4630
bizim ülkede nasıl ot bittiğine dair ciddi bir merakım var. inanılmaz tahammülsüz bir milletiz. ligin hepi topu 13. maçına çıktığımız sezonda, neredeyse tamamen değişmiş bir takımın başına yeni geçmiş hocayı 10 haftadır göme göme bir hal olduk. şimdi başakşehir'e 7 tane atınca hocammm oldu. ben kötü maçımızdan sonra bile hocanın arkasından bir an bile çekilmedim. geçen ay yazdığım entry:
(bkz: #3471488)
yeni kurulan bir takımın "takım" olmak için ekmek gibi su gibi ihtiyacı olan şey maç oynamaktır. takım dengelerinin, taktiğin, dizişin yanında kim nerde nasıl oynar, hangi tandemler, kombinasyonlar birlikte daha verimlidir gibi hususları çözmek için üst seviyede maçlar oynamanız gerekir. fenerbahçe'ye nazaran yaşadığımız en büyük dezavantaj, adamlar üç kulvarda haftada 3 maça çıkıp bugüne kadar 25 resmi maç yapmışken, biz dünya kupası arasına toplam 15 tane resmi maç oynamış olarak giriyoruz. tam ritim bulmuşken yok milli takım arası, yok bay haftası derken takım inanılmaz soğudu ve o periyotta tökezledi. şimdi deneye deneye en doğru dizilişi ve takımı bulmaya başladık ve takım tekrar ritmini buldu. artık kim oynar, kim çıkar, kim girer ezberlemeye başladık. takım olma yolunda en önemli eşiğe ulaştık bence. hatırlayın 2011'de kurulan ve önündeki yıllarda bir çok kupa kazanan cl'de çeyrek final gören takım 11-12 sezonunun ilk 10 haftasında orta sahanın merkezinde sabri, eboue denemeleri yapıyordu. ujfa sağ bekte, servet stoperde falan oynuyordu, tek forvettik. sonra deneye deneye o sezonu süpürecek 4-4-2 dizilişini bulduk ve gerisi çorap söküğü gibi geldi. bu işler öyle fm'deki gibi bir anda olmuyor. çok doğal bir süreç, yaşayarak, tecrübe ederek gelişebileceğiniz bir süreç. öyle 3-5 maç oynanmışken hocayı ve her tercihini gömmeye başlarsanız klopp, pep, nagelsmann kim gelse beklentinizi karşılayamaz.
(bkz: #3471488)
yeni kurulan bir takımın "takım" olmak için ekmek gibi su gibi ihtiyacı olan şey maç oynamaktır. takım dengelerinin, taktiğin, dizişin yanında kim nerde nasıl oynar, hangi tandemler, kombinasyonlar birlikte daha verimlidir gibi hususları çözmek için üst seviyede maçlar oynamanız gerekir. fenerbahçe'ye nazaran yaşadığımız en büyük dezavantaj, adamlar üç kulvarda haftada 3 maça çıkıp bugüne kadar 25 resmi maç yapmışken, biz dünya kupası arasına toplam 15 tane resmi maç oynamış olarak giriyoruz. tam ritim bulmuşken yok milli takım arası, yok bay haftası derken takım inanılmaz soğudu ve o periyotta tökezledi. şimdi deneye deneye en doğru dizilişi ve takımı bulmaya başladık ve takım tekrar ritmini buldu. artık kim oynar, kim çıkar, kim girer ezberlemeye başladık. takım olma yolunda en önemli eşiğe ulaştık bence. hatırlayın 2011'de kurulan ve önündeki yıllarda bir çok kupa kazanan cl'de çeyrek final gören takım 11-12 sezonunun ilk 10 haftasında orta sahanın merkezinde sabri, eboue denemeleri yapıyordu. ujfa sağ bekte, servet stoperde falan oynuyordu, tek forvettik. sonra deneye deneye o sezonu süpürecek 4-4-2 dizilişini bulduk ve gerisi çorap söküğü gibi geldi. bu işler öyle fm'deki gibi bir anda olmuyor. çok doğal bir süreç, yaşayarak, tecrübe ederek gelişebileceğiniz bir süreç. öyle 3-5 maç oynanmışken hocayı ve her tercihini gömmeye başlarsanız klopp, pep, nagelsmann kim gelse beklentinizi karşılayamaz.