1396
paraya ve güce tapan korkak insancıkların cirit attığı topluluktur.
mesela 1 mayıs 2021 beşiktaş hatayspor maçında hatay'ın defans oyuncusu billong'un alenen yaptığı şikeyi hiç konuşmazlar. kariyerinde hiç milli olmamış bir oyuncunun, bu maçtan sonra milli olmasını veya hatay ekibinin "maçtan önce ayağına dövme yaptırmıştı o yüzden kötüydü" gibi saçma sapan sözler sarf etmelerini hiç mi hiç gündeme taşımazlar. konu eğer galatasaray olsaydı her saniye konuşulacağından adım gibi eminim.
11 mayıs 2021 beşiktaş fatih karagümrük maçından sonra çıkan olaylar karşısından sessiz kalmışlardı. herkesin kavgaya giriştiği ortamda beşiktaş'ın sadece sakat oyuncularının ceza almasını da gündeme taşımayı doğru bulmamışlardı. konu galatasaray olsaydı, kamuoyu topyekün saldıracak ve tff'de bahane bu ya, her futbolcumuza ceza yağdıracaktı.
6 şubat 2021 fenerbahçe galatasaray maçında fenerbahçe'nin usulsüz bir şekilde binlerce holigan almasını; o holiganlarında bu pandemi ortasında teknik ekibimize ve futbolcularımıza tükürdüklerini şerefli türk spor basını konuşmamıştır.
fenerbahçe'nin hande sümertaş'a yaptığı tehdit ve tacizleri konuştular ama fenerbahçe'ye hak vererek konuştular!
bu tür yığınla örnek sıralayabiliriz. tabi bu tür çirkinliklerin yanına transfer çirkinliklerini de ekliyorlar. mesela emre akbaba'ya yılda 8 milyon vereceklerimizi bilirler ama max meyer'e verilecek olan paranın izini sürmezler. rb salzburg gibi proje takımlarının her yıl milyonlarca euro'ya sattığı futbolcuların listesini çıkarıp fenerbahçe'yi mergim berisha'yı aldıkları için tebrik ederler ama berisha'nın bonservis bedelini veya yıllık ücretini söylemezler. aynı medya, cicaldau ve morutan'ın bonservisleri için her gün farklı şeyler yazmışlardı. ha bide transfermarkt sitesine göre mls'in en değerli oyuncularından biri olan diego rossi'nin fenerbahçe'ye hangi koşullar altında kiralandığını kimse bilmez. ki zaten bilseler de yazacak cesaretleri yok. tıpkı pjanic gibi bilinen bir futbolcunun beşiktaş'a ne kadara kiralandığını bilmedikleri gibi. işin bide beşiktaş boyutu da var. daha doğrusu süregelen galatasaray düşmanlığı! en basitinden ghezzal transferi konuşulduğunda medya'da hep şu haberler yer alırdı: "ghezzal'ın galatasaray'dan alacağı para yılda 4 milyon euro" tamam bize maliyeti o kadar ama beşiktaş'a maliyeti ne kadar? yok abi bunu konuşmazlar. konuştukları tek şey "yıldız oyuncuyu leicester'dan 3 milyona almak büyük başarı."
hal böyleyken bizim en büyük düşmanımız türk spor basınıdır; türk spor basını içerisindeki galatasaray düşmanlarıdır. bu tuzaklara düşmeyelim arkadaşlar. kerem ve marcao olayını halen daha sıcak tutuyorlar ki, takımın en önemli iki oyuncusu da yıpransın. onlar yıpranmazsa bile taraftar keser biletini hesabıyla iş yapıyorlar. dün bende dahil birçok kişi marcao'yu suçlu bulurken, bugün yine birçok kişi kerem'i suçlu buluyor. yapmayın etmeyin düşmeyin bu tuzaklara. bu iğrenç oluşumlarla savaşmak yerine kendimizle savaşırsak meydanın kime kalacağını hepimiz biliyoruz.
