14730
son zamanlarda tanıyamadığım, 19 ağustos 2021 randers galatasaray maçı‘ndan sonra ise beni çok büyük hayal kırıklığına uğratan sözlük. bu yazacaklarımı maçtan sonra söylemeyi planlıyordum ama ortamın biraz sakinleşmesini istedim. eminim sakin kafa ile okuyunca bana çoğunuz hak vereceksiniz.
randers maçı sonrası, son 1 yıldır oynadığımız maçlardan sonra oluşan linç aynı şekilde devam etti. bakın eleştiri demiyorum linç diyorum çünkü bu sözlükte ki eleştiriler çok farklı boyutlara gitmeye başladı. teknik ekibimize ve oyuncularımıza nefret kusmaya başladık. emin olun dışarıda ki düşmanlarımız da bizim bu halde olmamızı istiyor.
öncelikle hocamız fatih terim ile başlayalım. fatih hoca son zamanlarda çok hatalar yaptı. hem sistem üzerinde, hem oyuncular üzerinde, hem basın toplantıları ile çok büyük hataları oldu. bunları dile getiren herkese saygım sonsuzdur. ama çoğunluk eleştiri yerine hocayı itibarsızlaştırmaya çalışıyor. hocanın geçmişte ki açıklamaları ile nidalı şekilde dalga geçiyor, söylediği cümleleri cımbız ile çekiyor ve sonunun ne olacağını düşünmeden nefretini kusuyor ve sözlükten gidiyor.
her kötü oyundan sonra, her puan kaybından sonra makasın açılması ve futbolcuların geçmişine değil geleceğine yatırım yapmalıyız başlıklarına alakalı alakasız entry’ler giriliyor. bu söylemlerin mantığını hepiniz biliyorsunuz ama bunu eleştiri dozunu arttırıp fatih hoca üzerine nidalı bir şekilde kullanıyorsunuz. evet makas açıldı bizden 10 kat değerli paris’e ve madrid’e yeniliyoruz. ama bizden 10 kat daha düşük bütçeli takımları eliyoruz zaten. neftçi’yi eledik, hajduk’u eledik, johnston’u eledik, önümüzde ki hafta içi de randers’ı eleyeceğiz. sakın bunlarla övündüğümü flan zannetmeyin. zaten olması gereken bunlar. ama öyle bir algı oluşuyor ki sanki bizden kat ve kat daha az değerli takımlara diş geçiremiyoruz. henüz sezon başında yeni kurulan bir takımla 6 gün içinde 1500 km’den fazla yol yaparak 3 şehir ve 3 ülke değiştirdik. üstelik bu maçlardan birinde olağanüstü bir olay yaşayıp kendi oyuncumuz diğer oyuncumuza saldırdı. kadromuza yeni kattığımız 2 genç oyuncumuzu avrupa da oynatamadık. bir diğer oyuncumuz ise tff’nin şantajları ile uğraştığımız için oynayamadı. bütün bu olanlara rağmen 3 maçta da birinci dakikadan doksanıncı dakikaya kadar rakipleri baskı altına almamızı istiyoruz. feghouli, falcao ve babel oyuna girdikten sonra ise futbolcuların geleceğine yatırım yapmalıyız lafı ile nidalı bir şekilde dalga geçiyoruz. bunu 20-24 yaş aralığı 6 transfer yaptığımız transfer sezonun da dile getiriyoruz.* bu oyuncular ile yollarımızı ayıracağımızı zaten başkanımız açıkladı. önümüzde ki 10 gün boyunca işler istediğimiz şekilde giderse bu oyuncular ile yolları ayırıp yerlerine yine genç oyuncular transfer edeceğiz. o zaman ne diye bu söz ile dalga geçiyoruz ben anlamış değilim.
