448
bu konu başlığına ikinci kez yazacağım ve muhtemelen de bu konu özelinde son entry'im olacak. ne demek istediğim, ne anlatmak istediğim tam olarak anlaşılmadığı için, sezon bazlı yaşanan örnekler üzerinden bir şeyleri anlatıp bu konuyu kapatacağım.
2005-2006, 2006-2007 ve 2007-2008 sezonlarında takıma bir bütün olarak veya futbolcu özelinde yapılmış bir protesto hatırlamıyorum ali sami yen'de. ufak çaplı oldu ise de katılmadım, aklımda da hiç yer edinmedi (2007-2008 sezonunda saha içerisinde servet ve arda sivaspor maçında ciddi bir tartışma yaşadılar, tribün de arda'ya çok kızdı ama bir anlık tepkiydi). benim de katıldığım ve aklımda yer edinen en önemli ilk protesto 2008-2009 sezonunda ali sami yen'de 5 yediğimiz kocaelispor maçında oldu. takım bir bütün halinde de ıslıklandı ama kapalı'nın göbeğinde sabri sarıoğlu'na "senin yeri belli, gece kulüpleri" şekinde başlayan özel bir beste yapıldı. "futbolcuya ıslık yok" diyor ya bugün ultraslan; besteyi yapan ve protestoyu başlatan kendileriydi. çok sert bir tepki gösterdiler. o sabri 3 gün sonra bordeaux maçında galibiyeti ve turu getiren golü attı. kapalı tribünün önünde formaya resmen secde etti ve üçlü çektirdi. 2009-2010 sezonunda sivas deplasmanı sonrası bir grup taraftar florya'ya gitti ve içeriye yumurta yağdırdı. ali sami yen'deki diyarbakırspor maçında başta jo alves ve arda turan olmak üzere herkes ıslıktan nasibini aldı, bütün statta pankartlar ters asıldı. 2010-2011 sezonunda yapılanlardan hangisini sayayım; ali sami yen'in kapanışından önce oynanan maçlarda ankaragücü'yle başlayarak; manisaspor, beşiktaş, gençlerbirliği maçlarının hepsinde takımın bütününe ve belirli başlı futbolcular özelinde protesto yapıldı. manisa maçında servet topu her ayağına aldığında "formayı satanın a..." diye bağrıldı. hakan balta, mustafa sarp, barış özbek, ali turan gibiler tabiri caizse yerin dibine sokuldu. 2013-2014 sezonunda fenerbahçe maçında selçuk, 2014-2015 sezonunda trabzonspor maçında burak ve selçuk beraber ıslıklandı. 2021-2022 sezonu, 2010-2011 sezonunun karbon kopyasıydı. giresun maçında ömer, trabzonspor maçında taylan, kayseri maçında berkan vs. hepsi ıslıklandı ve ıslığın çok ötesinde bireysel tepkiyle karşılaştı.
bunları bir "gurur tablosu" olarak yazmıyorum. ali sami yen'den bugüne bir durum tespiti olarak kaleme alıyorum. sabri'sinden servet'ine, selçuk'undan taylan'ına birebir şahit olduğum ıslık ve protestoları kabaca bir yazdım. ben özet geçtim; eksiği var, fazlası yok. bu yapılanların hepsine katıldım mı peki? katıldım. bugün dönüp baktığımda, 2008-2009 sezonundan başlayarak katıldığım hiçbir tepkiden ötürü pişman değilim. burası bir galatasaray platformu; galatasaray'ın stadında son 13-14 senede olan bitenleri ve benim bu olan bitenler karşısında yorumumu/düşüncemi yazmamdan ötürü hakaret işiteceksem, diyecek lafım yok. diğerlerinin dozajı ve gerekliliği oturulur tartışılır ama 2010-2011 sezonunda ali sami yen'de servet, barış, mustafa sarp gibiler kendilerine yönelik protestoyu çok net olarak hak etmişlerdir. burada yazılıp çizildiği gibi, "oyuncular demoralize edildi" vb. geri dönüşlere maalesef katılmıyorum. bence zerre umurlarında olmadı ama olduysa da, çok iyi oldu. o oyuncuların bir daha galatasaray taraftarının önüne çıkamayacak hale getirilmeleri gerekirdi, nispeten de öyle oldu. ciddiyetsiz, disiplinsiz, oynadığı formanın hakkını vermeyen, lakayt, şımarık bir futbolcu için "aman kırılır, aman üzülür, aman ağlar" diye düşünemem kimse kusura bakmasın. statta da kimse düşünmedi ali sami yen'in son sezonunda. 