• 33
    sayın başkan,

    size seçimden önce güvenmiş, inanmış ve seçilmenizi can-ı gönülden istemiş bir taraftar olarak yazıyorum bunları.

    sonda yazacağımı baştan yazayım, maalesef ki bir hayal kırıklığından fazlası değilsiniz.

    ben böyle transfer delisi falan taraftardan değilim, önce bunda bir anlaşalım. ama transfer delisi değilim diye de kulübü savunamayan insanlara destek olamam. olursam ben bunu içimdeki galatasaraylılık diye anlattığım olguya anlatamam.

    bakın sayın başkan, bu kulübün en büyük sorunu temsil. yıllardır böyle oldu. benim hatırladığım dönemdeki başkanların içerisinde sayın ünal aysal dışında bu kulübü temsil edebilen kimse yoktu. ben sizin yapabileceğinizi düşünmüştüm ama, siz takımın hazırlık maçında tuzlaspor'dan 6 gol yediği gün cumhurbaşkanı ile görüşüyorsunuz. siz "federasyona gidip görüşeceğim hakkımız yendi" diye fenerbahçe maçından sonra açıklama yaptınız, hepimiz bekledik gittiniz ve "nihat abimiz ya, çok iyi insan da çevresi kötü <3" şeklinde açıklama falan yaptınız.

    sayın başkan siz "konuşulanları anlatırsam ortalık ayağa kalkar" dediniz. anlatmadınız. izin verildi, yine anlatmadınız.

    soruyorum sayın başkan: siz gerçekten galatasaray spor kulübü başkanı mısınız? emin misiniz bu pozisyonda olduğunuzdan? bu kulübü yönettiğinizden?

    gerçekten soruyorum yani.

    çünkü galatasaray spor kulübü başkanı, sizin yaptıklarınızın tam tersi yönünde hareket etmeli.

    federasyona gidip de sonrasında nihat özdemir'i yanına alıp "iyi insan bu abimiz ya" diye onu bize pazarlamaya çalışmamalı mesela galatasaray'ın başkanı.
    galatasaray başkanı eğer ki federasyona gitme gereği duyuyorsa, ya o federasyon binasını yıkacak ya da hiç gitmeyecek.
    galatasaray başkanı federasyon başkanı ile görüşüyorsa eğer, aksiyon aldıracak. kendisini istifa ettiremiyorsa bile (ki atama zaten o sizin bize iyi insan diye satmaya çalıştığınız kişi, sağır sultan biliyor ve bu yüzden istifa da etmez) en azından düdük astırır, bir şeyleri düzeltir.

    galatasaray'ın başkanı cumhurbaşkanı ile görüşür elbette, ama bu görüşmeden sonuç alır. bakın, dursun aydın özbek bile bir sonuç aldı. nasıl aldığı bende kalsın, neler olduğunu duyduğum bildiğim de var, kendisinin dursun aydın özbek'e nasıl hitap ettiğine kadar ama bir sonuç aldı mı? aldı. siz?

    iletişimsizlik ve şeffaf olamama zaten bizim en büyük sorunlarımızdı yıllardır. siz bunlara bırakın çözüm üretmeyi, daha kötü çözümler getirmeyi başardınız gerçekten tebrik ediyorum sizi. seçilmiş yöneticiler (siz de dahilsiniz buna) ortada değilken sportif a.ş.'ye ataması yapılmış bir yöneticimiz sürekli demeç vererek taraftarı sakinleştirmeye çalışıyor.

    sayın başkan, neredesiniz?
    galatasaray'ın sahip olduğu gücü, yetkinliği, etkinliği kullanabilecek misiniz?

    açık söyleyeyim, kara kaşınızdan kara gözünüzden dolayı sizi istemedim. terim'le çalışma vaadinizden çoğu istemiş olabilir, benim temel nedenim de bu değildi.

    projeleriniz, yapacağınızı vaad ettikleriniz, söylemleriniz benim hayal ettiğim galatasaray'ın ulaşması gereken vizyona en yaklaştığını düşündüğüm kişi olduğunuz ve yönetiminizde bu etkinliği görebileceğim için sizin seçimi kazanmanızı istedim.

    geldiğimiz noktada ne projeler var, ne vaatleriniz, ne söylemleriniz.

