26
konuşmalarında en dikkat çeken husus var ve yayıncı kuruluş kameraları-yönetmenleri arasındaki bağdır. görüntü manipülasyonları ile var arasındaki durum gerçekten tartışmaya değer. var gelmeden önce örneğin kadıköy'de herhangi bir takımın maç kazanması epey güçken var ile beraber bu durum terse dönmüştü. bunun rahatsızlığından olsa gerek var ve görüntü ilişkisine müdahale yapıldığı epeydir düşündüğüm bir konudur.
ancak direkt sonuca etki eden pozisyonlardan ziyade hakemlerin maç içerisindeki sertlik tolerasyonları bu sezon en çok dikkatimi çeken durum. bunu istatistikle vs açıklamak da zor. ancak rakip takımların maçlarını izlerken özellikle orta sahada hızlı atak kesmeye yönelik atakların "kolayca" es geçildiğini gözlemlemek zor değil. bilhassa fenerbahçe çok riskli bir futbol oynuyor ve bütün planları orta sahada 25-30 metre içerisinde sert baskıyla rakibi boğmak. bu sertliğe fenerbahçe maçlarında rahatça izin verilirken, bizim maçlardaki ikili mücadelelerde aleyhimize çok kolay kartlar veriliyor ve fauller çalınıyor.
bunun tek ayağı mhk ya da hakemler de değil. medya da bu konuda çok önemli. şu ana kadar takip ettiğim programlar fenerbahçe'de keyifler yerinde olduğu için pek de hakem açıklamaları yapmıyorlar. ne zaman ki fener takılıyor, türk futbolundaki hakemlik sorunundan tutun, mali yapılanmalara kadar hiçbir şeyin yolunda gitmediğinden söz ediliyor.
bu açıklamalar da "kaybedilen maç sonrası hezeyanlar" olarak algılanıyor. daha birkaç zaman evvel ali bey elinde megafon sağa sola çılgın atarken bunu bile "nezaketle" dile getirenler; erden bey'in gayet usturuplu açıklamalarını hor görüyorlar.
ilk hafta antalya maçında* aleyhimize verilen komik penaltıdan bu gidişatın bu sene de böyle olacağı malumun ilamıydı. erden bey de bunları güzel bir ifadeyle dile getirdi, kendisine galatasaray duruşunu bozmadan da haksızlıklara meydan okunacağını gösterdiği için teşekkür ederim.
ancak direkt sonuca etki eden pozisyonlardan ziyade hakemlerin maç içerisindeki sertlik tolerasyonları bu sezon en çok dikkatimi çeken durum. bunu istatistikle vs açıklamak da zor. ancak rakip takımların maçlarını izlerken özellikle orta sahada hızlı atak kesmeye yönelik atakların "kolayca" es geçildiğini gözlemlemek zor değil. bilhassa fenerbahçe çok riskli bir futbol oynuyor ve bütün planları orta sahada 25-30 metre içerisinde sert baskıyla rakibi boğmak. bu sertliğe fenerbahçe maçlarında rahatça izin verilirken, bizim maçlardaki ikili mücadelelerde aleyhimize çok kolay kartlar veriliyor ve fauller çalınıyor.
bunun tek ayağı mhk ya da hakemler de değil. medya da bu konuda çok önemli. şu ana kadar takip ettiğim programlar fenerbahçe'de keyifler yerinde olduğu için pek de hakem açıklamaları yapmıyorlar. ne zaman ki fener takılıyor, türk futbolundaki hakemlik sorunundan tutun, mali yapılanmalara kadar hiçbir şeyin yolunda gitmediğinden söz ediliyor.
bu açıklamalar da "kaybedilen maç sonrası hezeyanlar" olarak algılanıyor. daha birkaç zaman evvel ali bey elinde megafon sağa sola çılgın atarken bunu bile "nezaketle" dile getirenler; erden bey'in gayet usturuplu açıklamalarını hor görüyorlar.
ilk hafta antalya maçında* aleyhimize verilen komik penaltıdan bu gidişatın bu sene de böyle olacağı malumun ilamıydı. erden bey de bunları güzel bir ifadeyle dile getirdi, kendisine galatasaray duruşunu bozmadan da haksızlıklara meydan okunacağını gösterdiği için teşekkür ederim.