66
içine düştüğümüz faiz sarmalı nedeniyle yeniden gündeme gelen proje. rakamlara fazla girmeden ne durumdayız, anladığım kadarıyla, paylaşmak istiyorum.
projede 1. etap inşaatı bitmiş. yalnız bütün evler satılamamış. bir taraf yabancı yatırımcının ilgisi olduğunu söylüyor. diğer taraf da ne ilgisi kardeşim, para filan gelmiyor diyor.
ikinci ve hatta üçüncü etap inşaatının başlaması için bir tarih yok. tahmin edeceğiniz üzere şartlar müsait değil deniyor, öteleniyor.
şimdi gelelim benim ağzımı açık bırakan olaya. belki de aranızda bunu önceden bilenler vardı, ben yeni öğrendim. bankalar birliği ile anlaşma yapılırken rivanın borcu (hani şu dursun özbek zamanında kırdırılan borç) bu anlaşmaya dahil edilmemiş. yani önümüzdeki haziran mı temmuz mu yakın zamanda ilk faiz ödemesini yapacağmız bankalar birliği borcu ayrı bir ödeme kulvarı, bu riva projesinin kırdırılan borcu ayrı bir ödeme kulvarı olarak duruyor. bu borç yine naçizane anladığım kadarıyla ödenemiyor. ödenemediği için de borcun faizinin faizi işlemeye başlıyor.
ağzımı açık bırakan ikinci olayla devam ediyorum. mustafa cengiz başkanımız kulübümüze floryayı geri kazandırdığında ben de kendisini öven bir yazı yazmıştım. yazımın sonuna da "inşallah 10 gün sonra tadımızı kaçıran bir detay çıkmaz" diye eklemiştim. o detay varmış, 10 gün sonra değil de 15 ay sonra çıktı. floryayı almak için devlete ödediğimiz ve tabii ki bankadan kredi çekilen 120milyon lira da bankalar birliği anlaşmasına dahil edilmemiş. bu da kulübün elinde üçüncü bir ödeme kulvarı olarak bulunuyor. e bunun da ödemeleri kırık dökük yapıldığı ve belki de bazen hiç yapılamadığı için orada da faizin faizi işlemeye başlıyor. bu da başka bir faiz sarmalı olanarak boynumuza dolanıyor.
her fırsatta eleştirdiğim gibi bankalar birliği anlaşmasını yangından mal kaçırır gibi genel kurula getirmeden "biz biliriz" hamasetiyle imzalayan mustafa cengiz yönetimi belki de bu iki nedenden anlaşma şartlarını genel kurula getirmediler. çünkü genel kurul buna kesinlikle itiraz ederdi. varsa bir günahları, boynuna...
şimdi de gelelim günümüzde bu proje ne için tartışılıyor. iki tane senaryo var. birinci senaryoda deniyor ki bu rivanın ne zaman biteceği, ne sürede satılacağı, satılan paranın yüzde yüz doğru yerlere kanalize edileceği ve de bu süre zarfında büyüyen borcun faizinin faizinin faizinin ne rakama ulaşacağı hepsi muamma konular, e bizde de kasa bomboş, o yüzden rivadan belli bir miktar karşılığı çıkalım. ha ben yazarken "çıkalım" diyorum ama bu fikri karşı taraf da vermiş olabilir. sonuçta her fırsatta dediğim gibi galatasaray spor kulübü ne zaman devletle iş yapsa, sonunda az çok golü yemiştir. o yüzden bu fikri burak elmas yönetiminin ürettiği bir fikir (teklif) olarak okumayın. dediğim gibi teklif karşı tarafdan da gelmiş olabilir.
senaryo devam ediyor. rivadan çıkalım ama endişe etmeyiniz elimizde florya kalacak. futbol takımı kemerburgaza geçsin. sonra o floryayı işte evler sonra ticari meskenler vb. öyle bir inşaa edelim ki oradan gelecek gelirle kulübün borcunu kapatalım ve refaha çıkalım. ufak not; kimse bu noktada kemerburgaz ne halde yorum yapmıyor. kemerburgazda halen kurtlar, kuşlar ve kuzular var.
