1173
bundan tam dört yıl önce idi. sıcak ve kurak bir ağustos ayında eski evimizden taşınırken bahçede babam yaşındaki ağaçlara 10-15 pet şişe dolusu su dökmüştüm. artık gidiyorduk ve yıllardır bize oksijen veren, gölge veren, kuş cıvıltıları veren, anne kedi ve yavrularına yaşama imkanı veren ağaçlara vedamı böyle yapmıştım. düzenli olarak sulanıyordu ama o sıcak günde bir su ikram ettim. yaşadığımız yere orman havası vermişlerdi. sıcak ve kurak ankara’da vaha gibiydiler.
ister amerika’da ister türkiye’de ister afganistan’da yaşa. bu dünyadan zaten bir bok olmayacak da inşallah yaradan ‘ülken için ne yaptın anlat ey insan’ diye hesaba çeker tüm insanları. ben ağacımı korudum, denizimi korudum, hayvanımı korudum. arabamın içine çöp attım, bir kez olsun yola atmadım. okudum eğitim aldım ülkeye hizmet için. ama ülkem ‘seni istemiyoruz sen uzak dur bizden biz x tarikatının müritlerini senden daha çok seviyoruz hadi sg’ dedi. bu ülkenin ağacı yanmasın önlem alınsın diye yememden içmemden kısıp vergi diye maaşımın büyük kısmını devlete verdim. elimden bunlar geliyor. allahım sen hesap sor bu zalimlerden.
ister amerika’da ister türkiye’de ister afganistan’da yaşa. bu dünyadan zaten bir bok olmayacak da inşallah yaradan ‘ülken için ne yaptın anlat ey insan’ diye hesaba çeker tüm insanları. ben ağacımı korudum, denizimi korudum, hayvanımı korudum. arabamın içine çöp attım, bir kez olsun yola atmadım. okudum eğitim aldım ülkeye hizmet için. ama ülkem ‘seni istemiyoruz sen uzak dur bizden biz x tarikatının müritlerini senden daha çok seviyoruz hadi sg’ dedi. bu ülkenin ağacı yanmasın önlem alınsın diye yememden içmemden kısıp vergi diye maaşımın büyük kısmını devlete verdim. elimden bunlar geliyor. allahım sen hesap sor bu zalimlerden.