    2 kişi (erden timur ve dinçer azaphan) olmasa kulübe sponsor bulamıyorsunuz, bu seviyedeyiz.

    sayın başkan, emin olun sizin yaptığınız kadar başkanlığı ben istanbul'dan 650 kilometre uzaktan oturduğum yerden de yaparım. çünkü galatasaray başkanlığı sizin yaptığınız gibi bir şey değil.

    aklınızdaki düşüncenizi biliyorum. bire bir de yazıyorum:

    "şu anda istifa edersem eğer, bıraktığım enkazdan dolayı idari olarak ibra edilmem. kesin. dava sürecine götürüp işi mustafa cengiz gibi görevde de kalamam, bunu eleştirerek göreve geldik bize yakışmaz. e ama bu sefer de mart'ta bir şey yapmadığım için ibra edilmeyeceğim. seçim kararı alsam, o da çözüm değil. ben en iyisi mart'ta genel kurul'da açılış konuşması yaptığım sırada adına güven tazeleme ve yönetimi daha güçlendirme diyerek seçim talebinde bulunayım, seçim istediğim için aksiyon almış göründüğümden ibra edilirim, seçimi de zaten kazanamam kaçmış da olmam."

    sizin yerinizde olsam emin olun benim de bulacağım çıkış yolu bire bir bu olurdu. ibrasızlıktan kaçınmanın en doğru yolu seçime gitmek, seçimi de mart'ta isterseniz genel kurul öncesi tepkiler azalır. doğru.

    ama benim sizin yerinize şu anda yapacağım şeyi de söyleyeyim size:

    aksiyon alırdım.
    öncelik transfer. gelen - giden dengesi tutacak şekilde hazırdaki tüm transferleri tamamlardım. ha tabi benim hazır olurdu, sizin hazır olmadığı için sorun yaşıyorsunuz.

    sonrasında campos. campos'a ben olmasam bile kendisinin devam edebileceği şartları sunar, burada gelecek gidecek oyuncular konusunda yardım isterdim. zaten ismi bile yetecek birisi.

    sonra federasyon. "izin verirlerse açıklarım" dediğiniz tüm konuşmayı açıklardım. kelime kelime, harf harf ne varsa. bunun olduğunu sanmıyorum ama, ben gerekirse beinsports ile anlaşırdım, tüm görüntüleri alır çıkarır tüm hakem hatalarını yüzlerine vurur, sonraki maçta olanları bir daha vururdum. sadece galatasaray için değil, tüm lig için, tüm takımlar için, hatta bir alt lig için. tüm maçlarda, tüm hakem kararları. dizayn etme çabalarını her hafta yüzlerine vururdum. yeni hafta mı başladı, yap bir toplantı daha, devam. yine başka bir hafta mı, yine devam. sürekli.

    kaldı yönetim ve iletişim. iletişimin başına remzi sanver'i mi verdim? remzi sanver konuşacak. ama konuşacak! özlü söz özdeyiş şarkı sözü vs. değil, dümdüz net bir şekilde doğru iletişimle ortaya koyacak her şeyi. yetmez, iletişim direktörü getirdiniz, geri gönderdiniz. neden, ben anlamadım. neden geldi onu da anlamamıştım ama, bulun aynı pozisyonda birisini ve net bir iletişim çizgisi çizin, dışına çıkılmayacak.

    yapılacaklar, alınacak aksiyonlar, gidilebilecek yönler çok fazla sayın başkan.

    siz gitmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz buna karar vereceksiniz.
    siz galatasaray başkanı olmak istiyor musunuz, istemiyor musunuz buna karar vereceksiniz.
    siz galatasaray'ı savunabilecek misiniz, savunamayacak mısınız buna karar vereceksiniz.

    bunların dışında ne verdiğiniz kararın etkisi var, ne vermediğiniz.
    ne verdiğiniz tepki önemli, ne vermediğiniz.
    ne oturduğunuz koltuk önemli, ne de mevkiniz.

    benim için hayal kırıklığısınız sayın burak elmas.
    gerçek bir hayal kırıklığısınız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın