10
"yeni türkiye zengini" kulüp başkanları ve önce batırılıp sonra adının başına "yeni" ifadesi koyarak tekrar diriltilen takımlar ligde çoğaldıkça şaşırtma potansiyeli günden güne azalan olay. türkiye'de voleybol, basketbol hatta hentbol'de gelen avrupa kupalarıyla övünülüyor sürekli. "bu branşlarda durum ortadayken futbola yatırım yapılıyor hep" diye hayıflanılıyor. kadın voleybol'da ligin zirvesi avrupa'nın da zirvesi belki ama ilk iki seviye ligde her sene 2-3 tane belediye başkanı tarafından soyulup bırakılan kulüpler de var. kadın basketbol'da euroleague f4'ü istanbul'da oynanıyor belki ama daha sezon başlamadan içi hortumlanıp ortada bırakılan takımlar da var ligde. erkek basketbol desen son avrupa şampiyonu efes'in oynadığı lig yıllar sonra ilk defa sezon öncesi açıklanan sayıda takımla başlayabildi.
"amatör" branşlardaki legal yolsuzluk ortamı futbola da sıçradı demek yanlış olur. ancak futbolda da diğer branşlardaki gibi artık gizlenemeyecek/geri döndürülemeyecek bir noktaya geldi. tek fark ortada dönen paraların çok daha fazla ve musluğun başına oturanların çok daha nüfuzlu kişiler olması. tabi buna paralel olarak federasyonun çok daha fazla güdümlü bir kurum olması...
entry tarihi itibarı ile küme düşecek takımlara alttan yukarı doğru sırayla bakarsak;
- yeni malatyaspor zaten malatyaspor battıktan sonra devlet tarafından yükseltilmiş bir kulüp. ilaveten covid sezonunda zaten küme düşmüş ama ligde tutulmuş. ligde bırakıldıktan sonra şehrin dört bir tarafını teşekkür pankartlarıyla donatmışlardı hatta...
- göztepe de aslında göztepe değil, aliağa belediyespor. paraşütsüz düştüğü amatör ligden bir türlü çıkamayınca üçüncü ligdeki aliağa belediyespor'u satın alan zengin kulüp başkanı* sayesinde tekrardan profesyonel liglere döndü. geçen sezon sidik zoruyla kalmıştı ligde, bu sezon o da olmadı. zaten paralı başkanı da çekip gitti...
- çaykur rizespor'u zaten anlatmaya gerek yok. çaykur'un parasıyla, gelen giden başkanlarının karanlık ilişkileriyle yeterinden de fazla konuşuldu. zaten anlatmaya da gerek yok..
- altay desen uzaktan bu ekip içinde en temizi gibi görünüyor. ama o da aslında siyasetin oyuncağı yapılmış bir kulüp. 3. ligde sürünürken bir milletvekilinin damadı atamayla başkan yapıldı. amatörün kıyısından aldığı kulübü süper lige kadar çıkarttı, hatta yılların kangreni alsancak stadı'nı da devlet desteğiyle(!) yeniletti ama arkasında 26 milyon dolar gibi bir borç bırakarak yönetimden çekildi. milletvekili tanıtımında şampiyonluk kupası gezdirmek gibi enteresan icraatleriyle hatırlanacaktır ilerde...
hal böyle iken bu haberlere şaşırmak mümkün değil. kaldı ki pandemi sonrası tüm dünya 3-4 aylık boşluk sonrası sıkışan fikstürü telafi edebilmek için ligin boyunu kısaltacak formüllere girerken takım sayısını arttırıp fikstürü uzatan tek ülke türkiye iken.
üstelik federasyon başkanı, yönetim kurulu, merkez hakem kurulu komple kaçıp gitmişken. yayın ihalesi kulüpler iflas etmesin diye yarıda kalmış, ihale komisyonu sağa sola saklanmış iken...
"amatör" branşlardaki legal yolsuzluk ortamı futbola da sıçradı demek yanlış olur. ancak futbolda da diğer branşlardaki gibi artık gizlenemeyecek/geri döndürülemeyecek bir noktaya geldi. tek fark ortada dönen paraların çok daha fazla ve musluğun başına oturanların çok daha nüfuzlu kişiler olması. tabi buna paralel olarak federasyonun çok daha fazla güdümlü bir kurum olması...
entry tarihi itibarı ile küme düşecek takımlara alttan yukarı doğru sırayla bakarsak;
- yeni malatyaspor zaten malatyaspor battıktan sonra devlet tarafından yükseltilmiş bir kulüp. ilaveten covid sezonunda zaten küme düşmüş ama ligde tutulmuş. ligde bırakıldıktan sonra şehrin dört bir tarafını teşekkür pankartlarıyla donatmışlardı hatta...
- göztepe de aslında göztepe değil, aliağa belediyespor. paraşütsüz düştüğü amatör ligden bir türlü çıkamayınca üçüncü ligdeki aliağa belediyespor'u satın alan zengin kulüp başkanı* sayesinde tekrardan profesyonel liglere döndü. geçen sezon sidik zoruyla kalmıştı ligde, bu sezon o da olmadı. zaten paralı başkanı da çekip gitti...
- çaykur rizespor'u zaten anlatmaya gerek yok. çaykur'un parasıyla, gelen giden başkanlarının karanlık ilişkileriyle yeterinden de fazla konuşuldu. zaten anlatmaya da gerek yok..
- altay desen uzaktan bu ekip içinde en temizi gibi görünüyor. ama o da aslında siyasetin oyuncağı yapılmış bir kulüp. 3. ligde sürünürken bir milletvekilinin damadı atamayla başkan yapıldı. amatörün kıyısından aldığı kulübü süper lige kadar çıkarttı, hatta yılların kangreni alsancak stadı'nı da devlet desteğiyle(!) yeniletti ama arkasında 26 milyon dolar gibi bir borç bırakarak yönetimden çekildi. milletvekili tanıtımında şampiyonluk kupası gezdirmek gibi enteresan icraatleriyle hatırlanacaktır ilerde...
hal böyle iken bu haberlere şaşırmak mümkün değil. kaldı ki pandemi sonrası tüm dünya 3-4 aylık boşluk sonrası sıkışan fikstürü telafi edebilmek için ligin boyunu kısaltacak formüllere girerken takım sayısını arttırıp fikstürü uzatan tek ülke türkiye iken.
üstelik federasyon başkanı, yönetim kurulu, merkez hakem kurulu komple kaçıp gitmişken. yayın ihalesi kulüpler iflas etmesin diye yarıda kalmış, ihale komisyonu sağa sola saklanmış iken...