir türk kaleci bulmamız imkansızdı. tek şansımız bu isimlerden daha iyi bir yabancı kaleci bulmaktı ve onu da başardık. muslera'nın haziran 2020'deki sakatlığı sonrası altay'dan, uğurcan'dan ne kadar iyi performans sergilediği benim gözümde tartışılır. "haksız rekabet" tanımını hala devam ettiriyor mu; en azından benim için ettirmiyor. ama muslera konusunda duyulan hassasiyeti yıllardır biliyorum ve bu konuda galatasaraylıların ve sözlüğün genel görüşüne meydan okumak istemiyorum. en azından şimdilik.
türk kaleci mi yabancı kaleci mi tercihimizi biraz da şartlar belirleyecek. ekonomi belirleyecek, yabancı sayısı konusunda federasyonun kararı belirleyecek. 7+4 ve daha sonrasında 6+5 ile devam edilecekse, benim tavrım net. 2023-2024 sezonu sonunda muslera ile vedalaşılmalı ve türk kaleciyle devam edilmeli. yabancı kuralı esnetilir ise, haziran 2024'ten sonra muslera ile opsiyona bağlı yeni sözleşme mi yapılır veya türk ya da yabancı yeni kaleci mi transfer edilir bol bol tartışırız. daha zamanı var. ancak bu sürede mutlaka bazı ezberlerimizi yıkmalıyız. iyi türk kaleci bulunur. bulunduğu zaman da forma rahatlıkla verilir. sıkıntı da çekmeyiz.
türk kaleci de, türk santrafor da istenirse ve iyi araştırılırsa bulunur. genlerimizde vardır yoktur gibi tartışmalara girmemek lazım. 1998'den beri transfer sezonlarını galatasaray adına net hatırlıyorum ve doğru düzgün bir türk kaleci transferi yapmışlığımızı hatırlamıyorum. 1998'de taffarel, 2001'de mondragon, 2011'de muslera dışında yabancı kaleci transferinde de tercihlerimiz berbat. türk olarak ise hatırladığım 2003'te stuttgart altyapısından alınan aykut erçetin var, 2009'da manisaspor'dan alınan ufuk ceylan var, 2014'te porto'dan kiralanan sinan bolat var, 2019'da bursaspor'dan transfer edilen okan kocuk var. bu adamların hiçbiri zaten "işte kalecimiz budur" mantığıyla transfer edilmediler. bunu dedirtecek performanslar da sergilemediler. bazıları idare etti, bazıları onu bile başaramadı. içlerinden sadece sinan için şunu söyleyebilirim; biz muslera'ya alışkın olmasaydık 3 haziran 2015'teki bursaspor final maçındaki performansıyla sinan'ın bonservisi alınır ve uzun yıllar kale rahatlıkla teslim edilirdi. ancak bizdeki çıta muslera sebebiyle özellikle o dönem çok yüksekti. muslera transferi 2011'de bir tercih değil, zorunluluktu bu arada. beşiktaş'ta rüştü&cenk, fenerbahçe'de volkan&mert, trabzonspor'da onur&tolga var iken, bizim bu isimlerle baş edebilecek bir türk kaleci bulmamız imkansızdı. tek şansımız bu isimlerden daha iyi bir yabancı kaleci bulmaktı ve onu da başardık. muslera'nın haziran 2020'deki sakatlığı sonrası altay'dan, uğurcan'dan ne kadar iyi performans sergilediği benim gözümde tartışılır. "haksız rekabet" tanımını hala devam ettiriyor mu; en azından benim için ettirmiyor. ama muslera konusunda duyulan hassasiyeti yıllardır biliyorum ve bu konuda galatasaraylıların ve sözlüğün genel görüşüne meydan okumak istemiyorum. en azından şimdilik.
türk kaleci mi yabancı kaleci mi tercihimizi biraz da şartlar belirleyecek. ekonomi belirleyecek, yabancı sayısı konusunda federasyonun kararı belirleyecek. 7+4 ve daha sonrasında 6+5 ile devam edilecekse, benim tavrım net. 2023-2024 sezonu sonunda muslera ile vedalaşılmalı ve türk kaleciyle devam edilmeli. yabancı kuralı esnetilir ise, haziran 2024'ten sonra muslera ile opsiyona bağlı yeni sözleşme mi yapılır veya türk ya da yabancı yeni kaleci mi transfer edilir bol bol tartışırız. daha zamanı var. ancak bu sürede mutlaka bazı ezberlerimizi yıkmalıyız. iyi türk kaleci bulunur. bulunduğu zaman da forma rahatlıkla verilir. sıkıntı da çekmeyiz.