7094
galatasaray’ın al-satçı basamak kulüp olmasının hedeflenmemesi, hayal edilmemesi lazım. galatasaray yarışmacı bir kulüptür ve başarı odaklı olmalıdır.
bu demek değildir ki takım 30+ futbolcularla doldurulmalı, bir kamyon para harcamalı vs. ama asla kar uğruna başarıdan feragat edecek bir kulüp olmamalıdır. bir iskelet kurulur ve sürekli bunu geliştirme üzerine koyma büyüme odaklı olunur. bir futbolcu geliştirilip seviye atladığında eller avuşturulmamalı, diğer mevkiler için de üst seviyeye geçilmeli ki başarı elde edilsin. fırsat olur hazır alınır, imkan olur yetiştirilir.
başarılı olmaya alışmış ve bunla tatmin olan bir camia olarak her sene bilmem kaç milyon euro futbolcu satışı yapmanın yanında kupasızlığa kimsenin gönlü razı olmaz. ki futbol kulüpleri kar amacı güden birer şirket değiller taraftarları ile marka değeri kazanmış ve onlara bir heyecan, tutku, mutluluk vermekle mükellef yapılar. dünyada nice kulüp bunun için dünya paralar harcıyor.
ki onu alalım yetiştirelim satalım yerine bunu koyalım felsefesiyle başarı gelmeyeceği de apaçık. futbol bir takım oyunu ve takım oyunları belirli bir uyuma istikrara ihtiyaç duyar. bu denli futbolcu sirkülasyonuyla ligde dahi şampiyon olunmaz ki üç senedir olamıyoruz maalesef. dünyanın hiçbir yerinde hatta fm’de dahi işler böyle işlemiyor artık.
artık dortmund dahi bu basamak kulüp olma durumlarından dolayı eleştiriliyor ve diğer kulüpler tarafından tabiri caizse pilot kulüpmüşcesine kullanılıyor. bizim bu mertebeye gelmeyi hayal etmememiz gerek.
son 10 senede kaç tane kerem gibi kanadımız oldu, kaç tane marcao gibi stoperimiz oldu da kaliteyi pazarlamaya bu kadar hevesliyiz. elde edeceğimiz geliri de yerini dolduramamayla, başarısız transfer hamleleriyle çar çur edeceğimiz de aşikar. kırk yılda bir altyapıdan çıkardığımız avrupa çapında futbolcu olan ozan kabak’ın bonservisi diagne gibi bir futbolcuya harcandı mesela.
gerçi futbolcu yetiştirme, al-satçılık bizim yaptığımız gibi ülkesinden dışına çıkmamış rumenlere mısırlılara kendi bütçemize göre düşük sayılmayacak bonservisler verilerek olmaz orası ayrı.
işin özü ben bir galatasaray taraftarı olarak sahada 11 tane kaliteli futbolcu ve bunun doğrultusunda da başarı, kupa görmek istiyorum. avrupa’da büyük maçlar görmek istiyorum. orta sahası cicaldau berkan taylan olacak takım daha kötü hangi duruma düşebilir ki. benim nazarımda avrupa serüveni inişli çıkışlı olabilir fakat ligde galatasaray’ın 2. olması dahi başarısızlıktır.
bu demek değildir ki takım 30+ futbolcularla doldurulmalı, bir kamyon para harcamalı vs. ama asla kar uğruna başarıdan feragat edecek bir kulüp olmamalıdır. bir iskelet kurulur ve sürekli bunu geliştirme üzerine koyma büyüme odaklı olunur. bir futbolcu geliştirilip seviye atladığında eller avuşturulmamalı, diğer mevkiler için de üst seviyeye geçilmeli ki başarı elde edilsin. fırsat olur hazır alınır, imkan olur yetiştirilir.
başarılı olmaya alışmış ve bunla tatmin olan bir camia olarak her sene bilmem kaç milyon euro futbolcu satışı yapmanın yanında kupasızlığa kimsenin gönlü razı olmaz. ki futbol kulüpleri kar amacı güden birer şirket değiller taraftarları ile marka değeri kazanmış ve onlara bir heyecan, tutku, mutluluk vermekle mükellef yapılar. dünyada nice kulüp bunun için dünya paralar harcıyor.
ki onu alalım yetiştirelim satalım yerine bunu koyalım felsefesiyle başarı gelmeyeceği de apaçık. futbol bir takım oyunu ve takım oyunları belirli bir uyuma istikrara ihtiyaç duyar. bu denli futbolcu sirkülasyonuyla ligde dahi şampiyon olunmaz ki üç senedir olamıyoruz maalesef. dünyanın hiçbir yerinde hatta fm’de dahi işler böyle işlemiyor artık.
artık dortmund dahi bu basamak kulüp olma durumlarından dolayı eleştiriliyor ve diğer kulüpler tarafından tabiri caizse pilot kulüpmüşcesine kullanılıyor. bizim bu mertebeye gelmeyi hayal etmememiz gerek.
son 10 senede kaç tane kerem gibi kanadımız oldu, kaç tane marcao gibi stoperimiz oldu da kaliteyi pazarlamaya bu kadar hevesliyiz. elde edeceğimiz geliri de yerini dolduramamayla, başarısız transfer hamleleriyle çar çur edeceğimiz de aşikar. kırk yılda bir altyapıdan çıkardığımız avrupa çapında futbolcu olan ozan kabak’ın bonservisi diagne gibi bir futbolcuya harcandı mesela.
gerçi futbolcu yetiştirme, al-satçılık bizim yaptığımız gibi ülkesinden dışına çıkmamış rumenlere mısırlılara kendi bütçemize göre düşük sayılmayacak bonservisler verilerek olmaz orası ayrı.
işin özü ben bir galatasaray taraftarı olarak sahada 11 tane kaliteli futbolcu ve bunun doğrultusunda da başarı, kupa görmek istiyorum. avrupa’da büyük maçlar görmek istiyorum. orta sahası cicaldau berkan taylan olacak takım daha kötü hangi duruma düşebilir ki. benim nazarımda avrupa serüveni inişli çıkışlı olabilir fakat ligde galatasaray’ın 2. olması dahi başarısızlıktır.