50
marcao'nun olmadığı maçlarda defans ve hücum arasındaki mesafenin açılması ile iyice ayyuka çıkan bu problem hoca'yla oyuncular arasındaki iletişimi de koparmaya başladı bence.
maçların yarısı hücum oyuncuları ilerde boş boş beklerken defansın pasla 30 metreyi katetmeye çalışması ve topu tekrar tekrar kaybetmesi üzerine hücumdakilerin de geriye koşmak zorunda kalması şeklinde geçiyor. bu oyun düzeni oyuncuların da zaaflarını daha çok ortaya çıkardığı için atağın olgunlaşamadığı her denemede hücum ve orta saha oyuncularının suratlarında topla buluşamamanın ve takımın tekrar tekrar top kaybı yapmasının verdiği mutsuzluğu yakın çekimlerde görüyoruz. bu aynı zamanda oyun planı ile ilgili bir mutsuzluk. aynı durum tekrarlandıkça hocanın oyun içinde verdiği taktikler ve yaptığı değişikliklere tribünlerden olduğu gibi takım içinde de bir inanç kaybı doğuruyor.
marcao gelince ciddi bir düzelme olacağını düşünsem de sorunu oyuncu bazlıdan çıkarıp sistemsel olarak da çözümler üretmek elzem. fatih hoca'nın konuya ekstra mesai yapması ve üreteceği çözümlerle hem taraftarı hem oyuncuları tekrar kendine ikna etmesi gerekiyor. çünkü "hocanın bi bildiği vardır" cümlesi en az duyduğumuz cümle bu aralar.
maçların yarısı hücum oyuncuları ilerde boş boş beklerken defansın pasla 30 metreyi katetmeye çalışması ve topu tekrar tekrar kaybetmesi üzerine hücumdakilerin de geriye koşmak zorunda kalması şeklinde geçiyor. bu oyun düzeni oyuncuların da zaaflarını daha çok ortaya çıkardığı için atağın olgunlaşamadığı her denemede hücum ve orta saha oyuncularının suratlarında topla buluşamamanın ve takımın tekrar tekrar top kaybı yapmasının verdiği mutsuzluğu yakın çekimlerde görüyoruz. bu aynı zamanda oyun planı ile ilgili bir mutsuzluk. aynı durum tekrarlandıkça hocanın oyun içinde verdiği taktikler ve yaptığı değişikliklere tribünlerden olduğu gibi takım içinde de bir inanç kaybı doğuruyor.
marcao gelince ciddi bir düzelme olacağını düşünsem de sorunu oyuncu bazlıdan çıkarıp sistemsel olarak da çözümler üretmek elzem. fatih hoca'nın konuya ekstra mesai yapması ve üreteceği çözümlerle hem taraftarı hem oyuncuları tekrar kendine ikna etmesi gerekiyor. çünkü "hocanın bi bildiği vardır" cümlesi en az duyduğumuz cümle bu aralar.