• 144
    benim anılarımı tazelediğim ama eşimin çok etkilendiği bir fatih terim belgeseli. 40 yaşında olduğum ve ailem haricindeki tek dünyam galatasaray olduğu için beni şaşırtan hiçbir şey yoktu ama eşim her ne kadar galatasaraylı olsa da futbola ilgisiz olduğu için birçok şeyi ilk kez gördü ve bu o’nun hoşuna gitti.

    yapım bence kalite ve özenden uzaktı. ince detaylara hiç girlmemiş, perde arkaları hiç ama hiç anlatılmamış. hocanın 3’ncü ayrılışında yıldırım demirören detayı hiç yok. ilk ayrılışı neden oluyor, ne oluyor da fiorentina’ya gidiyor hiç yok. fiorentina’dan milan’la anlaştığı için gönderildiğine dair iddialara karşı hiçbir anlatım yok. milan’dan berlisconi’nin bir takım ziyaretinde eşofmanlarıyla başkanın karşısına çıktığı için gönderildiğine dair iddialara dair hiçbir şey yok. objektif bir terim belgeseli değil de hocanın anlatımı, anlatmak istedikleri anlatılmış sadece. dolayısıyla belli ki kendisinin galatasaray ile ilgili bir takım planları var ve kimseyi özellikle isim vererek eleştirmemiş. tabi bu aldığı galatasaray terbiyesi ve kol kırılır yen içinde kalır felsefesinden de olabilir. ama bazı şeylerin açıkça anlatılması belki o şeylerin aydınlanması açısından daha iyi olabilirdi. çünkü hepimiz biliyoruz ki hoca da sütten çıkmış ak kaşık değil. bu yönden bakarsak da yapım, bir terim belgeselinden çok bir fatih terim pr’ı olmuş.

    belgeselin kapanışından da anlaşılacağı üzere, hocanın galatasaray’a bence teknik direktör olarak bir dönme planı var. bu yakın zamanda mı yoksa sene sonunda mı olur bilinmez ama kafasında net bir arzusu olduğu çok açık. bakalım zaman ne gösterecek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın