537
maç öncesinde gerek yapılan açıklamalar gerek de oluşan havadan kaynaklı olarak bir hazırlık maçından fazlası olarak görülmediğini düşündüğüm bir maçtı. şampiyonlar ligi maçının hazırlık maçı kıvamında algılanması düşüncesi bir kenara dursun maçı izlerken anladım ki; bu maç hazırlık maçı kıvamında dahi değil, bizim tempomuz açısından en fazla jübile maçı kıvamında geçti. hatta maç boyunca acaba kim futbolu bırakıcak diye bakıp durdum. buna karşın karşımızda derli toplu ortalama bir futbol takımı olunca sonuç kaçınılmaz oldu. bu psv eindhoven ne yapar? önümüzdeki haftalarda önemli transferler yapmaz ise maksimum gruplara kalarak ortalama bir şampiyonlar ligi grubunu 4. sırada 3-5 puan arası bitirebilecek bir takım olur. fazlası değil bence.
birçokları özellikle taç atılamamasına takılmış ama bu yeni bir durum değil ki. bilinçli bir şekilde futbol izlediğim yaklaşık 20 yıllık dönemde ben ne herhangi bir türk takımının ne de türkiye a milli takımının doğru düzgün taç atabildiğini görmedim. elle attığımız bir şey bu kadar zor olmamalı. hatta 3 sezon kadar önce şener özbayraklı akıllılık yapıp makus talihimizi yendiği bir taç atışı adına bu sözlükte başlık dahi açılmıştı*. bu taç atışı konusu eğer bir gün fatih terim ile karşılaşsam yegane sormak istediğim bir husus. bu kadar basit ve aleni bir şeyi gerçekten niçin yapamıyoruz? niçin inatla çizgiye paralel taç kullanarak çoğunluğunu top kaybıyla sonuçlandırıyoruz? fatih terim gerçekten bu durumdan memnun mu? yoksa antrenmanlarda farklı bir şekilde uygulanmasını istediği halde oyuncular bunda mı inat ediyor? veyahut fatih terim bunun hiç farkında mı değil? sebep her neyse neresinden tutsak maalesef elimizde kalıyor.
bir diğer konu ise gölge pres karşısında sürekli geriye dönülmesi hususu. dün gördük ki bunda bile geriye gitmişiz. bunu dahi beceremiyoruz. fatih terim bu camianın çocuğudur. sürekli terim'in yönetimlerle iyi geçinmediği gündeme geliyor ancak geçmişte fatih terim'e dönem dönem haksızlıklar yapıldığı da açıktır. bence de günümüz futbol mentalitesinden terim maalesef uzaklaştı ve uzaklaşmaya da devam ediyor. bu ayrı bir konu ama kendisi kapıdan kovsak daha sonra bacadan yolunu gözleyeceğimiz bir isim. adeta bir can simidi. dönemi bitti ama bu bazı gerçekleri değiştirmiyor. çuvaldızı kulüp olarak kendimize batırmamız lazım. konudan çok sapmadan taç atışı haricinde bir konuya daha parmak basmak istiyorum.
herkes 2017-19 yılları arasındaki mircea lucesculu milli takım dönemini hatırlar. lucescu o dönem yabancı sınırı karşısındaki saçma sapan tavrı sebebiyle çok eleştirilip beyninin sulandığı söylenmişti. o tavrı bence de yanlıştı. ama maçlarını izleyenler belki bir şeyi fark etmiştir. en azından kısıtlı futbol bilgim ve anlayışım ile ben etmiştim. fatih terim'den devraldığı takımda geri pas vermeyi resmen yasaklamıştı. savunmadan kaleciye geri paslar o denli azalmıştı ki değişim gözle bile görülüyordu. bu kadar bariz ve yanlış olduğu gözüken bir durum çok uzun yıllardır niçin fatih terim'in dikkatini çekmez? bunu da taç atışıyla birlikte gerçekten sormak isterim.