ikinci senaryoda da deniyor ki, yönetim sponsor bulsun, kasa kolaylığı yapsın ve bu borcu yüzdürsün hatta azaltsın. çünkü bunu böyle idare edersek, rivadaki bütün etaplar bitip de atıyorum 1000 tane villa satıldığında kulübümüz oradan 3milyar tl gelir elde eder. bunun belki de 10da biri borç için kulübü yine atıyorum 3milyar tl gelirden mahrum etmeyin. ha bu yönetim yapamıyorsa yapacak yönetim gelsin. onlar borcu yüzdürsün ama sonuçta riva elimizden (projenin potansiyel getirisine orantıladığımızda) "kuş kadar paraya" gitmesin.
bana kalırsa iki senaryo da anlamsız değil. burada şunun hesaplanması en azından modellenmesi gerekir diye düşünüyorum. yani kağıt üstünde riva tamamen bitirilip satıldığında söylenen 3milyar tl kulübün kasasına girebilir hatta girecektir diyeyim. lakin riva ne kadar sürede biter? yani toplamda diyelim ki 10 senede (belki de işler açılır 3 senede) kasaya giren ve çarçur olmaya aday (yıllardır komisyon kurulsun diyoruz, takan yok) 3milyar tl mi bize daha hayırlı olur yoksa rivayı bir "çarşıya uymayan evdeki hesap" olarak kabul edip floryaya yoğunlaşmak mı bize daha hayırlı olur. tabii 3milyar tl beklenirken arada cepten, sponsordan oradan buradan bulup ödeyeceğimiz (havaya atacağımız) faiz ödemelerini de başka yerlere kullanabilir miyiz?
ha tabii şu da var "yok, rivaya devam dedik" ama sonra faizleri hiç ödeyemezsek acil durum planımız nedir? şimdi çıkarsak elimize geçecek bir miktar parayı o zaman hiç talep dahi edemeyip afedersiniz arkamıza baka baka projeden çıkartılır mıyız?
çok fazla soru var. çok parametre var. benim aklıma tam yatan bir senaryo yok. dolayısıyla subjektif bir yorumum da yok. talebim yönetimin bu iki senaryoyu rakamlarla görsel hale getirip genel kurula sunması ki şeffaf bir şekilde fikirler tartışılsın.
son olarak yukarıda yazdığım bilgilerde bir hatam varsa ise lütfen mesaj atınız, düzelteyim veya sileyim.
projede 1. etap inşaatı bitmiş. yalnız bütün evler satılamamış. bir taraf yabancı yatırımcının ilgisi olduğunu söylüyor. diğer taraf da ne ilgisi kardeşim, para filan gelmiyor diyor.
ikinci ve hatta üçüncü etap inşaatının başlaması için bir tarih yok. tahmin edeceğiniz üzere şartlar müsait değil deniyor, öteleniyor.
şimdi gelelim benim ağzımı açık bırakan olaya. belki de aranızda bunu önceden bilenler vardı, ben yeni öğrendim. bankalar birliği ile anlaşma yapılırken rivanın borcu (hani şu dursun özbek zamanında kırdırılan borç) bu anlaşmaya dahil edilmemiş. yani önümüzdeki haziran mı temmuz mu yakın zamanda ilk faiz ödemesini yapacağmız bankalar birliği borcu ayrı bir ödeme kulvarı, bu riva projesinin kırdırılan borcu ayrı bir ödeme kulvarı olarak duruyor. bu borç yine naçizane anladığım kadarıyla ödenemiyor. ödenemediği için de borcun faizinin faizi işlemeye başlıyor.
ağzımı açık bırakan ikinci olayla devam ediyorum. mustafa cengiz başkanımız kulübümüze floryayı geri kazandırdığında ben de kendisini öven bir yazı yazmıştım. yazımın sonuna da "inşallah 10 gün sonra tadımızı kaçıran bir detay çıkmaz" diye eklemiştim. o detay varmış, 10 gün sonra değil de 15 ay sonra çıktı. floryayı almak için devlete ödediğimiz ve tabii ki bankadan kredi çekilen 120milyon lira da bankalar birliği anlaşmasına dahil edilmemiş. bu da kulübün elinde üçüncü bir ödeme kulvarı olarak bulunuyor. e bunun da ödemeleri kırık dökük yapıldığı ve belki de bazen hiç yapılamadığı için orada da faizin faizi işlemeye başlıyor. bu da başka bir faiz sarmalı olanarak boynumuza dolanıyor.
her fırsatta eleştirdiğim gibi bankalar birliği anlaşmasını yangından mal kaçırır gibi genel kurula getirmeden "biz biliriz" hamasetiyle imzalayan mustafa cengiz yönetimi belki de bu iki nedenden anlaşma şartlarını genel kurula getirmediler. çünkü genel kurul buna kesinlikle itiraz ederdi. varsa bir günahları, boynuna...