yazdıklarım fatih terim ile ilgili gözüküyor ama başka başlıklardan da örnek vermek istiyorum. aynı randers maçından sonra sezona 2 gol 3 asist ile başlayan, 22 yaşında ve üç gün önce bir futbolcunun kariyeri boyunca %0.001 ihtimal ile başına gelebilecek kötü bir olay yaşayan oyuncumuz muhammed kerem aktürkoğlu başlığına da girdim ve gördüklerime inanamadım. şımardı yazanlar, yedeğe çekilmesi gerektiğini yazanlar, kerem’i asıp kesenler mevcut. ve bunları yazanların çoğu “neden feghouli ve babel girdi genç oyuncu oynatmamız lazım” diye entry giren yazarlarımız. bir başka ve son bir örnek vermek istiyorum. yine ilgili maçtan sonra alpaslan öztürk başlığına da girdim. bana göre 3-4 yeterli hamle ile fena bir oyun oynamayan oyuncu için hemen 2. lig 3. lig topçusu bir an önce kovun gibi entry’ler gördüm. belçika altyapısından çıkmış, milli takıma kadar yükselmiş bir oyuncu nasıl 3. lig topçusu olabilir allah aşkına ?
sakın beni yanlış anlamayın. benim sizin düşüncelerinizi karalamak gibi bir niyetim yok. benim böyle bir şey yapmaya hakkım da yok. dilediğinizi eleştirir, dilediğinizi övebilirsiniz. benim sizden ricam hocamızı ve oyuncularımızı eleştirirken dozunu ayarlayabilmeniz. onları itibarsızlaştırmamanız. belki sözlük üye sayısı size düşük gelebilir ama ister inanın ister inanmayın bu sözlüğü dışarıdan takip eden yüzbinlerce insan var. kendi taraftarlarımız da var, rakip takım taraftarları da var, gazeteciler de var. fatih hocayı mı eleştireceğiz ? gelin hep beraber duran toplarda ki yıllardır süren etkisizliğimizi, maç içinde ki geç değişikliklerini, sürekli değişen sistemleri eleştirelim. kerem’in formsuz olduğunu mu düşünüyorsunuz ? kerem’in maç içinde yaptığı hataları söyleyin. alpaslan’ı yetersiz mi görüyorsunuz ? galatasaray seviyesinde oyuncu olmadığını dile getirin. ama lütfen nefret kusarak eleştiri düzeyinden yukarılara çıkmayın.
hem burada, hem twitterda, hem instagramda yazdığımız olumsuzluklar ve linçler yüzünden galatasaray üzerinde algılar yapılmasına izin veriyoruz. ister inanın ister inanmayın hem rakip taraftarlar hem medya galatasaray’ı doğrayarak eleştirirken bizden güç alıyor. bir başka örnek daha vermek istiyorum. bildiğiniz gibi 19 ağustos 2021 randers galatasaray maçı‘nın spikeri murat kosovaydı. kerem’in golünden sonra havaya bakışını nidali bir şekilde anlattı. eğer marcao-kerem olayından sonra biz biraz daha ılımlı olabilseydik bu spikere o yorumu yapma hakkını vermeyecektik. aynı maçta spiker’in dikkatimi çeken bir başka yorumu daha vardı. belki sizin de dikkatinizi çekmiştir. maçın 60. dakikası gibi randers ve galatasaray’ın bu sezon beşer maç oynadığını söyledi. aslında murat kosova’nın burada söylemek istediği ama söyleyemediği fatih hoca’nın maçtan önce randers bizden daha hazır sözüne laf söylemekti. tıpkı bizim sözlükte ki bazı yazarların yaptığı gibi sözü dolaştırarak, fatih hoca’ya laf sokarak onu itibarsızlaştırmaktı. ama kimse randers’in 1.5 senedir aynı kadro ile oynadığını, ligte hafta da bir maç yaptığını ve ilk kez hafta içi maçına çıktığını söylemiyor. şimdi size soruyorum bizim 3 günde bir henüz tamamlanmayan kadrolar ile yaptığımız maçlar ile randers’in düzenli bir şekilde aynı kadrolarla haftada bir yaptığı maçlar aynı mı ? ha siz taraftar olarak bunları söylemek hakkım diyorsunuz ama farkında olmadan görevi sadece maç sunmak olan murat kosova gibi bir spikere de bunu söyleme cesaretini veriyorsunuz.