2021-2022 sezonu da dediğim gibi, 2010-2011 sezonunun bir karbon kopyasıdır. servet çetin yok, ömer bayram var. mustafa sarp yok, taylan antalyalı var. barış özbek yok, ryan babel var. ben veya ıslıklayan diğer insanlar. ne yapacaktık? ömer bayram'a o göbeğinden, o ciddiyetsizliğinden, o gevşekliğinden, o gözleri kanatan futbolundan ötürü madalya mı verecektik? ki hep ıslık, protesto gibi konuların altı çizilmeye çalışılıyor ama geçen sezon o rezil takım ligte birçok maçta maç sonu tribüne çağırıldı ve hep beraber "şereftir seni sevmek" söylendi. giresun, kasımpaşa, trabzon, kayseri, sivas gibi maçlarda da çeşitli oyuncular özel olarak ıslıklandı. ne olacaktı ki, ne bekleniyordu insanlardan? içeride dışarıda herkese yenilen, sezonu 13.sırada bitiren, bulunduğu yerin ciddiyetini kavrayamamış adamlara "aferin" mi denilecekti? "ne yapılacaksa maçtan sonra yapılsın" deniliyor mesela. maç içerisinde zarar veriyormuş. sanırsın bu adamlar maçta tepki olmadığı zamanlarda sahada şov yapıyorlardı. ıslık, tepki dediğimiz şey bir günde ortaya çıkmaz. önce destek vardır, geçen sezon da vardı destek. 2010-2011 sezonunda da vardı. insanlar, desteğin karşılığında oynanan rezil futbolu, ciddiyetsizliği ve puan tablosundaki fiyaskoyu görünce tepki göstermeye başlarlar. bir galatasaraylı, galatasaray'a ve değerlerine kendisinin gösterdiği hassasiyeti ve verdiği emeği sahada futbolcu da göremediği zaman, sinirlenmeye başlar. bu hep böyle olmuştur. ayrıca senelerdir galatasaray'da tepki gördüğü için ayrılan futbolcuların birçoğunun sonu bir alt lig oldu. zaman içerisinde de yok olup gittiler. galatasaray'da tepki gördüğü için ayrılıp da galatasaray'dan üst klasman bir takıma transfer yapabilen var mı? bu bile başlı başına neyin doğru neyin yanlış olduğunu gösteriyor.
ben galatasaraylıyım. bunu da burada kimseye sorgulatacak veya tartıştıracak değilim. buraya yazdıklarım da "hayal ürünü" şeyler değil. olup biteni yazdım. doğru bulmazsın, beğenmezsin, hatta bu olup bitenlerden nefret edersin. yazdıklarıma"of" verirsin veya özelden saygılı bir şekilde eleştirini dile getirirsin. anlatırsın. o kadar ama; buradaki her bir yazarın özgürlüğü bununla sınırlı. çünkü ben bir tarafımdan olay uydurmuyorum. bir tarafımdan tespit de yapmıyorum. bir olay var, yaşanmışlık var ve bu hakikat karşısında benim sergilediğim tutum var entry'de. bundan ötürü kalkıp da bana veya bir başkasına "cahil" yakıştırması yapılamaz. buranın genel anlayışı bu olmamalı.
2005-2006, 2006-2007 ve 2007-2008 sezonlarında takıma bir bütün olarak veya futbolcu özelinde yapılmış bir protesto hatırlamıyorum ali sami yen'de. ufak çaplı oldu ise de katılmadım, aklımda da hiç yer edinmedi (2007-2008 sezonunda saha içerisinde servet ve arda sivaspor maçında ciddi bir tartışma yaşadılar, tribün de arda'ya çok kızdı ama bir anlık tepkiydi). benim de katıldığım ve aklımda yer edinen en önemli ilk protesto 2008-2009 sezonunda ali sami yen'de 5 yediğimiz kocaelispor maçında oldu. takım bir bütün halinde de ıslıklandı ama kapalı'nın göbeğinde sabri sarıoğlu'na "senin yeri belli, gece kulüpleri" şekinde başlayan özel bir beste yapıldı. "futbolcuya ıslık yok" diyor ya bugün ultraslan; besteyi yapan ve protestoyu başlatan kendileriydi. çok sert bir tepki gösterdiler. o sabri 3 gün sonra bordeaux maçında galibiyeti ve turu getiren golü attı. kapalı tribünün önünde formaya resmen secde etti ve üçlü çektirdi. 2009-2010 sezonunda sivas deplasmanı sonrası bir grup taraftar florya'ya gitti ve içeriye yumurta yağdırdı. ali sami yen'deki diyarbakırspor maçında başta jo alves ve arda turan olmak üzere herkes ıslıktan nasibini aldı, bütün statta pankartlar ters asıldı. 2010-2011 sezonunda yapılanlardan hangisini sayayım; ali sami yen'in kapanışından önce oynanan maçlarda ankaragücü'yle başlayarak; manisaspor, beşiktaş, gençlerbirliği maçlarının hepsinde takımın bütününe ve belirli başlı futbolcular özelinde protesto yapıldı. manisa maçında servet topu her ayağına aldığında "formayı satanın a..." diye bağrıldı. hakan balta, mustafa sarp, barış özbek, ali turan gibiler tabiri caizse yerin dibine sokuldu. 2013-2014 sezonunda fenerbahçe maçında selçuk, 2014-2015 sezonunda trabzonspor maçında burak ve selçuk beraber ıslıklandı. 2021-2022 sezonu, 2010-2011 sezonunun karbon kopyasıydı. giresun maçında ömer, trabzonspor maçında taylan, kayseri maçında berkan vs. hepsi ıslıklandı ve ıslığın çok ötesinde bireysel tepkiyle karşılaştı.