şimdi de gelelim günümüzde bu proje ne için tartışılıyor. iki tane senaryo var. birinci senaryoda deniyor ki bu rivanın ne zaman biteceği, ne sürede satılacağı, satılan paranın yüzde yüz doğru yerlere kanalize edileceği ve de bu süre zarfında büyüyen borcun faizinin faizinin faizinin ne rakama ulaşacağı hepsi muamma konular, e bizde de kasa bomboş, o yüzden rivadan belli bir miktar karşılığı çıkalım. ha ben yazarken "çıkalım" diyorum ama bu fikri karşı taraf da vermiş olabilir. sonuçta her fırsatta dediğim gibi galatasaray spor kulübü ne zaman devletle iş yapsa, sonunda az çok golü yemiştir. o yüzden bu fikri burak elmas yönetiminin ürettiği bir fikir (teklif) olarak okumayın. dediğim gibi teklif karşı tarafdan da gelmiş olabilir.
senaryo devam ediyor. rivadan çıkalım ama endişe etmeyiniz elimizde florya kalacak. futbol takımı kemerburgaza geçsin. sonra o floryayı işte evler sonra ticari meskenler vb. öyle bir inşaa edelim ki oradan gelecek gelirle kulübün borcunu kapatalım ve refaha çıkalım. ufak not; kimse bu noktada kemerburgaz ne halde yorum yapmıyor. kemerburgazda halen kurtlar, kuşlar ve kuzular var.
ikinci senaryoda da deniyor ki, yönetim sponsor bulsun, kasa kolaylığı yapsın ve bu borcu yüzdürsün hatta azaltsın. çünkü bunu böyle idare edersek, rivadaki bütün etaplar bitip de atıyorum 1000 tane villa satıldığında kulübümüz oradan 3milyar tl gelir elde eder. bunun belki de 10da biri borç için kulübü yine atıyorum 3milyar tl gelirden mahrum etmeyin. ha bu yönetim yapamıyorsa yapacak yönetim gelsin. onlar borcu yüzdürsün ama sonuçta riva elimizden (projenin potansiyel getirisine orantıladığımızda) "kuş kadar paraya" gitmesin.
bana kalırsa iki senaryo da anlamsız değil. burada şunun hesaplanması en azından modellenmesi gerekir diye düşünüyorum. yani kağıt üstünde riva tamamen bitirilip satıldığında söylenen 3milyar tl kulübün kasasına girebilir hatta girecektir diyeyim. lakin riva ne kadar sürede biter? yani toplamda diyelim ki 10 senede (belki de işler açılır 3 senede) kasaya giren ve çarçur olmaya aday (yıllardır komisyon kurulsun diyoruz, takan yok) 3milyar tl mi bize daha hayırlı olur yoksa rivayı bir "çarşıya uymayan evdeki hesap" olarak kabul edip floryaya yoğunlaşmak mı bize daha hayırlı olur. tabii 3milyar tl beklenirken arada cepten, sponsordan oradan buradan bulup ödeyeceğimiz (havaya atacağımız) faiz ödemelerini de başka yerlere kullanabilir miyiz?
ha tabii şu da var "yok, rivaya devam dedik" ama sonra faizleri hiç ödeyemezsek acil durum planımız nedir? şimdi çıkarsak elimize geçecek bir miktar parayı o zaman hiç talep dahi edemeyip afedersiniz arkamıza baka baka projeden çıkartılır mıyız?
çok fazla soru var. çok parametre var. benim aklıma tam yatan bir senaryo yok. dolayısıyla subjektif bir yorumum da yok. talebim yönetimin bu iki senaryoyu rakamlarla görsel hale getirip genel kurula sunması ki şeffaf bir şekilde fikirler tartışılsın.
son olarak yukarıda yazdığım bilgilerde bir hatam varsa ise lütfen mesaj atınız, düzelteyim veya sileyim.