rakip takım taraftarların ve medyada ki çoğunluğun yakın zamanda türk futbolu için tek dilekleri fatih terim’in başarısız bir şekilde kariyerini sonlandırması. 25 yıldır o kadar acı tecrübeler yaşadılar ki hocamızının sonunun acı bir şekilde olmasını istiyorlar. peki biz ne yapıyoruz, onlara hak vererek daha sezon başında kadro kalitesi başlığının içine “kadroya değil bizim teknik direktöre ihtiyacımız var.” entrylerini giriyoruz. direkt fatih hocayı eleştirmek yerine yine dolaylı yoldan onu itibarsızlaştırıyoruz. vefa, evlatçılık gibi kelimelerden nefret eden bir yazar olarak yazıyorum. burada hemen hemen hepimizin futbol ile yaşadığı çoğu mutlululuğu bize sunan fatih terim’in henüz sezon başında yeni bir yapılanma kurmaya çalışırken kovulması ve emekli olması sizin vicdanınıza sığar mı ? rakiplerin kovulduğu anda ki sevinç çığlıkları sizi huzursuz etmez mi ? fatih hocamızın bu şekilde emekli olması sizi rahatsız etmez mi ? yaşattığı sevinçlerin karşılığı olarak 1 sezon daha başarısız olsak bizim için ne fark eder ? eğer bu sezon da zaten başarısız olursak büyük ihtimal ile yolları ayıracağız. eğer fatih hocanın galatasaray’a ihanet ettiğinizi düşünüyorsanız hemen bugün gitsin. ama onun galatasaraylılığından şüphe duymuyorsanız şimdi gitmesinin sizi rahatsız edeceğini düşünüyorum.
medya da yine bizim sayemizde oluşan bir başka algıya daha değinmek istiyorum. sürekli burada 4 yıldır top oynamadığımız ve başarısız olduğumuz konuşuluyor. allah aşkına bu 4 yıl boyunca hangi sezonun son maçlarını kötü oyunla bitirdik. fatih terim zaten her sezona çalkantılı başlar, ama bir yerden sonra ritmi oturtur ve kolay kolay maç vermez. sezonun ikinci yarılarında gelen ve içlerinde derbi maçları da olan 6-7-8 maçlık galibiyet serileri yakaladık hep. 2017-2018 sezonunda son 6 maçı kazandık. başakşehir, beşiktaş ve trabzon’u son maçlarda mağlup ettik. 2018-2019 sezonunda yine son maçlarda başakşehir ve beşiktaş’ı yenip şampiyon olduk. 2019-2020 sezonunda için de kadıköy galibiyeti de olan 8 maçlık seri yaşadık ve araya pandemi girdi. 2020-2021 sezonunun yine son 6 maçta galip gelip averajla şampiyonluğu kaçırdık. bu maçların içinde yine uzay takımı beşiktaş’ı sürklase edip yendik. allah aşkına buraya gelip 4 senedir futbol oynamıyoruz yazmak ne kadar doğru ? 4 senedir taktiği olmayan, öylesine dizilen takım her sene kadrosu mecburen değişmesine rağmen nasıl her sezonun sonunu iyi bitirebilir ?
aşağıya son 4 sezondur “gram top oynadığımız” maçların puan durumunu atıyorum.
https://i.hizliresim.com/76fo5d1.jpeg
bu belki sizi şaşırtmamış olabilir. sonuçta bu 4 yılda 2 kere şampiyon olduk. size asıl şaşıracağınız bir başka örnek vermek istiyorum.
https://kassiesa.net/...thod5/trank2023.html
bu fatih hoca geldiğinden beri oluşan avrupa kulüp sıralaması. 53, 72 ve 97’nci sıralara bakmanızı istiyorum. evet yanlış görmediniz. fatih hoca geldiğinden beri avrupa da en çok puan toplayan türk futbol takımı galatasaray. lig ve avrupada en çok puan toplayan takım biz olmamıza rağmen medyada başarısız ve avrupa rezili galatasaray algıları dolaşıyor. işte bu algı bizim yüzümüzden oluşuyor. beşiktaş tarafı bizim avrupa başarısızlıklarımızı konuşurken, biz beşiktaş’ın avrupada malmö, paok, rio ave ve slovan bratislava gibi köy takımlarına elenmesini konuşmuyoruz. tam tersi şekilde burada galatasaray’ı gömüyoruz. yine söylüyorum bütün bu olanlara rağmen başarısız olduğumuzu düşünebilirsiniz. ve ben de aynı sizin gibi düşünüyorum. ama bu başarısızlığımızı yapıcı bir şekilde eleştirmek varken hocamızı ve oyuncularımızı giyotin tahtasına koymayalım. bizden aldıkları güç ile galatasaray’ın üstüne böyle gelebiliyorlar.
dünya son 1.5 yıldır olağanüstü bir durum yaşıyor. pandemi nedeniyle herkes mağdur olmuş durumda. sağolsun devletimiz de her hafta farklı bir skandal ile bize pandemiyi bile unutturuyor. hemen hemen hepimiz işimizde veya okulumuzda stresli bir hayat yaşıyoruz. bu stresi atmak için kendimizi futbol veya başka hobiler ile meşgul ediyoruz. lütfen futbol için de bu kadar agresif ve hırçın olmayalım. kafa dağıtmak için futbol ile meşgul olan insanları burada da kaosa sürüklemeyelim. galatasarayımız çoğumuzun canı ciğeri ama farkında olmadan galatasaray’a çok zarar verdiğimizi düşünüyorum. belki de yazı boyunca çok dile getirdim ama tekrardan dile getireyim. benim kimsenin fikirlerini karalamak gibi bir düşüncem yok. eleştirilerinize saygı duyuyorum. eğer eleştiri yapmazsak, sürekli lay lay lom olursak, takımımızda kötü olan bir şeyi düzeltmeye çalışmazsak sonumuz fenerbahçe gibi olur. ama lütfen sizden rica ediyorum eleştiri dozlarımızı biraz ayarlayalım. herhangi kötü oynadığımız bir maçtan sonra direkt nefret kusarak başlıklara girmeyelim. kötü oyunu yapıcı bir şekilde hep beraber eleştirelim. gerçekten buraları takip eden ve ona göre algı oluşturan binlerce rakip taraftar ve gazeteci var. bunu twitter ve instagram tayfasınan istemiyorum çünkü onları bu saatten sonra kurtarmanın fazla bir yolu yok. sosyal platformlarda en kaliteli galatasaray oluşumu olarak gördüğüm galatasaray sözlük üylerinden rica ediyorum.
randers maçı sonrası, son 1 yıldır oynadığımız maçlardan sonra oluşan linç aynı şekilde devam etti. bakın eleştiri demiyorum linç diyorum çünkü bu sözlükte ki eleştiriler çok farklı boyutlara gitmeye başladı. teknik ekibimize ve oyuncularımıza nefret kusmaya başladık. emin olun dışarıda ki düşmanlarımız da bizim bu halde olmamızı istiyor.
öncelikle hocamız fatih terim ile başlayalım. fatih hoca son zamanlarda çok hatalar yaptı. hem sistem üzerinde, hem oyuncular üzerinde, hem basın toplantıları ile çok büyük hataları oldu. bunları dile getiren herkese saygım sonsuzdur. ama çoğunluk eleştiri yerine hocayı itibarsızlaştırmaya çalışıyor. hocanın geçmişte ki açıklamaları ile nidalı şekilde dalga geçiyor, söylediği cümleleri cımbız ile çekiyor ve sonunun ne olacağını düşünmeden nefretini kusuyor ve sözlükten gidiyor.
her kötü oyundan sonra, her puan kaybından sonra makasın açılması ve futbolcuların geçmişine değil geleceğine yatırım yapmalıyız başlıklarına alakalı alakasız entry’ler giriliyor. bu söylemlerin mantığını hepiniz biliyorsunuz ama bunu eleştiri dozunu arttırıp fatih hoca üzerine nidalı bir şekilde kullanıyorsunuz. evet makas açıldı bizden 10 kat değerli paris’e ve madrid’e yeniliyoruz. ama bizden 10 kat daha düşük bütçeli takımları eliyoruz zaten. neftçi’yi eledik, hajduk’u eledik, johnston’u eledik, önümüzde ki hafta içi de randers’ı eleyeceğiz. sakın bunlarla övündüğümü flan zannetmeyin. zaten olması gereken bunlar. ama öyle bir algı oluşuyor ki sanki bizden kat ve kat daha az değerli takımlara diş geçiremiyoruz. henüz sezon başında yeni kurulan bir takımla 6 gün içinde 1500 km’den fazla yol yaparak 3 şehir ve 3 ülke değiştirdik. üstelik bu maçlardan birinde olağanüstü bir olay yaşayıp kendi oyuncumuz diğer oyuncumuza saldırdı. kadromuza yeni kattığımız 2 genç oyuncumuzu avrupa da oynatamadık. bir diğer oyuncumuz ise tff’nin şantajları ile uğraştığımız için oynayamadı. bütün bu olanlara rağmen 3 maçta da birinci dakikadan doksanıncı dakikaya kadar rakipleri baskı altına almamızı istiyoruz. feghouli, falcao ve babel oyuna girdikten sonra ise futbolcuların geleceğine yatırım yapmalıyız lafı ile nidalı bir şekilde dalga geçiyoruz. bunu 20-24 yaş aralığı 6 transfer yaptığımız transfer sezonun da dile getiriyoruz.* bu oyuncular ile yollarımızı ayıracağımızı zaten başkanımız açıkladı. önümüzde ki 10 gün boyunca işler istediğimiz şekilde giderse bu oyuncular ile yolları ayırıp yerlerine yine genç oyuncular transfer edeceğiz. o zaman ne diye bu söz ile dalga geçiyoruz ben anlamış değilim.
yazdıklarım fatih terim ile ilgili gözüküyor ama başka başlıklardan da örnek vermek istiyorum. aynı randers maçından sonra sezona 2 gol 3 asist ile başlayan, 22 yaşında ve üç gün önce bir futbolcunun kariyeri boyunca %0.001 ihtimal ile başına gelebilecek kötü bir olay yaşayan oyuncumuz muhammed kerem aktürkoğlu başlığına da girdim ve gördüklerime inanamadım. şımardı yazanlar, yedeğe çekilmesi gerektiğini yazanlar, kerem’i asıp kesenler mevcut. ve bunları yazanların çoğu “neden feghouli ve babel girdi genç oyuncu oynatmamız lazım” diye entry giren yazarlarımız. bir başka ve son bir örnek vermek istiyorum. yine ilgili maçtan sonra alpaslan öztürk başlığına da girdim. bana göre 3-4 yeterli hamle ile fena bir oyun oynamayan oyuncu için hemen 2. lig 3. lig topçusu bir an önce kovun gibi entry’ler gördüm. belçika altyapısından çıkmış, milli takıma kadar yükselmiş bir oyuncu nasıl 3. lig topçusu olabilir allah aşkına ?
sakın beni yanlış anlamayın. benim sizin düşüncelerinizi karalamak gibi bir niyetim yok. benim böyle bir şey yapmaya hakkım da yok. dilediğinizi eleştirir, dilediğinizi övebilirsiniz. benim sizden ricam hocamızı ve oyuncularımızı eleştirirken dozunu ayarlayabilmeniz. onları itibarsızlaştırmamanız. belki sözlük üye sayısı size düşük gelebilir ama ister inanın ister inanmayın bu sözlüğü dışarıdan takip eden yüzbinlerce insan var. kendi taraftarlarımız da var, rakip takım taraftarları da var, gazeteciler de var. fatih hocayı mı eleştireceğiz ? gelin hep beraber duran toplarda ki yıllardır süren etkisizliğimizi, maç içinde ki geç değişikliklerini, sürekli değişen sistemleri eleştirelim. kerem’in formsuz olduğunu mu düşünüyorsunuz ? kerem’in maç içinde yaptığı hataları söyleyin. alpaslan’ı yetersiz mi görüyorsunuz ? galatasaray seviyesinde oyuncu olmadığını dile getirin. ama lütfen nefret kusarak eleştiri düzeyinden yukarılara çıkmayın.
hem burada, hem twitterda, hem instagramda yazdığımız olumsuzluklar ve linçler yüzünden galatasaray üzerinde algılar yapılmasına izin veriyoruz. ister inanın ister inanmayın hem rakip taraftarlar hem medya galatasaray’ı doğrayarak eleştirirken bizden güç alıyor. bir başka örnek daha vermek istiyorum. bildiğiniz gibi 19 ağustos 2021 randers galatasaray maçı‘nın spikeri murat kosovaydı. kerem’in golünden sonra havaya bakışını nidali bir şekilde anlattı. eğer marcao-kerem olayından sonra biz biraz daha ılımlı olabilseydik bu spikere o yorumu yapma hakkını vermeyecektik. aynı maçta spiker’in dikkatimi çeken bir başka yorumu daha vardı. belki sizin de dikkatinizi çekmiştir. maçın 60. dakikası gibi randers ve galatasaray’ın bu sezon beşer maç oynadığını söyledi. aslında murat kosova’nın burada söylemek istediği ama söyleyemediği fatih hoca’nın maçtan önce randers bizden daha hazır sözüne laf söylemekti. tıpkı bizim sözlükte ki bazı yazarların yaptığı gibi sözü dolaştırarak, fatih hoca’ya laf sokarak onu itibarsızlaştırmaktı. ama kimse randers’in 1.5 senedir aynı kadro ile oynadığını, ligte hafta da bir maç yaptığını ve ilk kez hafta içi maçına çıktığını söylemiyor. şimdi size soruyorum bizim 3 günde bir henüz tamamlanmayan kadrolar ile yaptığımız maçlar ile randers’in düzenli bir şekilde aynı kadrolarla haftada bir yaptığı maçlar aynı mı ? ha siz taraftar olarak bunları söylemek hakkım diyorsunuz ama farkında olmadan görevi sadece maç sunmak olan murat kosova gibi bir spikere de bunu söyleme cesaretini veriyorsunuz.
rakip takım taraftarların ve medyada ki çoğunluğun yakın zamanda türk futbolu için tek dilekleri fatih terim’in başarısız bir şekilde kariyerini sonlandırması. 25 yıldır o kadar acı tecrübeler yaşadılar ki hocamızının sonunun acı bir şekilde olmasını istiyorlar. peki biz ne yapıyoruz, onlara hak vererek daha sezon başında kadro kalitesi başlığının içine “kadroya değil bizim teknik direktöre ihtiyacımız var.” entrylerini giriyoruz. direkt fatih hocayı eleştirmek yerine yine dolaylı yoldan onu itibarsızlaştırıyoruz. vefa, evlatçılık gibi kelimelerden nefret eden bir yazar olarak yazıyorum. burada hemen hemen hepimizin futbol ile yaşadığı çoğu mutlululuğu bize sunan fatih terim’in henüz sezon başında yeni bir yapılanma kurmaya çalışırken kovulması ve emekli olması sizin vicdanınıza sığar mı ? rakiplerin kovulduğu anda ki sevinç çığlıkları sizi huzursuz etmez mi ? fatih hocamızın bu şekilde emekli olması sizi rahatsız etmez mi ? yaşattığı sevinçlerin karşılığı olarak 1 sezon daha başarısız olsak bizim için ne fark eder ? eğer bu sezon da zaten başarısız olursak büyük ihtimal ile yolları ayıracağız. eğer fatih hocanın galatasaray’a ihanet ettiğinizi düşünüyorsanız hemen bugün gitsin. ama onun galatasaraylılığından şüphe duymuyorsanız şimdi gitmesinin sizi rahatsız edeceğini düşünüyorum.
medya da yine bizim sayemizde oluşan bir başka algıya daha değinmek istiyorum. sürekli burada 4 yıldır top oynamadığımız ve başarısız olduğumuz konuşuluyor. allah aşkına bu 4 yıl boyunca hangi sezonun son maçlarını kötü oyunla bitirdik. fatih terim zaten her sezona çalkantılı başlar, ama bir yerden sonra ritmi oturtur ve kolay kolay maç vermez. sezonun ikinci yarılarında gelen ve içlerinde derbi maçları da olan 6-7-8 maçlık galibiyet serileri yakaladık hep. 2017-2018 sezonunda son 6 maçı kazandık. başakşehir, beşiktaş ve trabzon’u son maçlarda mağlup ettik. 2018-2019 sezonunda yine son maçlarda başakşehir ve beşiktaş’ı yenip şampiyon olduk. 2019-2020 sezonunda için de kadıköy galibiyeti de olan 8 maçlık seri yaşadık ve araya pandemi girdi. 2020-2021 sezonunun yine son 6 maçta galip gelip averajla şampiyonluğu kaçırdık. bu maçların içinde yine uzay takımı beşiktaş’ı sürklase edip yendik. allah aşkına buraya gelip 4 senedir futbol oynamıyoruz yazmak ne kadar doğru ? 4 senedir taktiği olmayan, öylesine dizilen takım her sene kadrosu mecburen değişmesine rağmen nasıl her sezonun sonunu iyi bitirebilir ?
aşağıya son 4 sezondur “gram top oynadığımız” maçların puan durumunu atıyorum.
https://i.hizliresim.com/76fo5d1.jpeg
bu belki sizi şaşırtmamış olabilir. sonuçta bu 4 yılda 2 kere şampiyon olduk. size asıl şaşıracağınız bir başka örnek vermek istiyorum.
https://kassiesa.net/...thod5/trank2023.html
bu fatih hoca geldiğinden beri oluşan avrupa kulüp sıralaması. 53, 72 ve 97’nci sıralara bakmanızı istiyorum. evet yanlış görmediniz. fatih hoca geldiğinden beri avrupa da en çok puan toplayan türk futbol takımı galatasaray. lig ve avrupada en çok puan toplayan takım biz olmamıza rağmen medyada başarısız ve avrupa rezili galatasaray algıları dolaşıyor. işte bu algı bizim yüzümüzden oluşuyor. beşiktaş tarafı bizim avrupa başarısızlıklarımızı konuşurken, biz beşiktaş’ın avrupada malmö, paok, rio ave ve slovan bratislava gibi köy takımlarına elenmesini konuşmuyoruz. tam tersi şekilde burada galatasaray’ı gömüyoruz. yine söylüyorum bütün bu olanlara rağmen başarısız olduğumuzu düşünebilirsiniz. ve ben de aynı sizin gibi düşünüyorum. ama bu başarısızlığımızı yapıcı bir şekilde eleştirmek varken hocamızı ve oyuncularımızı giyotin tahtasına koymayalım. bizden aldıkları güç ile galatasaray’ın üstüne böyle gelebiliyorlar.
dünya son 1.5 yıldır olağanüstü bir durum yaşıyor. pandemi nedeniyle herkes mağdur olmuş durumda. sağolsun devletimiz de her hafta farklı bir skandal ile bize pandemiyi bile unutturuyor. hemen hemen hepimiz işimizde veya okulumuzda stresli bir hayat yaşıyoruz. bu stresi atmak için kendimizi futbol veya başka hobiler ile meşgul ediyoruz. lütfen futbol için de bu kadar agresif ve hırçın olmayalım. kafa dağıtmak için futbol ile meşgul olan insanları burada da kaosa sürüklemeyelim. galatasarayımız çoğumuzun canı ciğeri ama farkında olmadan galatasaray’a çok zarar verdiğimizi düşünüyorum. belki de yazı boyunca çok dile getirdim ama tekrardan dile getireyim. benim kimsenin fikirlerini karalamak gibi bir düşüncem yok. eleştirilerinize saygı duyuyorum. eğer eleştiri yapmazsak, sürekli lay lay lom olursak, takımımızda kötü olan bir şeyi düzeltmeye çalışmazsak sonumuz fenerbahçe gibi olur. ama lütfen sizden rica ediyorum eleştiri dozlarımızı biraz ayarlayalım. herhangi kötü oynadığımız bir maçtan sonra direkt nefret kusarak başlıklara girmeyelim. kötü oyunu yapıcı bir şekilde hep beraber eleştirelim. gerçekten buraları takip eden ve ona göre algı oluşturan binlerce rakip taraftar ve gazeteci var. bunu twitter ve instagram tayfasınan istemiyorum çünkü onları bu saatten sonra kurtarmanın fazla bir yolu yok. sosyal platformlarda en kaliteli galatasaray oluşumu olarak gördüğüm galatasaray sözlük üylerinden rica ediyorum.