472
galatasaray'a transferi kesin gibi görünen arjantinli santrafor. kendisinin oyun stili ve galatasaray'a ne kadar uyacağı soru işaretleri barındırsa da eşiyle beraber karakter olarak nasıl bir tutum sergileyecekleri de çok büyük soru işaretidir.
tabi ki aşk-ı memnu tadında olan hikayelerinden bahsetmiyorum. icardi tüm kariyerini eşi wanda nara'ya göre şekillendiren bir isim. öyle ki kendisinin menajerliğini yapıyor ve ahmet bulut falan nara'nın elini öper başına koyar o derece tehlikeli. babasını menajer yapan futbolculardan daha beter yani.
mesela inter'de tonlarca gol atıp, kaptanlık yapmış bir ismin şu anda adının hiç anılmaması ve nefret edilmesi üzerine düşünülmesi gerek diye düşünüyorum. bu klasik bir "sevilmeyen adam" mevzusu değil çünkü. o dönem takip edenler muhakkak hatırlayacaktır nara ile icardi'nin inter'e nasıl saygısızlık yaptığını. sözleşme görüşmelerinde yaptıkları çıkıntılıklardan tutun takım içi futbolculara yapılan saygısızlıklara kadar.
hatta işler öyle bir hale gelmişti ki inter'de ki futbolcular bile sevmiyordu adamı. nara " icardi istediği oyuncuyu kadrodan çıkarır" gibi saçma sapan şeyler söylemişti mesela yanlışım yoksa. antrenmanlara çıkmayıp, en son kulübü eşiyle beraber dava etmişti diye hatırlıyorum.
tabi taraftarlarda kendisinden ciddi derecede nefret ediyordu. hatta o dönem icardi kitap mı ne çıkarmıştı orada inter'in en büyük taraftar grubuna hakaretler ediyordu. inter'li taraftarlar da evini falan basmışlardı adamsan çık karşımıza diye o derece.
yani demem odur ki eşiyle beraber bu kadar sıkıntılı karaktere sahip olan bir futbolcunun türkiye gibi yarın ne olacağı belli olmayan bir ülkeye transfer edilmesi çok yanlış diye düşünüyorum.
kendisi goller atıp iyi performans sergilerken bir anda eşiyle beraber bir şeyden memnun olmayıp olay çıkarabilecek kapasitede birisi. hatta türkiye'de futbolculara yatırılan maaşların geciktiğini düşünürsek bizi çok güzel günler bekliyor diyebiliriz. wanda nara, icardi, galatasaray dramalarını görüyorum şimdiden.
tabi ki aşk-ı memnu tadında olan hikayelerinden bahsetmiyorum. icardi tüm kariyerini eşi wanda nara'ya göre şekillendiren bir isim. öyle ki kendisinin menajerliğini yapıyor ve ahmet bulut falan nara'nın elini öper başına koyar o derece tehlikeli. babasını menajer yapan futbolculardan daha beter yani.
mesela inter'de tonlarca gol atıp, kaptanlık yapmış bir ismin şu anda adının hiç anılmaması ve nefret edilmesi üzerine düşünülmesi gerek diye düşünüyorum. bu klasik bir "sevilmeyen adam" mevzusu değil çünkü. o dönem takip edenler muhakkak hatırlayacaktır nara ile icardi'nin inter'e nasıl saygısızlık yaptığını. sözleşme görüşmelerinde yaptıkları çıkıntılıklardan tutun takım içi futbolculara yapılan saygısızlıklara kadar.
hatta işler öyle bir hale gelmişti ki inter'de ki futbolcular bile sevmiyordu adamı. nara " icardi istediği oyuncuyu kadrodan çıkarır" gibi saçma sapan şeyler söylemişti mesela yanlışım yoksa. antrenmanlara çıkmayıp, en son kulübü eşiyle beraber dava etmişti diye hatırlıyorum.
tabi taraftarlarda kendisinden ciddi derecede nefret ediyordu. hatta o dönem icardi kitap mı ne çıkarmıştı orada inter'in en büyük taraftar grubuna hakaretler ediyordu. inter'li taraftarlar da evini falan basmışlardı adamsan çık karşımıza diye o derece.
yani demem odur ki eşiyle beraber bu kadar sıkıntılı karaktere sahip olan bir futbolcunun türkiye gibi yarın ne olacağı belli olmayan bir ülkeye transfer edilmesi çok yanlış diye düşünüyorum.
kendisi goller atıp iyi performans sergilerken bir anda eşiyle beraber bir şeyden memnun olmayıp olay çıkarabilecek kapasitede birisi. hatta türkiye'de futbolculara yatırılan maaşların geciktiğini düşünürsek bizi çok güzel günler bekliyor diyebiliriz. wanda nara, icardi, galatasaray dramalarını görüyorum şimdiden.