6667
tudor'u yiyen malum kesim benim buradayım. hani bu malum kesimin kim olduğunu merak edersiniz diye kedimi ifşalıyorum.
o dönemki malatya maçında sonra üşenmeden kalktım atatürk havaalanına protestoya gittim. takım otobüsünün çıkacağı yere en öne mevzilendim ve hedefteki kişi de kendisiydi. aprondan çıktı otobüse doğru geliyor biz can hıraş bağırdık çağırdık protesto ettik. bize el kol hareketi falan yaptı sonra koltuğuna oturdu. alex'in aziz yıldırım karşısındaki oturma şekline uygun şöyle necasetini tam bize dönerek ayak ayak üstüne attı ve s.kimde değilsiniz triplerine girdi.
efendim sonra otobüs floryaya doğru yola çıktı bizde apar topar otobüsün peşine takıldık, kayınbiraderimin marifetiyle kortejin (polis escortları, koruma araçları vs. sadece biz siviliz) içerisine girdik. aracı kullanan kayınbiraderime otobüsün yanına geçmesini ve öne gelmesini söyledim. tabi bu arada yaklaşık saatte 120 km hızla falan gidiyoruz. hayatımı tehlikeye atarak aracın camında yarı belime kadar dışarıya çıktım ve yine protestoya devam ettim. tudor paşamızla göz göze geliyoruz tabi bu olaylar esnasında, simamı tanımaya başladığını hissediyorum.
son tahlilde floryaya geldik. orada da protesto için bekleyenler var ama orayı bilenler için için söylüyorum protestocuları polis giriş kapısından 30-40 m aşağıya alıp bariyer koymuş. biz kortejle geldiğimiz için mevzunun içindeyiz. yine kayınçoya otobüsü geç floryanın giriş kapısının önüne gel dedim ve otobüsün yolunu kestik durduk. bu arada kayınçoyu polis kaptı. aracıda çekiyorlar falan o hır gürün içerisinde ben bir boşlukta otobüsün önüne atladım ve yine tudor paşamla göz göze geldik. tabi ben yırtınıyorum, bağırıp çağırıyorum. işte bilirsiniz ellerimle bitti işareti falan yapıyorum. tudor'un beni tanıdığını artık net hissediyorum. tabi içinden ne yapışık bir tip falan diyordur. derken polis beni de kaptı ve oradan uzaklaştırdı.
şimdi bu trajikomik hikayeyi neden anlattım.
ben 25 yıllık devlet memuruyum ve sabıka kaydım sıfır. astsubay başçavuş rütbesinde ordudan kendi isteğimle ayrılıp bir belediyenin basın yayın birimine geçtim ve memur olarak hayatıma devam ediyorum.
benim gibi ortalama hayat yaşayan kanunlara saygılı, kötü alışanlığı olmayan bir adamı bu hale soktu bu arkadaş.
yahu arkadaşlar evet fatih terim'de 6-0 yenildi ama biz o maçı kazanmayı hak etmiştik. tudor döneminde 3-0 yenildiğimiz beşiktaş maçı 6-0'lık fenerbahça maçı şanssızlığında geçse 10 gol yerdik.
yine o sene 5 tane yediğimiz başakşehir maçında da tribündeydim. hem de maça formamla gitmiştim (deplasmanda başakşehir taraftarlarının içinde). futboldan anlamayan 45-50 yaşlarındaki belediye çalışanı dayılar benimle taşak geçmişti. futbolu bilen adamın dalga geçmesi koymuyor da böyle tiplerin dalga geçmesi acayip koyuyor.
işte öyle aramızda deli manyak bir ilişki var. inşallah gelmez ama gelirse kendimi hatırlatırım.
o dönemki malatya maçında sonra üşenmeden kalktım atatürk havaalanına protestoya gittim. takım otobüsünün çıkacağı yere en öne mevzilendim ve hedefteki kişi de kendisiydi. aprondan çıktı otobüse doğru geliyor biz can hıraş bağırdık çağırdık protesto ettik. bize el kol hareketi falan yaptı sonra koltuğuna oturdu. alex'in aziz yıldırım karşısındaki oturma şekline uygun şöyle necasetini tam bize dönerek ayak ayak üstüne attı ve s.kimde değilsiniz triplerine girdi.
efendim sonra otobüs floryaya doğru yola çıktı bizde apar topar otobüsün peşine takıldık, kayınbiraderimin marifetiyle kortejin (polis escortları, koruma araçları vs. sadece biz siviliz) içerisine girdik. aracı kullanan kayınbiraderime otobüsün yanına geçmesini ve öne gelmesini söyledim. tabi bu arada yaklaşık saatte 120 km hızla falan gidiyoruz. hayatımı tehlikeye atarak aracın camında yarı belime kadar dışarıya çıktım ve yine protestoya devam ettim. tudor paşamızla göz göze geliyoruz tabi bu olaylar esnasında, simamı tanımaya başladığını hissediyorum.
son tahlilde floryaya geldik. orada da protesto için bekleyenler var ama orayı bilenler için için söylüyorum protestocuları polis giriş kapısından 30-40 m aşağıya alıp bariyer koymuş. biz kortejle geldiğimiz için mevzunun içindeyiz. yine kayınçoya otobüsü geç floryanın giriş kapısının önüne gel dedim ve otobüsün yolunu kestik durduk. bu arada kayınçoyu polis kaptı. aracıda çekiyorlar falan o hır gürün içerisinde ben bir boşlukta otobüsün önüne atladım ve yine tudor paşamla göz göze geldik. tabi ben yırtınıyorum, bağırıp çağırıyorum. işte bilirsiniz ellerimle bitti işareti falan yapıyorum. tudor'un beni tanıdığını artık net hissediyorum. tabi içinden ne yapışık bir tip falan diyordur. derken polis beni de kaptı ve oradan uzaklaştırdı.
şimdi bu trajikomik hikayeyi neden anlattım.
ben 25 yıllık devlet memuruyum ve sabıka kaydım sıfır. astsubay başçavuş rütbesinde ordudan kendi isteğimle ayrılıp bir belediyenin basın yayın birimine geçtim ve memur olarak hayatıma devam ediyorum.
benim gibi ortalama hayat yaşayan kanunlara saygılı, kötü alışanlığı olmayan bir adamı bu hale soktu bu arkadaş.
yahu arkadaşlar evet fatih terim'de 6-0 yenildi ama biz o maçı kazanmayı hak etmiştik. tudor döneminde 3-0 yenildiğimiz beşiktaş maçı 6-0'lık fenerbahça maçı şanssızlığında geçse 10 gol yerdik.
yine o sene 5 tane yediğimiz başakşehir maçında da tribündeydim. hem de maça formamla gitmiştim (deplasmanda başakşehir taraftarlarının içinde). futboldan anlamayan 45-50 yaşlarındaki belediye çalışanı dayılar benimle taşak geçmişti. futbolu bilen adamın dalga geçmesi koymuyor da böyle tiplerin dalga geçmesi acayip koyuyor.
işte öyle aramızda deli manyak bir ilişki var. inşallah gelmez ama gelirse kendimi hatırlatırım.