82
hâlâ türk futbolundan ve futbolcusundan profesyonellik ve disiplin beklenildiğini gördüğümüz maç olmuştur. toplumsal konjonktürde ve toplum karakteristiğinde analiz edeceğim maçı. buyurun başlayalım:
biz buyuz anlayın artık. birkaç güzel iş yaptığımızda bizim kadar olamayanları aşağılama eğilimli oluruz. eziklik psikolojisi bunu gerektirir çünkü. senelerdir ezildik hep niceliğe baktık çünkü niteliğe değil. nicel olarak üstün olana yalakalık yaptık, nitel üstünlüğü olanı ise hor gördük, enayi yaftası yapıştırdık.
bir milletin kültürü siyasetinden, sporuna, sanatından, mimarisine her şeyine yansır. türk milli takımının ve ülke futbolunun senelerdir lakayıt ve laubali olmasının müsebbibi yozlaşmış kültüre sahip olmamızdır. efendi ve işini yapanı ezikleme, yağcılık ve üç kağıtçılık yapanı ise yerlere göklere sığdıramama. olayın özeti budur.
bu maç da bize göstermiştir ki, türk milli takımından da, türk futbolcusundan da uzun vadede bir şey olmaz, olamaz. rakibi küçümsemek, maçtan önce bazı futbolcu veya futbolcuların “biz buraların takımı değiliz” minvalinde üst perdeden konuşmaları, birkaç maç bizden kat be kat kalibre anlamında kötü olan takımları yendik diye disiplinden ve profesyonellikten taviz verip “ne oldum” havaları. netice bu.
bizim yerimiz hep alt klasmanlardı zaten. lüksemburg gibi teknik olarak iyi olmayan ama iş ahlakı olan takımlarla yarışmak bizim hak ettiğimiz statü. çünkü biz kendimizi koyunun olmadığı yerde abdurrahman çelebi’lik taslayan keçi yerine koyuyoruz. üstelik iş ahlakına da sahip bir millet değiliz, olmayacağız da.
biz buyuz anlayın artık. birkaç güzel iş yaptığımızda bizim kadar olamayanları aşağılama eğilimli oluruz. eziklik psikolojisi bunu gerektirir çünkü. senelerdir ezildik hep niceliğe baktık çünkü niteliğe değil. nicel olarak üstün olana yalakalık yaptık, nitel üstünlüğü olanı ise hor gördük, enayi yaftası yapıştırdık.
bir milletin kültürü siyasetinden, sporuna, sanatından, mimarisine her şeyine yansır. türk milli takımının ve ülke futbolunun senelerdir lakayıt ve laubali olmasının müsebbibi yozlaşmış kültüre sahip olmamızdır. efendi ve işini yapanı ezikleme, yağcılık ve üç kağıtçılık yapanı ise yerlere göklere sığdıramama. olayın özeti budur.
bu maç da bize göstermiştir ki, türk milli takımından da, türk futbolcusundan da uzun vadede bir şey olmaz, olamaz. rakibi küçümsemek, maçtan önce bazı futbolcu veya futbolcuların “biz buraların takımı değiliz” minvalinde üst perdeden konuşmaları, birkaç maç bizden kat be kat kalibre anlamında kötü olan takımları yendik diye disiplinden ve profesyonellikten taviz verip “ne oldum” havaları. netice bu.
bizim yerimiz hep alt klasmanlardı zaten. lüksemburg gibi teknik olarak iyi olmayan ama iş ahlakı olan takımlarla yarışmak bizim hak ettiğimiz statü. çünkü biz kendimizi koyunun olmadığı yerde abdurrahman çelebi’lik taslayan keçi yerine koyuyoruz. üstelik iş ahlakına da sahip bir millet değiliz, olmayacağız da.