6902
'bir zamanlar' rekabet içinde olduğumuz fakat günümüzde rekabeti düşmanlıkla harladığı için kayıtsız kaldığım kulüptür. öyle ya, 'sevginin karşıtı nefret değil kayıtsızlıktır.' der, varoluşçu psikolog rollo may.
yayımlanan bildirimizde adlarının değil, imalarının yer alması hayli rahatsız etmiş olmalı. yarası olan gocunur efendim. galatasaray'ın sergilediği hangi tavır ve söylediği hangi sözlerden sonra galatasaray'ın kin ve nefret öznesi olduğunu biz taraftarlar biliyoruz. bırak masa başında iş çözmeyi, muhattabımız yok çoğu zaman. biz ses çıkarmayı bile unutmuşuz, çat pat becerebiliyoruz. hakkımız olanı aradığımız için haksızmışız gibi davranmaları kalitelerinin bir göstergesi. ne de olsa '17 kulüp' birleşip hakemler de insan diye her 'zerre'de bağıran sizdiniz. galatasaray'a karşı olan tüm işlerin içinde bir şekilde varsınız. hafızaları onları tutarsızlıktan korumak için yayımlanan bildirimize anında yanıt verdirdi ama hatırlattığı şey hakemlerin yanında saf tutup, sonra da hakemler ciddi hatalar yapıyor diye ağlamalarının tutarsızlığı oldu. işte bu yüzden büyük takım genlerine sahip değiller. işte bu, rekabetimizi bitirdi. öncesinde mahalleden arkadaştık. şimdi, ailesine karşı gelen, isyan eden ergen çocuğumuz gibi oldular. olur olmadık her şeye görüş bildirir veya karşı gelir laf söylerseniz lafınızın bi' ehemmiyeti kalmaz. o kadar çok konuşuyorsunuzdur ki ne konuştuğunuzu siz bile hatırlamıyorsunuzdur. ama 'galatasaray kadar büyük' olmadığınızı bilen hafızanız sizi gün gelir doğrular ve elaleme yine bi' şekilde kendi elinizle kendinizi rezil edersiniz. genlerinizin mekanizması böyle. o yüzden ne yaparsanız yapın yolunuzu bulmak için galatasaray'ı geriden takip etmeye, galatasaray ne yaparsa siz de aynısını yapmaya mahkumsunuz.
edit: imla
yayımlanan bildirimizde adlarının değil, imalarının yer alması hayli rahatsız etmiş olmalı. yarası olan gocunur efendim. galatasaray'ın sergilediği hangi tavır ve söylediği hangi sözlerden sonra galatasaray'ın kin ve nefret öznesi olduğunu biz taraftarlar biliyoruz. bırak masa başında iş çözmeyi, muhattabımız yok çoğu zaman. biz ses çıkarmayı bile unutmuşuz, çat pat becerebiliyoruz. hakkımız olanı aradığımız için haksızmışız gibi davranmaları kalitelerinin bir göstergesi. ne de olsa '17 kulüp' birleşip hakemler de insan diye her 'zerre'de bağıran sizdiniz. galatasaray'a karşı olan tüm işlerin içinde bir şekilde varsınız. hafızaları onları tutarsızlıktan korumak için yayımlanan bildirimize anında yanıt verdirdi ama hatırlattığı şey hakemlerin yanında saf tutup, sonra da hakemler ciddi hatalar yapıyor diye ağlamalarının tutarsızlığı oldu. işte bu yüzden büyük takım genlerine sahip değiller. işte bu, rekabetimizi bitirdi. öncesinde mahalleden arkadaştık. şimdi, ailesine karşı gelen, isyan eden ergen çocuğumuz gibi oldular. olur olmadık her şeye görüş bildirir veya karşı gelir laf söylerseniz lafınızın bi' ehemmiyeti kalmaz. o kadar çok konuşuyorsunuzdur ki ne konuştuğunuzu siz bile hatırlamıyorsunuzdur. ama 'galatasaray kadar büyük' olmadığınızı bilen hafızanız sizi gün gelir doğrular ve elaleme yine bi' şekilde kendi elinizle kendinizi rezil edersiniz. genlerinizin mekanizması böyle. o yüzden ne yaparsanız yapın yolunuzu bulmak için galatasaray'ı geriden takip etmeye, galatasaray ne yaparsa siz de aynısını yapmaya mahkumsunuz.
edit: imla