20
oynadığımız oyun sistemi değişip daha modern, daha fazla koşulan ve daha dinamik bir sisteme geçilmeyecek ise değil 3 yıl 33 yıllık planlama yapılsa bir şey değişmeyecek planlama modelidir.
öncelikle sistemi doğru belirlememiz, doğru antreman modelleri ile desteklememiz, en son olarak doğru transfer hamleleri ile uygulamamız lazım.
bizim elimizdeki sistem yanlış. pas oyunu bizim için doğru oyun değil, olamaz. çünkü doğru pas oyunu için gerekenler 2 tane ayağı düzgün stoper, 2 tane orta saha özellikli bek, taktiksel düzende düşünürsek en az 1 regista, 2 tane çok iyi 8 ya da 1 çok iyi 8 bir 10 numara, 2 kanat oyun kurucu ve duvar olabilen yakaladığında net bitirecek bir forvet.
bizde 1 ayağı düzgün stoper, 1 regista, 1 kanat oyun kurucu (ki verim alamıyoruz) ve 1 forvet var. eksiği çok fazla, bu düzenle kurulması mümkün olmayan bir sistem.
bu sisteme uygun antreman modeli ile çalışıyor muyuz? emin değilim. pas oyununun alamet-i farikası üçgenler kurup rakibin pres bağlantılarını kırıp topu bu üçgenler sayesinde 3. bölgeye götürüp sonuçlandırmak üzerinedir. biz bırakın üçgen kurmayı ciddi pres yapabilen bir rakibe karşı 3 pas yaptığımızda mutlu oluyoruz.
gelelim doğru transfer hamlelerine:
3 yıllık plan diyorsan, 3 yıllık proje diyorsan alacağın oyuncular maksimum 25 yaşında olmalı. çünkü 3 sene sonunda 28'i görebilir ve eğer sistemin yapın planın projen neyse artık doğruysa oyuncudan gelir elde edebilir, sistemi sürdürülebilir hale getirebilirsin. 31 yaşındaki oyuncu ile 3 yıllık plan kurulmaz, 28 yaşındaki ile bile kurulmaz, satamazsın çünkü elinde kalır günümüz futbolu düşündüldüğünde.
benim önerime gelecek olursak:
2000 yılı uefa belgeselini ezberlemeyen yoktur galiba içimizde. orada fatih terim oyun sistemini "boş alan ve boş adam bırakmamak" üzerine tanımlıyor. ne demek yani bu, gegenpressing dediğimiz dalga işte. rakibe sürekli pres, alan bırakmama ve alınan toplar ile "bam bam bam" ileri çıkmak. 2000'de bugün 2021'de dünyanın jurgen klopp'a hayran olmasını sağlayacak sistemin temelini atmışsın, ancak guardiola'nın milyar euro maliyetli takımının bile zaman zaman oynamakta zorlandığı pas oyununu oynamaya çalışıyorsun, elinde orta saha olarak tek isim taylan antalyalı.
bu maliyetli oyunu oynama şansımız eldeki kadro ile yok, kadroyu o seviyeye getirelim desek harcayacak para yok. çözüm sistem değişimi.
%100 kondisyon ile her rakibe ölümüne pres yapan, kaleci hariç 10 oyuncusu ile rakibe hiç bir boş alan bırakmayan bir sisteme dönmek zor değil. sadece doğru antreman gerek. bunun dışında eldeki oyuncu grubu ile bu oyun çıkabilir. sadece 2 tane ciğersiz bek, 2 tane ciğersiz box 2 box orta saha. emin olun mevcuttaki durumdan çok daha iyi oluruz.
bir plan yapacaksak olabildiğince az maliyetli, maksimum verim alınabilecek bir sisteme dönüş yapmak zorundayız kimse kusura bakmasın. ve satılabilir, geri dönüşü olacak oyunculardan seçmemiz lazım hedeflenen isimleri. yani "hedefimiz barış alper yılmaz gibi transferler" dedikten sonra bana gidip de 31'ine girecek van aanholt'u getirmeyeceksiniz. hatta 29'undaki alioski'yi bile getirmeyeceksiniz. bu takım gerekirse 20 yaşındaki süleyman ile oynayacak ancak bize "3 yıllık planlama" adı altında içi geçmiş isimleri çakmayacaksınız. planlamaysa planlama, olması gereken bu çünkü.
ha yok çıkar dersin ki "biz bu sezon için şampiyonluğu alacağız gelecek falan umrumuzda değil" o zaman da kimse size laf yapmaz bu transferler konuşulunca. ama sen "3 yıllık planlama yapıyoruz, geleceğe yatırım yapacağız" dedikten sonra bu isimler ile görüşünce kusura bakma kantarın topuzunu kaçırıyorsun. demezler mi "31 yaşındaki oyuncu ile neyin geleceği" diye? kimse demezse ben derim.
doğru plan, doğru sistem, doğru transfer bizim beklentimiz bu açıklamadan sonra. olmayacaksa çıkın doğruları söyleyin ve "yok planlama falan günü kurtaracağız" diyin, biz de ona göre beklenti içerisine girelim.
en azından kimse birbirini aldatmamış olur.
