7037
geleceği elbette parlak olan kulübümdür, bundan şüphe duymuyorum. fakat şu anki ortamda başkanlık makamına yapılan saldırılar ve başkanlık makamında ki istikrarsızlıkla 10-15 sene iç karışıklıklarla geçirecektir. akıllar başa gelirse toparlanma o acı dolu yılların ardından gelecektir. şu an ki en büyük problemi taraftarıdır.
galatasaray'ın futbolda büyümesi bilinçsiz taraftarın çoğalmasına, bilinçli taraftarın da gerçeklerden uzaklaşmasına yol açtı. 2 sene de bir başkan değiştirmeyi marifet sayan bir anlayış türedi ki en son başkan 6 ay görev yapabildi.
bilinçsiz taraftarın dili transfer yani tüketim oldu. başkan transfer yaparsa iyi, yapmazsa gitsin demeye başladılar. bu bilinçsiz taraftarı sosyal medyadan fenerli-beşiktaşlı troller yönetmeye başladı.
bilinçli taraftarın ise gerçekleri görme yetisi azaldı. birincisi yaşadıkları ülke türkiye'yi değerlendirme kapasiteleri az olduğu gibi kendi kulüplerini tanımadıkları ortaya çıktı. misal; galatasaray'ın başkan seçeceği aday listesi çok kısıtlı bir listedir. fazla bir isim yoktur. siz burak elmas'ı yolladığınızda ondan daha iyisinin geleceğini umamazsınız şu ortamda. iş adamları başkan olmak istemiyor çünkü taraftar tarafından yıpratılmak istemiyor, iş hayatları zindan oluyor. örnek o kadar fazla ki..
galatasaray'da başkanlık makamının saygınlığı yeniden tesis edilmeli. bu olmazsa olmaz bir şarttır. sosyal medyadaki taraftar hiçbir şekilde dinlenilmemeli. sosyal medya; ismi cismi belli olmayan başka kişilerin yönettiği bir mecra ve yönetenler galatasaraylı değil. o yüzden sosyal medyayı zerre dinlemeyecek bir başkan lazım.
galatasaray'da ki nefret ortamı gün geçtikçe büyüdü. hala da artarak devam ediyor. bir bakıyorum dursun özbek'e, abdürrahim albayrak'a nefret kusuyorlar. bir grup; ünal aysal, fatih terim'e nefret kusuyor. başka bir grup; adnan polat, yiğit şardan, burak elmas, bilimum eski başkan veya görevdeki teknik direktörlere ve futbolculara nefret kusuyor. kısacası camiada ki herkes birbirine nefret kusuyor. bu kadar nefretin olduğu yerde başarı gelmez. bunun sonucu olacak olan şey; uzun senelere başarısızlık, tüzük değişiklikleri ve aziz yıldırım gibi grupları yok edecek bir başkanın gelmesi olacak. çünkü galatasaray'ın başkanlık havuzundaki isimler galatasaray'ı birleştirecek, nefret duygusunu sona erdirecek isimler değil, sadece taraftarın içindeki nefreti daha da körleyecek isimler. misal eşref bey başkan olursa liseli-alaylı nefreti başlayacak, gelen teknik direktör kim olursa olsun nefret edilecek, futbolcudan nefret edilecek, ve başkan liseli olmasına rağmen iki senede ıskartaya çıkacak. senaryo istisnasız bu olacak.
bu işin tek çözümü galatasaray'ı daha çok halka açmak olacak. açmazsak( ki galatasaray elitleri ve kongre üyeleri açmayacaktır) ayrışma, nefret daha çok artacak işin içinden çıkılmaz gordion düğümüne dönüşecektir. sonuçta da iskender gelip kılıcı ile çözecektir. şayet o iskender'i bulamazsa camia; küçülmeyi kabullenecektir.
galatasaray'ın futbolda büyümesi bilinçsiz taraftarın çoğalmasına, bilinçli taraftarın da gerçeklerden uzaklaşmasına yol açtı. 2 sene de bir başkan değiştirmeyi marifet sayan bir anlayış türedi ki en son başkan 6 ay görev yapabildi.
bilinçsiz taraftarın dili transfer yani tüketim oldu. başkan transfer yaparsa iyi, yapmazsa gitsin demeye başladılar. bu bilinçsiz taraftarı sosyal medyadan fenerli-beşiktaşlı troller yönetmeye başladı.
bilinçli taraftarın ise gerçekleri görme yetisi azaldı. birincisi yaşadıkları ülke türkiye'yi değerlendirme kapasiteleri az olduğu gibi kendi kulüplerini tanımadıkları ortaya çıktı. misal; galatasaray'ın başkan seçeceği aday listesi çok kısıtlı bir listedir. fazla bir isim yoktur. siz burak elmas'ı yolladığınızda ondan daha iyisinin geleceğini umamazsınız şu ortamda. iş adamları başkan olmak istemiyor çünkü taraftar tarafından yıpratılmak istemiyor, iş hayatları zindan oluyor. örnek o kadar fazla ki..
galatasaray'da başkanlık makamının saygınlığı yeniden tesis edilmeli. bu olmazsa olmaz bir şarttır. sosyal medyadaki taraftar hiçbir şekilde dinlenilmemeli. sosyal medya; ismi cismi belli olmayan başka kişilerin yönettiği bir mecra ve yönetenler galatasaraylı değil. o yüzden sosyal medyayı zerre dinlemeyecek bir başkan lazım.
galatasaray'da ki nefret ortamı gün geçtikçe büyüdü. hala da artarak devam ediyor. bir bakıyorum dursun özbek'e, abdürrahim albayrak'a nefret kusuyorlar. bir grup; ünal aysal, fatih terim'e nefret kusuyor. başka bir grup; adnan polat, yiğit şardan, burak elmas, bilimum eski başkan veya görevdeki teknik direktörlere ve futbolculara nefret kusuyor. kısacası camiada ki herkes birbirine nefret kusuyor. bu kadar nefretin olduğu yerde başarı gelmez. bunun sonucu olacak olan şey; uzun senelere başarısızlık, tüzük değişiklikleri ve aziz yıldırım gibi grupları yok edecek bir başkanın gelmesi olacak. çünkü galatasaray'ın başkanlık havuzundaki isimler galatasaray'ı birleştirecek, nefret duygusunu sona erdirecek isimler değil, sadece taraftarın içindeki nefreti daha da körleyecek isimler. misal eşref bey başkan olursa liseli-alaylı nefreti başlayacak, gelen teknik direktör kim olursa olsun nefret edilecek, futbolcudan nefret edilecek, ve başkan liseli olmasına rağmen iki senede ıskartaya çıkacak. senaryo istisnasız bu olacak.
bu işin tek çözümü galatasaray'ı daha çok halka açmak olacak. açmazsak( ki galatasaray elitleri ve kongre üyeleri açmayacaktır) ayrışma, nefret daha çok artacak işin içinden çıkılmaz gordion düğümüne dönüşecektir. sonuçta da iskender gelip kılıcı ile çözecektir. şayet o iskender'i bulamazsa camia; küçülmeyi kabullenecektir.