• 319
    öncelikle, kulübümüzün 37. başkanı sayın mustafa cengiz'e allah'tan rahmet; ailesine, sevenlerine ve tüm camiamıza da başsağlığı dilerim.

    bugüne kadar bu sezonki maç yazılarımı takip edenler bilir, elimden geldiğince saha içerisinde kalmaya çalışıyorum ben. yani saha içerisi derken oynanan futboldan bahsediyorum genellikle. hakem vb. etmenleri katmıyorum çok işin içerisine ki fenerbahçe derbisinde yazdığım yazıda bile (bkz: #3282967) girmedim.

    çünkü saçma geliyor bana. biz (en azından ben) elimden geldiğince futbol konuşmaya özen gösteriyoruz / gösteriyorum. çünkü benim sevdiğim şey futbol, aslında teoride bu kadar basit.

    ancak iş öyle bir seviyeye geliyor ki sahadaki oyundan çok hakemi konuşmaya bizi zorlayan bir "sistem" mevcut ortada resmen. bu artık işin hata boyutunu aşmış durumda.

    üst üste 3 maç.

    21 kasım 2021 galatasaray fenerbahçe maçı.
    25 kasım 2021 galatasaray marsilya maçı.
    ve bu maç.

    ikisi tff, birisi uefa organizasyonu.

    iki tff organizasyonunda maçların içerisinde verilmeyen kararlar adamı delirtir cinsten. fenerbahçe maçında elle oynamaya penaltıyı vermiyorsun, aynı hakem geçen sezon ankaragücü maçında arda'nın vücudundan seken topa cart diye penaltı çalmış. "gözden kaçırma" diye bir şey artık video yardımcı hakem sayesinde kalmaması gerekirken "hadi gözden kaçırdı" diye iyi niyetli düşünelim hala. diagne gol atıyor ve "rakibini itip kendisine avantaj sağladığı" gerekçesi ile golü vermiyorsun, peki buna da okey. aynı müdahale ceza sahası içerisinde bize yapılıyor, hatta daha serti ama aynı müdahale, penaltıyı vermiyorsun.

    ne oldu? giden 3 puan.

    gidiyorsun marsilya maçı, "ülke puanı" diye kafa ütüleyen ne kadar takoz varsa memlekette hepsini susturur bir galibiyet alıyorsun ve gruptan çıkmayı başarıyorsun. hakem vs. etkisi yok, tertemiz bir maç oluyor.

    dönüyorsun bu maç.

    rakip aleni topçuna dalıyor, penaltı. verilmiyor. hadi iyi niyetli düşünüp bunda da "gözden kaçma" olduğunu düşünelim ki video yardımcı hakem ile bunun imkansız olduğunu üstte yazdım, imkansız yani. kayıtta olan onlarca kameradan her açıdan var pozisyon ve penaltı. hadi yine öyle düşünelim, golü buluyoruz ve golü veriyorsun. bak faul çalmıyorsun, orta sahayı gösterip golü veriyorsun.

    https://gss.gs/qyj.png
    (görüntü beinsports'a aittir, kendilerinin sitesindeki özetten bir kare alınarak durumu göstermek için kullanılmıştır)

    yani gözlerim beni yanıltmıyorsa eğer bu atilla karaoğlan değil mi? tamam yüzüklerin efendisindeki legolas gibi elf gözlerim olmayabilir ama bu vallahi de billahi de atilla karaoğlan. ve vermişsin golü.

    şimdi pozisyon autla sonuçlansa, korner olsa, taç olsa vs. hiç bir şey demeyeceğim. gerçekten ağzımı bile açmayacağım. ama video yardımcı hakem protokolüne göre gol olan bir pozisyonda kural hatası varsa bunun var ile kontrol edilmesi elzemdir. çaresiz, yapılmak zorunda bu. eğer ümit öztürk sigara molasına, kahve almaya, yemeğe falan çıkmadı ise bu pozisyonu izliyor olmalı. bu yazdıklarımdan birisini yapıyorsa kusura bakmasın, rahatını bozmayalım onun. avar da tarık ongun, birlikte bunlardan birisine gidip muhabbet mi ediyorlardı acaba? bilmiyorum.

    ne oldu? giden 2 puan.

    iki tane maç. ikisi de aynı. verilmeyen penaltılar, iptal edilen goller. ve şuna da %99 eminim ki eğer malatyaspor biraz daha ceza sahası içerisinde falan buluşabilseydi topla maçın sonuna doğru bir penaltı "icat edilecek" ve o 1 puan da gidecekti.

    buradan türkiye futbol federasyonundaki nihat özdemir ve yanında yakınında "yardımcı" olan herkese açık çağrıda bulunuyorum: ligi kimi şampiyon yapacak şekilde dizayn ediyorsanız, onların kalan tüm maçlarına "3 puan" yazın kupayı bugünden onlara verin ve ligin geri kalanı boyunca o kirli, pisliğin en dibine kadar bulaşmış, artık katrandan daha fazla kararmış ellerinizi şu futbolun üzerinden allahınızı peygamberinizi paranızı (ki bazılarınız için daha önemli biliyoruz) ailenizi insanlığı dünyayı doğayı binayı taşı toprağı seviyorsanız ne olur çekin! lütfen ya, yalvarıyorum size artık.