bu maç özelini bir kenara koyar isek çok basit hususlarda dahi ciddi problemler yaşadığımız ve ortalama bir futbol bilgisine sahip bir teknik adamın çok rahatlıkla önlem alarak sonuca gidebileceği bir anlayışa sahibiz. dün psv eindhoven'ın da yaptığı buydu. geri paslar ve taçlara yaptıkları gölge markajların sonuçlarını rahatlıkla alarak sokakta veya konsol oyununda görebileceğimiz temada gelişen gollerle aldılar. maalesef çözülmesi çok kolay bir takımız.
birçokları özellikle taç atılamamasına takılmış ama bu yeni bir durum değil ki. bilinçli bir şekilde futbol izlediğim yaklaşık 20 yıllık dönemde ben ne herhangi bir türk takımının ne de türkiye a milli takımının doğru düzgün taç atabildiğini görmedim. elle attığımız bir şey bu kadar zor olmamalı. hatta 3 sezon kadar önce şener özbayraklı akıllılık yapıp makus talihimizi yendiği bir taç atışı adına bu sözlükte başlık dahi açılmıştı*. bu taç atışı konusu eğer bir gün fatih terim ile karşılaşsam yegane sormak istediğim bir husus. bu kadar basit ve aleni bir şeyi gerçekten niçin yapamıyoruz? niçin inatla çizgiye paralel taç kullanarak çoğunluğunu top kaybıyla sonuçlandırıyoruz? fatih terim gerçekten bu durumdan memnun mu? yoksa antrenmanlarda farklı bir şekilde uygulanmasını istediği halde oyuncular bunda mı inat ediyor? veyahut fatih terim bunun hiç farkında mı değil? sebep her neyse neresinden tutsak maalesef elimizde kalıyor.
bir diğer konu ise gölge pres karşısında sürekli geriye dönülmesi hususu. dün gördük ki bunda bile geriye gitmişiz. bunu dahi beceremiyoruz. fatih terim bu camianın çocuğudur. sürekli terim'in yönetimlerle iyi geçinmediği gündeme geliyor ancak geçmişte fatih terim'e dönem dönem haksızlıklar yapıldığı da açıktır. bence de günümüz futbol mentalitesinden terim maalesef uzaklaştı ve uzaklaşmaya da devam ediyor. bu ayrı bir konu ama kendisi kapıdan kovsak daha sonra bacadan yolunu gözleyeceğimiz bir isim. adeta bir can simidi. dönemi bitti ama bu bazı gerçekleri değiştirmiyor. çuvaldızı kulüp olarak kendimize batırmamız lazım. konudan çok sapmadan taç atışı haricinde bir konuya daha parmak basmak istiyorum.
herkes 2017-19 yılları arasındaki mircea lucesculu milli takım dönemini hatırlar. lucescu o dönem yabancı sınırı karşısındaki saçma sapan tavrı sebebiyle çok eleştirilip beyninin sulandığı söylenmişti. o tavrı bence de yanlıştı. ama maçlarını izleyenler belki bir şeyi fark etmiştir. en azından kısıtlı futbol bilgim ve anlayışım ile ben etmiştim. fatih terim'den devraldığı takımda geri pas vermeyi resmen yasaklamıştı. savunmadan kaleciye geri paslar o denli azalmıştı ki değişim gözle bile görülüyordu. bu kadar bariz ve yanlış olduğu gözüken bir durum çok uzun yıllardır niçin fatih terim'in dikkatini çekmez? bunu da taç atışıyla birlikte gerçekten sormak isterim.
bu maç özelini bir kenara koyar isek çok basit hususlarda dahi ciddi problemler yaşadığımız ve ortalama bir futbol bilgisine sahip bir teknik adamın çok rahatlıkla önlem alarak sonuca gidebileceği bir anlayışa sahibiz. dün psv eindhoven'ın da yaptığı buydu. geri paslar ve taçlara yaptıkları gölge markajların sonuçlarını rahatlıkla alarak sokakta veya konsol oyununda görebileceğimiz temada gelişen gollerle aldılar. maalesef çözülmesi çok kolay bir takımız.