mesela 1 mayıs 2021 beşiktaş hatayspor maçında hatay'ın defans oyuncusu billong'un alenen yaptığı şikeyi hiç konuşmazlar. kariyerinde hiç milli olmamış bir oyuncunun, bu maçtan sonra milli olmasını veya hatay ekibinin "maçtan önce ayağına dövme yaptırmıştı o yüzden kötüydü" gibi saçma sapan sözler sarf etmelerini hiç mi hiç gündeme taşımazlar. konu eğer galatasaray olsaydı her saniye konuşulacağından adım gibi eminim.
11 mayıs 2021 beşiktaş fatih karagümrük maçından sonra çıkan olaylar karşısından sessiz kalmışlardı. herkesin kavgaya giriştiği ortamda beşiktaş'ın sadece sakat oyuncularının ceza almasını da gündeme taşımayı doğru bulmamışlardı. konu galatasaray olsaydı, kamuoyu topyekün saldıracak ve tff'de bahane bu ya, her futbolcumuza ceza yağdıracaktı.
6 şubat 2021 fenerbahçe galatasaray maçında fenerbahçe'nin usulsüz bir şekilde binlerce holigan almasını; o holiganlarında bu pandemi ortasında teknik ekibimize ve futbolcularımıza tükürdüklerini şerefli türk spor basını konuşmamıştır.
fenerbahçe'nin hande sümertaş'a yaptığı tehdit ve tacizleri konuştular ama fenerbahçe'ye hak vererek konuştular!
bu tür yığınla örnek sıralayabiliriz. tabi bu tür çirkinliklerin yanına transfer çirkinliklerini de ekliyorlar. mesela emre akbaba'ya yılda 8 milyon vereceklerimizi bilirler ama max meyer'e verilecek olan paranın izini sürmezler. rb salzburg gibi proje takımlarının her yıl milyonlarca euro'ya sattığı futbolcuların listesini çıkarıp fenerbahçe'yi mergim berisha'yı aldıkları için tebrik ederler ama berisha'nın bonservis bedelini veya yıllık ücretini söylemezler. aynı medya, cicaldau ve morutan'ın bonservisleri için her gün farklı şeyler yazmışlardı. ha bide transfermarkt sitesine göre mls'in en değerli oyuncularından biri olan diego rossi'nin fenerbahçe'ye hangi koşullar altında kiralandığını kimse bilmez. ki zaten bilseler de yazacak cesaretleri yok. tıpkı pjanic gibi bilinen bir futbolcunun beşiktaş'a ne kadara kiralandığını bilmedikleri gibi. işin bide beşiktaş boyutu da var. daha doğrusu süregelen galatasaray düşmanlığı! en basitinden ghezzal transferi konuşulduğunda medya'da hep şu haberler yer alırdı: "ghezzal'ın galatasaray'dan alacağı para yılda 4 milyon euro" tamam bize maliyeti o kadar ama beşiktaş'a maliyeti ne kadar? yok abi bunu konuşmazlar. konuştukları tek şey "yıldız oyuncuyu leicester'dan 3 milyona almak büyük başarı."
hal böyleyken bizim en büyük düşmanımız türk spor basınıdır; türk spor basını içerisindeki galatasaray düşmanlarıdır. bu tuzaklara düşmeyelim arkadaşlar. kerem ve marcao olayını halen daha sıcak tutuyorlar ki, takımın en önemli iki oyuncusu da yıpransın. onlar yıpranmazsa bile taraftar keser biletini hesabıyla iş yapıyorlar. dün bende dahil birçok kişi marcao'yu suçlu bulurken, bugün yine birçok kişi kerem'i suçlu buluyor. yapmayın etmeyin düşmeyin bu tuzaklara. bu iğrenç oluşumlarla savaşmak yerine kendimizle savaşırsak meydanın kime kalacağını hepimiz biliyoruz.