    önceden logar benzetmesi yapılırdı, "taştı artık, kokuyor" vs. gibisinden. o falan kalmadı abi, futbolun bir logarı yok artık futbol baya bildiğiniz o logarın içerisine hapsedildi sizin yüzünüzden ve halen utanma arlanma sıkılma çekinme belirtisi göstermeden daha da dibe itiyorsunuz, futbol topunu bir pislik yığınının içerisine hapsetmekle kalmayıp üzerine sürekli ama sürekli daha fazla pislik atarak futbolu değil bu pisliği izletmeye çalışıyorsunuz bize! benim gibi futbolun içerisinde derbide bile kalmaya çalışan bir insanı bile çıldırttınız, tebrik ediyorum sizi! burası pik noktasıdır, lütfen dediğimi yapın ve çekilin futbolun önünden! bırakın bu oyunu seven insanlar o topu yıkasın, temizlesin, sizin pisliğinizi temizlemeye bile razıyız yeter ki siz çekin o kirli ellerinizi, bizim yıkayıp temizlediğimizi yeniden kirletmeyin!

    ----

    gelelim maça:

    öncelikle yanlış bir 11 tercihi ile maça çıktık.

    barış - babel - emre kılınç ve diagne ile yapılan rotasyon yanlıştı. hücum anlamındaki en tehlikeli 4 oyuncumuz (cicaldau - kerem - morutan / feghouli) ile rotasyon yapmak problemdi. kerem'in sağladığı deliciliği barış'la, morutan'ın yarattığı şut tehditini babel ile yakalamaya çalışırken cicaldau'dan ya da feghouli'den aldığımız oyun aklını iptal ederek çıktık maça, emre kılınç bu aklı sahaya koyacak isim değildi.

    bana kalırsa yapılması gereken rotasyonda en azından ilk yarıda cicaldau - feghouli ikilisinden birisinin sahada olması, babel yerine kerem ile başlanmasıydı.

    yani 11 şu olmalıydı:

    https://i.galatasaray11.com/8n7k6d0y.jpg

    cicaldau yerine feghouli ile de başlanabilirdi, 45'te birisinin yerine diğeri girerdi. emre kılınç illa oynayacaksa bu maçta yeri barış alper'in yeri olmalıydı. böylelikle ilk yarıda en azından 1 gol bularak 2. yarıda diğer değişiklikler ile başlanan 11'e de dönülebilir, oyunun tutulması sağlanabilirdi.

    neticede ilk 45 dakikada her ne kadar savunma ağırlıklı oynasa da geride bizi 5'li karşılayan bir malatya vardı. biz değişiklikleri yapıp yüklenmeye başlayana kadar malatya geri çizgiyi 6'lı yaptı, önündeki 3 oyuncunun birisini baskıya bıraktı diğerleri bloklar arasındaki boşluğu kapatarak neredeyse 8'li gibi durdu, gelmeye çalıştığımız yere göre orta sahadaki 3 oyuncu alan değiştirerek pres yaptı. açamazdık, açamadık. hatta bu düzenlerine göre açtık bile zaman zaman.

    yani malatya'nın duruşu şu:

    https://gss.gs/b7B.png

    şimdi burayı nasıl açarsın? burayı açmak için yapabileceğin şey doldur - boşalt oyunu. burayı koşu atan oyuncu ile açmak imkansız, bu nedenle halil dervişoğlu değişikliği yanlıştı, ya 2. yarının başında yapılacaktı ya da yapılmayacaktı halil değişikliği, çünkü cicaldau o alanda iş yapmaya başlayınca malatya bu düzene geçti, onlar bu düzene geçince de yapmamız gereken değişiklik mostafa idi. çift forvete döneceksek (ki yine yanlıştı, merkezi boşaltarak döndüğümüz için malatya'nın kapanması daha fazla etkili göründü) de diagne - mostafa olacaktı, dönmeyeceksek de diagne çıkıp mostafa girmeliydi. en etkin hava topu alan ofansif oyuncumuzu kullanmadan yüksek top oynamamız etkisiz kaldı.

