184
chelsea - fenerbahçe - inter milan - real madrid kuarteti üyesi, paraya tapan kulüp modeli temsilcisidir; kraliyet şakşakçısı, faşist general franco'nun kucağında kombine bilet sahibidir. tüm bunlar, uyuz olmak için sadece beni bağlayan şahsi sebeplerim de olsa; çıplak gözle görünen şudur ki, barcelona'dan büyük kulüp değildir.
"söylemeden geçmeyeyim" editi: sadece beni bağladığının altını koyuca çizerek ekliyorum ki, şu (gbkz: atletico is not "the real" madrid) pankartı ile de dolaylı yoldan onore edeceğimiz kulüptür. aslında bunu yazmak için başlamıştım entry'e ama buenaventura durruti hayranlığı ağır bastı. 18 şubat'ta açılan turkey is not europe pankartını kendi gözümle görmedim ama yazılanlardan anladığım kadarıyla tam bir "deli + kuyu + taş" triosu...
komediye gel: avrupa birliği'ne sövmeden geçirdiği günü yaşanmış kabul etmeyen, kısa zaman önce o şahane godfather temalı obey your master koreografisine imza atan elemanlara "istemiyoz lan seni avrupa'da!" diyorsun ve neredeyse "avrupalının hasıyız ulan biz!" diyecek noktaya geliyor. ulan mahallede küçük veletleri kandırırdık biz böyle "var ya sen şimdi hayatta 5 dakkada bakkala gidip bana bi winston box kapamazsın, imkan yok!" diye...
önemli mi? değil! neden? çünkü zaten tribünün bu güne kadar elle tutulur bir politik duruşu ya da avrupa ile ilgili ("avrupa avrupa duy sesimizi" sığlığının ötesine geçebilen) bir ortak görüşü yoktu ki "avrupalı değilsin!" denildiğinde gönül koyması o duruşu ihlal etsin... tribün koreografisinin evrensel anlamı dahilinde, renk olsun, gırgırımızı geçelim, dalgamıza bakalım...
fakat... her şey bu "fakat" ta gizli...
koreografiyi gerçekleştirecek tribün emekçileri ultraslan, hani şu, ultras fraksiyonu... formasında bwin reklamı taşıyan real madrid'e selam göndermesi bana koyuyor arkadaş; sana koymuyorsa da bana koyuyor... mevzu benim real madrid'e kıl kapmam değil; ultras'ın façasına çizik atılmasıdır.
yine de her bünyeyi rahatsız etmek zorunda değil. nedir yav; sözlük değil mi burası? her entry onaylanma kaygısıyla girilecek diye bir şey yok...
"söylemeden geçmeyeyim" editi: sadece beni bağladığının altını koyuca çizerek ekliyorum ki, şu (gbkz: atletico is not "the real" madrid) pankartı ile de dolaylı yoldan onore edeceğimiz kulüptür. aslında bunu yazmak için başlamıştım entry'e ama buenaventura durruti hayranlığı ağır bastı. 18 şubat'ta açılan turkey is not europe pankartını kendi gözümle görmedim ama yazılanlardan anladığım kadarıyla tam bir "deli + kuyu + taş" triosu...
komediye gel: avrupa birliği'ne sövmeden geçirdiği günü yaşanmış kabul etmeyen, kısa zaman önce o şahane godfather temalı obey your master koreografisine imza atan elemanlara "istemiyoz lan seni avrupa'da!" diyorsun ve neredeyse "avrupalının hasıyız ulan biz!" diyecek noktaya geliyor. ulan mahallede küçük veletleri kandırırdık biz böyle "var ya sen şimdi hayatta 5 dakkada bakkala gidip bana bi winston box kapamazsın, imkan yok!" diye...
önemli mi? değil! neden? çünkü zaten tribünün bu güne kadar elle tutulur bir politik duruşu ya da avrupa ile ilgili ("avrupa avrupa duy sesimizi" sığlığının ötesine geçebilen) bir ortak görüşü yoktu ki "avrupalı değilsin!" denildiğinde gönül koyması o duruşu ihlal etsin... tribün koreografisinin evrensel anlamı dahilinde, renk olsun, gırgırımızı geçelim, dalgamıza bakalım...
fakat... her şey bu "fakat" ta gizli...
koreografiyi gerçekleştirecek tribün emekçileri ultraslan, hani şu, ultras fraksiyonu... formasında bwin reklamı taşıyan real madrid'e selam göndermesi bana koyuyor arkadaş; sana koymuyorsa da bana koyuyor... mevzu benim real madrid'e kıl kapmam değil; ultras'ın façasına çizik atılmasıdır.
yine de her bünyeyi rahatsız etmek zorunda değil. nedir yav; sözlük değil mi burası? her entry onaylanma kaygısıyla girilecek diye bir şey yok...