bunları bir "gurur tablosu" olarak yazmıyorum. ali sami yen'den bugüne bir durum tespiti olarak kaleme alıyorum. sabri'sinden servet'ine, selçuk'undan taylan'ına birebir şahit olduğum ıslık ve protestoları kabaca bir yazdım. ben özet geçtim; eksiği var, fazlası yok. bu yapılanların hepsine katıldım mı peki? katıldım. bugün dönüp baktığımda, 2008-2009 sezonundan başlayarak katıldığım hiçbir tepkiden ötürü pişman değilim. burası bir galatasaray platformu; galatasaray'ın stadında son 13-14 senede olan bitenleri ve benim bu olan bitenler karşısında yorumumu/düşüncemi yazmamdan ötürü hakaret işiteceksem, diyecek lafım yok. diğerlerinin dozajı ve gerekliliği oturulur tartışılır ama 2010-2011 sezonunda ali sami yen'de servet, barış, mustafa sarp gibiler kendilerine yönelik protestoyu çok net olarak hak etmişlerdir. burada yazılıp çizildiği gibi, "oyuncular demoralize edildi" vb. geri dönüşlere maalesef katılmıyorum. bence zerre umurlarında olmadı ama olduysa da, çok iyi oldu. o oyuncuların bir daha galatasaray taraftarının önüne çıkamayacak hale getirilmeleri gerekirdi, nispeten de öyle oldu. ciddiyetsiz, disiplinsiz, oynadığı formanın hakkını vermeyen, lakayt, şımarık bir futbolcu için "aman kırılır, aman üzülür, aman ağlar" diye düşünemem kimse kusura bakmasın. statta da kimse düşünmedi ali sami yen'in son sezonunda. 2021-2022 sezonu da dediğim gibi, 2010-2011 sezonunun bir karbon kopyasıdır. servet çetin yok, ömer bayram var. mustafa sarp yok, taylan antalyalı var. barış özbek yok, ryan babel var. ben veya ıslıklayan diğer insanlar. ne yapacaktık? ömer bayram'a o göbeğinden, o ciddiyetsizliğinden, o gevşekliğinden, o gözleri kanatan futbolundan ötürü madalya mı verecektik? ki hep ıslık, protesto gibi konuların altı çizilmeye çalışılıyor ama geçen sezon o rezil takım ligte birçok maçta maç sonu tribüne çağırıldı ve hep beraber "şereftir seni sevmek" söylendi. giresun, kasımpaşa, trabzon, kayseri, sivas gibi maçlarda da çeşitli oyuncular özel olarak ıslıklandı. ne olacaktı ki, ne bekleniyordu insanlardan? içeride dışarıda herkese yenilen, sezonu 13.sırada bitiren, bulunduğu yerin ciddiyetini kavrayamamış adamlara "aferin" mi denilecekti? "ne yapılacaksa maçtan sonra yapılsın" deniliyor mesela. maç içerisinde zarar veriyormuş. sanırsın bu adamlar maçta tepki olmadığı zamanlarda sahada şov yapıyorlardı. ıslık, tepki dediğimiz şey bir günde ortaya çıkmaz. önce destek vardır, geçen sezon da vardı destek. 2010-2011 sezonunda da vardı. insanlar, desteğin karşılığında oynanan rezil futbolu, ciddiyetsizliği ve puan tablosundaki fiyaskoyu görünce tepki göstermeye başlarlar. bir galatasaraylı, galatasaray'a ve değerlerine kendisinin gösterdiği hassasiyeti ve verdiği emeği sahada futbolcu da göremediği zaman, sinirlenmeye başlar. bu hep böyle olmuştur. ayrıca senelerdir galatasaray'da tepki gördüğü için ayrılan futbolcuların birçoğunun sonu bir alt lig oldu. zaman içerisinde de yok olup gittiler. galatasaray'da tepki gördüğü için ayrılıp da galatasaray'dan üst klasman bir takıma transfer yapabilen var mı? bu bile başlı başına neyin doğru neyin yanlış olduğunu gösteriyor.
ben galatasaraylıyım. bunu da burada kimseye sorgulatacak veya tartıştıracak değilim. buraya yazdıklarım da "hayal ürünü" şeyler değil. olup biteni yazdım. doğru bulmazsın, beğenmezsin, hatta bu olup bitenlerden nefret edersin. yazdıklarıma"of" verirsin veya özelden saygılı bir şekilde eleştirini dile getirirsin. anlatırsın. o kadar ama; buradaki her bir yazarın özgürlüğü bununla sınırlı. çünkü ben bir tarafımdan olay uydurmuyorum. bir tarafımdan tespit de yapmıyorum. bir olay var, yaşanmışlık var ve bu hakikat karşısında benim sergilediğim tutum var entry'de. bundan ötürü kalkıp da bana veya bir başkasına "cahil" yakıştırması yapılamaz. buranın genel anlayışı bu olmamalı.