    öte yandan burayı açmanın bir diğer çözümü de hızlı pas bağlantısı ve delicilik kullanmak. burada da yapılması gereken değişiklik feghouli yerine morutan olmalıydı. kerem - morutan - cicaldau bağlantısı geride berkan ve taylan'ın desteği (özellikle taylan'ın ofansif oyun aklı) ile birleşerek daha farklı bir yere taşıyabilirdi bizi. bu da yapılmadı. hem halil hem feghouli'nin aynı anda girmesi bu sefer cicaldau'yu (berkan'ın çıkması da düşünüldüğünde) daha geriye çekmek zorunda kaldı ve oradaki bağlantı oyuncumuzu halil yaparak buradaki ufak ufak yakaladığımız üstünlüğü de kaptırdık ve çözümsüz kaldı.

    buna rağmen 26 kere rakip ceza sahasında topla buluşmuşuz ki ciddi rakam, 1.5 xg üretmişiz ki bu da ciddi bir rakam. 1.5 xg'den bu maçın bizim lehimize 2 skor ile bitmesi gerekirdi, malatya 0.34 xg belki 1 bulurdu ve bu maçın olması gereken skoru 2-1 ya da 2-0 olurdu. ki halil'in golü ve diagne'nin direkten dönen topu düşünüldüğünde maç zaten 2 olmuş olmalıydı bizim lehimize, olmadı.

    haricinde şut tehditimiz halen yeterli efektiflikte değil. 12 şut attığın bir maç var, 2 şut isabetli, 5 isabetsiz 4 engellenen 1 direkten dönen var.

    dün twitter taymlayn'da gördüm, şöyle bir veri mevcut:
    https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=large

    bu şu demek benim nazarımda; kerem sürekli sahada olmalı, hücum hattında en yüksek süreyi diagne - mami paylaşmalı. halen nedendir bilmiyorum halil'i kanatta ya da 2. bir destek oyuncusu olarak düşünmüyoruz, garip. aynı şekilde babel de gol atması için sahaya atılmamalı, top tutması tamam bir nebze anlaşılabilir ancak gol için babel yerine kerem kullanılmalı, bu tablo bunu çok ama çok net ortaya koyuyor.

    burada bir parantez cicaldau'ya açmak zorundayım.
    daha önce bahsettim, halil'in girişi ciddi anlamda bozdu cicaldau'yu diye. ortalama pozisyon verisinde bu çok ama çok net görünüyor:
    https://gss.gs/5qi.png
    cicaldau'nun net iş yapacağı yere halil dervişoğlu'nu koyup berkan'ı çıkardığımızda etkinliğini inanılmaz düşürdük. bu adamın doğru kullanılış biçimi gerek marsilya maçında gerek bu maçta çok ciddi gösterdi kendisini. berkan ve taylan onu rahatlatıp ofansif olarak daha fazla iş yapmasını, daha fazla koşu atmasını, daha fazla topla buluşmasını sağlarken biz halil'i oraya koyup berkan'ın cicaldau için yaptığı işi cicaldau'nun halil için yapmasını istedik. başlı başına hata çünkü cicaldau böyle bir oyuncu değil.
    kaideyi taciz eden istisna ile defalarca bu konuyu konuştuk, tam doğru kullanmaya başladık derken marsilya maçından itibaren bu maçta yine onu geriye almak zorunda kaldık.

    yani cicaldau ne kadar efektif bir oyuncu şöyle anlatayım:

    27'de 25 kısa/orta isabetli pas, 6'da 6 yani %100 hücum alanına (3. bölgeye) isabetli pas. 29 pasta 26 doğru pas ile %90 doğru pas bağlantısı kurmuş ve bunların hepsini toplam 53 dakika sahada kalırken yapmış bir oyuncuyu halil dervişoğlu'nu oyuna alarak geri çekmek çok ama çok büyük bir hata taktiksel olarak. bu hamle yerine dediğim gibi mami hamlesi yapsak, halil'i sağa atsak işin rengi çok ama çok başka yerlere gidebilirmiş.

    sonuç: bir çok kişi lige havlu attığımızı düşünüyor, olabilir makul bir düşünce. sonuçta lider ile aranda 14 puanlık bir fark var, kolay kolay da kapanmayacak bazı "yardımcı" olanlar sayesinde. ancak 23 ocak 2022 galatasaray trabzonspor maçına kadar 8 maç var, 24 puan eder. bu 24 puandan çıkaracağımız 20+ her puan bizi trabzonspor maçına farklı bir havada sokar, acaba trabzon bu 8 maçlık dönemde ne yapacak, ona çok bağlı bu durum.

    bakalım büyük mustafa'nın büyük altay'ına karşı ne yapabileceğiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın