• 43257
    “galatasaray televizyonu’nun değerli mensupları, sizleri ve sizlerin vasıtanızla türkiye’nin değerli kamuoyunu saygıyla selamlıyorum. birkaç haftadır yönetim kurulu toplantımız sonrasında açıklamamızı yapamamıştık. iki hafta evvel bayram tatiliydi. geçtiğimiz hafta da divan kurulunda başkanımızın açıklamaları ve değerlendirmeleri vardı. ondan sonra açıklama yapmanın pratik bir anlamı olmamakla birlikte usülen de uygun olmazdı.”

    “iki tane yönetim kurulu kararını kamuoyunun bilgisine arz ediyorum. bunalardan birincisi başkanımıza yapılan bazı danışmanlık atamalarıdır. galatasaray dijital a.ş. yönetim kurulu başkanvekili sayın hande başev, galatasaray spor kulübü başkanlığı başdanışmanlığı görevine atanmıştır. basketbol şubemizin sponsoru nef’in yönetim kurulu başkanı sayın erden timur ve galatasaray’ın çok kıymetli sporcularından, sutopu ve voleybolda büyük emekleri olan sayın orkun darnel de başkan danışmanı olarak görevlendirilmişlerdir. almış olduğumuz ikinci karar galatasaray yönetimindeki süreçlerin şeffaflığını destekleyici mahiyettedir. denetim kurulumuzun tüm süreçlerin denetiminde daha aktif olması, bizim için önemlidir. şu anda futbol da dahil tüm şubelerde gerçekleşmekte olan transferlerin uygunluk denetimi açısından, denetim talep etmeksizin denetim kurulunun bilgisine sunulmasına, yönetim kurulumuz tarafından karar verilmiştir.”

    “geçtiğimiz haftalar içerisinde yaşanan bazı olayları da değerlendirmek istiyorum. bunlardan bir tanesi çok üzücü ve kamuoyuna yansıyan, çok ayıpladığımız bir gelişme oldu. sadece kendimizle ilgili bir konu olsaydı burada dile getirmeye de utanırdık; ancak insan haklarıyla, özgürlüklerle ve özel hayatın dokunulmazlığıyla alakalı bir konu. ismini zikretmek istemediğim bir medya kuruluşu tarafından, değerli sporcularımız sayın oğulcan çağlayan ve sayın arda turan’ın özel hayatlarına saldırı teşkil eden bir haber yapıldı. tabir için başlayın. her tarafından çirkinlik akan bu davranışı kınıyor, değerli sporcularımızın manen ve hukuki destek için yanında tereddütsüz yanlarında olduğumuzu söylemeyi dahi zaid addediyoruz. daha önemlisi, bunu tekil bir mesele olarak görmediğimizi ifade etmek isterim. galatasaray tarihin aktığı yönde yürüyen insanlar tarafından var edilmiş ve bugünlere getirilmiştir. söz konusu yayın organının ahlâk adını verdiği, kim bilir hangi çağdan kalmış davranış normlarıyla, galatasaray kültürünün insan ve vicdan merkezli ahlâk anlayışı arasında temel bir uyumsuzluk olduğu aşikârdır. dolayısıyla galatasaray camiasının fertleri şu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da bu yayın organının uygunsuz bulduğu davranışlara devam edeceklerdir.

    “hazır ahlâktan bahsederken, bir sporcunun sosyal medyada sayın fatih terim’i ima ederek kullandığı terbiye dışı ifadelere de değineceğim. türkiye cumhuriyeti’nin kurucusu, türk aydınlanmasının önderi mustafa kemal atatürk, “ben sporcunun zeki, çevik ve ahlâklısını severim” demiştir. türk aydınlanmasının önde gelen bir kurumu olarak bu ifadeyi benimsiyor, sporcularımızı bedenen geliştirmenin yanı sıra ahlâken de olgunlaştırmanın sorumluluğunu taşıyoruz. tabiatıyla fatih hocamız kendi öğrencilerinden, galatasaray spor kulübü de kendi sporcularından mesuldur. dolayısıyla biraz evvel zikrettiğim bu sporcunun ahlâkî olgunlaşmasını, mensubu olduğu değerli rakibimiz beşiktaş jimnastik kulübü’ne emanet ediyoruz.”

    “bizi çok mutlu eden ve türk futbolu için çok önemi bulduğumuz bir gelişmeye temas edeceğim. aslında bu geçtiğimiz hafta içinde konuşuldu; ama o kadar heyecan verici buluyoruz ki, burada bir defa ele almak istedim. tff’nin 28 temmuz 2021 tarihli genel kurulunda yapılan statü değişikliği ile ilgili uyuşmazlık çözüm kurulu, disiplin kurulu ve tahkim kurulu’nun tff yönetiminden bağımsızlaşmaları yönünde kıymetli bir adım atılmıştır. adalet dağıtan hukuk kurullarının, idareden bağımsız olmasının önemini anlatmaya hacet yoktur. mesai arkadaşım, değerli hukukçu sayın rezan epözdemir geçtiğimiz hafta galatasaray televizyonu’nda türk futbolunu bu noktaya ulaştıran sürece dair tafsilatlı bilgi verdi. konuyu kendisi kadar iyi ifade edebilmem mümkün değil. dolayısıyla detaylara girmeyeceğim. öte yandan türk futbolu için böylesine önemli bir değişikliğin gerçekleşmesinde galatasaray’ın oynadığı kıymetli rolün altını çizmek isterim. elbette ki bu başarıyı tümüyle sahiplenme basitliğinde değiliz. eriştiğimiz noktanın arkasında yıllar öncesine giden bir hukuk mücadelesi, bu mücadeleyi veren değerli hukukçular, avrupa insan hakları mahkemesi kararları vardır. kulüpler birliği’ndeki birçok rakibimizin ilkeli duruşları vardır. diğer yandan ve her halükarda bu süreç galatasaray’ın, ülkemizde sporun şekillenmesinde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da merkezî rolü oynayacağını teyit etmiştir. bunu sadece kulübümüz değil, türkiye için de mutluluk verici olduğunu ifade etmek isteriz. başkanımızın muhtelif vesilelerle ifade ettiği üzere, biz galatasaray’ın hakkını her zeminde, tereddütsüz ve tavizsiz arayacağız; ama tff ile kurduğumuz ilişkilerin bir ana ekseni de türk futbolunun meselelerini çözmek, genelde türk futbolunun yükselmesi ve yücelmesine katkıda bulunmaktadır.”

    tff’nin geçtiğimiz döneminin ibra oylamasındaki tavrımızdan da bahsetmek istiyorum. türk hukuk sistemi içerisinde ve tff statüleri uyarınca ibra, genel bir güven oyu olmaktan ziyade mali bir aklama olarak görülmektedir. elimizde tff’nin mali açıdan aklanmamasına dair bir bulgu olmadığından olumsuz oy kullanmadık. tff’nin uygulamalarının bizde uyandırdığı sayısız memnuniyetsizlik ve adaletsizlik hissi içerisinde olumlu oy vermeye de elimiz varmadı. neticede geçmiş dönemin değerlendirmesinde çekimser kaldık. elbette ki bu tavrımız beğenilmeyebilir, eleştirilebilir; ama tavrımızın vicdani kanaatimizi aksettirdiğinden şüphe edilmemesini dileriz. bu vesileyle, siyasî endişelerle olumsuz oy vermediğimiz yönündeki bazı beyanlardan duyduğumuz üzüntüyü de ifade etmek isteriz. tabiatıyla neden böyle bir izlenim uyandırdığımızı dönüp kendimize de sormamız gerekir. bu vesileyle bir hususun daha altını çizmek isterim. sadece türkiye’nin değil, dünyanın en önemli ive güçlü sivil toplum örgütlerinden biriyiz. sözlerimizin ve davranışlarımızın toplumsal etkilerinin farkındayız. bu etkilerin bize yüklediği toplumsal kuvvetin ve sorumluluğun da bilincindeyiz. elbette hatasızlık iddiasında değiliz; ama iyi, doğru, güzel olanı, vicdanımızın izin verdiğini yapmaktan başka endişemiz olmadığını gerek spor kamuoyuna gerek siyaset kamuoyuna saygıyla ifade etmek isteriz.

    “değerli galatasaraylılar, adalet dağıtan kurumlarına yönetimden bağımsızlığı meselesine değilmişken, bu konu hakkındaki kulübümüzdeki bir gelişmeden bahsetmek isterim. tüzüklerimize göre mayıs ayının sonunda yapılması gereken seçimin ertelenmesi kararına imza atan, geçen dönem başkanımız dahil olmak üzere yönetim kurulu üyelerimizin, bu davranışlarının tüzüklerimize göre disiplin yaptırımı gerektirdiğini düşünen bazı üyelerimiz, tüzüğün 110. maddesinin 1. fıkrasının kendilerine verdiği kişisel başvuru hakkına dayanarak disiplin kuruluna başvurmuştur. aynı tüzük maddesi gereği bu başvuru, yönetim kurulumuz aracılığıyla yapılmıştır. yönetim kurulumuz da, tüzüğümüzün 111. maddesinin kendisine getirdiği yükümlülükle başvuruyu disiplin kuruluna sevk etmiştir. yani yönetim kurulumuz burada tüzüğün emrettiği aracılığı yapmıştır. dosyada şikayetçi konumunda değildir. biraz önce adalet dağıtan hukuk kurullarının idareden bağımsızlığının önemine vurgu yaptık. bu husus, her şeyden önce galatasaray spor kulübü’nde geçerlidir. söz konusu dosyanın değerlendirilmesi de yönetim kurulumuz değil, bizden bağımsız olarak karar verecek disiplin kurulumuz tarafından yapılacaktır.”

    “kulübümüzün bünyesinde yaşanan mutluluk verici bir gelişmeden de bahsetmek istiyorum. başkanımız, geçtiğimiz dönem divan kurulu başkanımız eşref hamamcıoğlu’nu ve çok değerli galatasaraylı cemal özgörkey’i birikimlerinden, fikirlerinden istifade etmek için davet ettiler. kendileri de lütfettiler ve bu davete icabet ettiler. birikimlerini ve projelerini bizlerle paylaştılar. bu görüşmenin sonunda iletişim kanallarının karşılıklı olarak daima açık tutulmasında mutabık kalındı. velhasıl aydınlık bir galatasaray geleceği için son derece verimli bir toplantı gerçekleşti. sayın hamamcıoğlu ve sayın özgörkey’e her zaman olduğu gibi yine bize örnek oldukları için şükranlarımızı sunuyoruz.”

    “değerli galatasaraylılar. türkiye’nin değerli kamuoyu. sonda zikredeceğim; ama önem itibarıyla başta gelen konu ise türkiyemizin içinden geçtiği yangın felaketi. büyük ıstırabımızı ifade etmek için hangi ifadeyi seçsem basmakalıp olacak. o yüzden bu çabaya girişmeyeceğim; ama sorumluluğumuzun farkında olduğumuzun ifade etmek isterim. birey olarak ve kurum olarak farkındayız. galatasaray camiası tüm bileşenleriyle yangının yaralarını sarmak için seferber oldu. buna dair katkılarımızı ilgili zeminlerde duyurduk. burada tekrar etmeyi ölçüsüzlük addederim. facianın büyüklüğünün yanında yapabildiklerimizin pek mütevazi olduğunun da farkındayız. hani nemrut, hz. ibrahim’i ateşe verir, bir serçe de ağacına aldığı bir damla suyu alevlerin üzerine bırakır. serçeye sorarlar. derler ki, ‘sen küçücük bir serçesin. o bir damla su, bu alevlere ne yapar ki? serçe de der ki, ‘olsun. maksat ibrahim’in yanında durduğum bilinsin.’ zannediyorum galatasaray değerlerinden bir tanesi de her zaman, her vesiyleyle ibrahim’in yanında alevlere karşı durmayı bilmektir. dikkatiniz için çok teşekkür ediyorum. hepinizi bir kere daha kalbî sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. arz ediyorum.”

    remzi sanver
App Store'dan indirin Google Play'den alın