öncelikle sistemi doğru belirlememiz, doğru antreman modelleri ile desteklememiz, en son olarak doğru transfer hamleleri ile uygulamamız lazım.
bizim elimizdeki sistem yanlış. pas oyunu bizim için doğru oyun değil, olamaz. çünkü doğru pas oyunu için gerekenler 2 tane ayağı düzgün stoper, 2 tane orta saha özellikli bek, taktiksel düzende düşünürsek en az 1 regista, 2 tane çok iyi 8 ya da 1 çok iyi 8 bir 10 numara, 2 kanat oyun kurucu ve duvar olabilen yakaladığında net bitirecek bir forvet.
bizde 1 ayağı düzgün stoper, 1 regista, 1 kanat oyun kurucu (ki verim alamıyoruz) ve 1 forvet var. eksiği çok fazla, bu düzenle kurulması mümkün olmayan bir sistem.
bu sisteme uygun antreman modeli ile çalışıyor muyuz? emin değilim. pas oyununun alamet-i farikası üçgenler kurup rakibin pres bağlantılarını kırıp topu bu üçgenler sayesinde 3. bölgeye götürüp sonuçlandırmak üzerinedir. biz bırakın üçgen kurmayı ciddi pres yapabilen bir rakibe karşı 3 pas yaptığımızda mutlu oluyoruz.
gelelim doğru transfer hamlelerine:
3 yıllık plan diyorsan, 3 yıllık proje diyorsan alacağın oyuncular maksimum 25 yaşında olmalı. çünkü 3 sene sonunda 28'i görebilir ve eğer sistemin yapın planın projen neyse artık doğruysa oyuncudan gelir elde edebilir, sistemi sürdürülebilir hale getirebilirsin. 31 yaşındaki oyuncu ile 3 yıllık plan kurulmaz, 28 yaşındaki ile bile kurulmaz, satamazsın çünkü elinde kalır günümüz futbolu düşündüldüğünde.
benim önerime gelecek olursak:
2000 yılı uefa belgeselini ezberlemeyen yoktur galiba içimizde. orada fatih terim oyun sistemini "boş alan ve boş adam bırakmamak" üzerine tanımlıyor. ne demek yani bu, gegenpressing dediğimiz dalga işte. rakibe sürekli pres, alan bırakmama ve alınan toplar ile "bam bam bam" ileri çıkmak. 2000'de bugün 2021'de dünyanın jurgen klopp'a hayran olmasını sağlayacak sistemin temelini atmışsın, ancak guardiola'nın milyar euro maliyetli takımının bile zaman zaman oynamakta zorlandığı pas oyununu oynamaya çalışıyorsun, elinde orta saha olarak tek isim taylan antalyalı.
bu maliyetli oyunu oynama şansımız eldeki kadro ile yok, kadroyu o seviyeye getirelim desek harcayacak para yok. çözüm sistem değişimi.
%100 kondisyon ile her rakibe ölümüne pres yapan, kaleci hariç 10 oyuncusu ile rakibe hiç bir boş alan bırakmayan bir sisteme dönmek zor değil. sadece doğru antreman gerek. bunun dışında eldeki oyuncu grubu ile bu oyun çıkabilir. sadece 2 tane ciğersiz bek, 2 tane ciğersiz box 2 box orta saha. emin olun mevcuttaki durumdan çok daha iyi oluruz.
bir plan yapacaksak olabildiğince az maliyetli, maksimum verim alınabilecek bir sisteme dönüş yapmak zorundayız kimse kusura bakmasın. ve satılabilir, geri dönüşü olacak oyunculardan seçmemiz lazım hedeflenen isimleri. yani "hedefimiz barış alper yılmaz gibi transferler" dedikten sonra bana gidip de 31'ine girecek van aanholt'u getirmeyeceksiniz. hatta 29'undaki alioski'yi bile getirmeyeceksiniz. bu takım gerekirse 20 yaşındaki süleyman ile oynayacak ancak bize "3 yıllık planlama" adı altında içi geçmiş isimleri çakmayacaksınız. planlamaysa planlama, olması gereken bu çünkü.
ha yok çıkar dersin ki "biz bu sezon için şampiyonluğu alacağız gelecek falan umrumuzda değil" o zaman da kimse size laf yapmaz bu transferler konuşulunca. ama sen "3 yıllık planlama yapıyoruz, geleceğe yatırım yapacağız" dedikten sonra bu isimler ile görüşünce kusura bakma kantarın topuzunu kaçırıyorsun. demezler mi "31 yaşındaki oyuncu ile neyin geleceği" diye? kimse demezse ben derim.
doğru plan, doğru sistem, doğru transfer bizim beklentimiz bu açıklamadan sonra. olmayacaksa çıkın doğruları söyleyin ve "yok planlama falan günü kurtaracağız" diyin, biz de ona göre beklenti içerisine girelim.
en azından kimse birbirini aldatmamış olur.