6
kişisel takıntım olan konu.
galatasaray taraftarının kendi futbolcularına biçtiği bonservis bedelleri ezelden beri öylesine abuk, öylesine gerçeklikten uzak ki, sadece bu sözlükte yazılanlarla bir davranışsal ekonomi tezi çıkarırsın. bu konu beni çok rahatsız ediyor çünkü bu şartlanmaların yönetimleri yanlış kararlara ittiğini düşünüyorum. yıllar önce de şu iki entry’i yazıp dilim döndüğünce derdimi anlatmaya çalışmıştım.
(bkz: #2581030)
(bkz: #2582757)
kahneman, knetsch ve thaler isimli davranışsal ekonomistlerin (1. ve 3. nobel ödülü sahibi) bir deneyleri bu olayı “mal varlığı etkisi” ile açıklıyor. bu deneyde üniversite öğrencilerinin yarısına birer ürün (kalem, kupa filan), diğerlerine ise bir miktar para veriliyor. ürün sahiplerine “bu ürünü kaça satarsın”, diğerlerine de “bu ürünü kaça alırsın” diye soruluyor. cevaplar, ürünlere fiziksel olarak sahip olan kişilerin, ürünlere potansiyel alıcılara göre 2-2.5 kat değer biçtiğini gösteriyor. bu da aslında insan doğasında var olan, sahip olduğu şeye bağlanma ve onu kaybetmek istememe duygusu ile ilişkili.
bu sıkıcı entry’i buraya kadar okuyabildiyseniz kıssadan hisseyi veriyorum: o, yaptığınız bonservis bedeli hesaplamalarını düz hesap 2 ye bölün, bilimin yolundan sapmayın sevgili dostlarım.
edit: bu vesileyle, oyuncu satışına ilişkin genel fikrimi en iyi anlatan videoyu da paylaşmadan edemeyeceğim:
https://youtu.be/1n1aI6QbPJI
galatasaray taraftarının kendi futbolcularına biçtiği bonservis bedelleri ezelden beri öylesine abuk, öylesine gerçeklikten uzak ki, sadece bu sözlükte yazılanlarla bir davranışsal ekonomi tezi çıkarırsın. bu konu beni çok rahatsız ediyor çünkü bu şartlanmaların yönetimleri yanlış kararlara ittiğini düşünüyorum. yıllar önce de şu iki entry’i yazıp dilim döndüğünce derdimi anlatmaya çalışmıştım.
(bkz: #2581030)
(bkz: #2582757)
kahneman, knetsch ve thaler isimli davranışsal ekonomistlerin (1. ve 3. nobel ödülü sahibi) bir deneyleri bu olayı “mal varlığı etkisi” ile açıklıyor. bu deneyde üniversite öğrencilerinin yarısına birer ürün (kalem, kupa filan), diğerlerine ise bir miktar para veriliyor. ürün sahiplerine “bu ürünü kaça satarsın”, diğerlerine de “bu ürünü kaça alırsın” diye soruluyor. cevaplar, ürünlere fiziksel olarak sahip olan kişilerin, ürünlere potansiyel alıcılara göre 2-2.5 kat değer biçtiğini gösteriyor. bu da aslında insan doğasında var olan, sahip olduğu şeye bağlanma ve onu kaybetmek istememe duygusu ile ilişkili.
bu sıkıcı entry’i buraya kadar okuyabildiyseniz kıssadan hisseyi veriyorum: o, yaptığınız bonservis bedeli hesaplamalarını düz hesap 2 ye bölün, bilimin yolundan sapmayın sevgili dostlarım.
edit: bu vesileyle, oyuncu satışına ilişkin genel fikrimi en iyi anlatan videoyu da paylaşmadan edemeyeceğim:
https://youtu.be/1n1aI6QbPJI