13
bir toplumda bireylerin ve kurumların uyması gereken kuralları barındıran kavram. çok kısa ve kabaca böyle özetleyebiliriz. adalet, insanlık tarihi boyunca yaşanan ve çoğunluğu toplumsal çapta olan olaylarla şekillenmiştir. yani insanlığın karşısına birden bir kitap veya kılavuz olarak çıkmamıştır. adalet, geçmiş toplumların mirası ve tüm insanlığın ortak araçlarından biridir. toplumların kültürel farklılıklarından dolayı, uygulandığı coğrafyalarda da farklılık gösterebilmektedir ama aşağı yukarı insanların haksızlıklara karşı hissettikleri aynıdır. bazı toplumlar, adalete olan güvene dayanarak haksızlığa karşı gelebilirken, diğerleri ise adaletin işlevsizleştirilmesiyle sindirilmiş ve zulüm görmüşlerdir. tarihte iki durum için de bolca örnek mevcut ama samimi olmak gerekirse insanların haksızlığa uğradığı durumlar ve olaylar çok daha fazla. maalesef haksızlık, kötücül tutum, yozlaşma ve sömürü insanlığın gerçeği. güçlülerin zayıfları ezdiği ve daha güçlülerin güçlüleri sindirdiği bir düzende yaşıyoruz. yukarıda belirttiğim gibi adaletin düzeyi ve nasıl algılandığı toplumdan topluma fark göstermekte, ama kendi içinde adil olan bir toplum olsa bile muhakkak bir başkasına zarar vererek var olmakta*. peki adaleti el üstünde tutan toplumlar ne yapıyor veya biz ne yapmıyoruz da sürekli olarak başkaları veya muktedirler tarafından haksızlığa uğruyoruz. işte bu noktada siyaset devreye giriyor. peki siyaset nedir? çok soyut bir kavram. eğer bir alıntıyla açıklamak gerekirse: "siyaset, üretim dışında kalan, ancak üretimin sürdürülebilmesi ve geliştirilebilmesi için toplumsal çapta yürütülmesi zorunlu olan işlerin toplamıdır.” yazabiliriz. bu alıntı* bence toplumun siyasete etkisine vurgu yapıyor ve hepimizin uzun yıllardır şahit olduğu üzere toplum, diğer tüm bileşenleriyle* beraber etkisiz kılınıyor. bunun nedeninin güçler ayrılığı ilkesinin mevcut iktidarın da öncesine uzanan bir dönemden itibaren istismar edilmesi olduğunu düşünüyorum. tabi mevcut iktidar, yaptıkları kötülükler ve beceriksizlikleri açısından birinci sırayı kesinlikle başkasına kaptıramazlar, ama maalesef ilk ve tek sorumlu da değiller. yaşadıklarımızın diğer sorumlusu iyisiyle ve kötüsüyle yine bizim toplumumuz. insanlar işsiz ve evsiz kaldığında, insanlar hayatlarını kaybettiğinde, insanlar beş paraya muhtaç edildiğinde, insanlar haklarını aradığı zaman şiddet gördüğünde ve başkaları adaletten yoksun kaldığında, kendi çıkarları doğrultusunda ses çıkarmayan ve çıkaranın da sesini bastıran veya duymayan bu toplum. bunu bir suçlama olarak yazmıyorum. sadece ortadaki acı gerçek! bu toplum, iyiyi de kötüyü de içinde barındırıyor ve geldiğimiz noktada hala bir dönüşüm geçiriyor. adalete, bağımsızlığa, insan haklarına ve fikir özgürlüğüne olan bakışı üç yüz yıldır şekilleniyor. yaşadıklarımız bir dönüşümün parçası ve bu dönüşümün cumhuriyetle başladığını söylemek haksızlık olur, ama cumhuriyetle beraber gelişen bir ülkede ivme kazandığı doğrudur. önümüzdeki dönemde daha da iyi olacağına inanıyorum. çünkü her düşüşün bir çıkışı da var ve gelecek için düşüşler çıkışlardan daha öğretici oluyor. şahsi kanaatim çözümü kişilerde arayan ve çözümün bir parçası olmayan toplumlar maalesef sürekli olarak sömürülmeye ve zulüm görmeye mahkum oluyor. dolayısıyla adalete olan bakış açımızı genişletmeli ve hak arayanların/savunanların yanında olduğumuzu göstermeliyiz. mevcut düzende hak arayışını birinden talep etmemiz çok acımasız ve bencil bir tutum. eğer çözüm hak arayışından geçiyorsa, bunun bir parçası olduğumuz zaman işe yarayacağını sözlükdaşlarımla paylaşmak isterim. kısa bir not ile yazıma son vereyim. adalet, haksızın yanında lehte ve haklıya karşı aleyhte çalıştığı zaman adalet olmaktan çıkar. bugün ve uzun zamandır türkiye'de adalet gözleri açık bir şekilde toplumun aleyhine çalışmaktadır. takımımızla beraber sayısını hatırlayamadığım kadar haksızlığa uğramış bireyler ve kurumların beklentisi herkese eşit muamele gösterilmesidir. biraz hayal kırıklığı ve üzüntüyle yazılmıştır.*
edit: imla
edit 2: türkiye'de yaşanılan olaylardan küçük bir kesit. herkes için bir hatırlatma olarak bırakıyorum:
https://eksisozluk.com/entry/131258345
edit: imla
edit 2: türkiye'de yaşanılan olaylardan küçük bir kesit. herkes için bir hatırlatma olarak bırakıyorum:
https://eksisozluk.com/entry/131258345