5-1 yenilgimizle sonuçlanan müsabaka. bitiş skorundan dolayı kopartılan yaygaraya bakılırsa sanırım maç öncesi herkes fark yeriz falan diye atıp tutarken inanarak söylemiyormuş, mübalağa ediyorlarmış eleştirmek için. bu kadroyla 4 yeriz, 5 yeriz diyenler, maç bitişinde nasıl 5 tane yeriz böyle futbol mu olur diyor çünkü.
sanırım zor şartlarda kazandığımız bazı şampiyonluklar bizim beynimizi biraz yıkamış. sürekli mucize gerçekleştireceğimize inanıyoruz. olmayınca da üzülüyoruz. geçen sene averajla kaybettiğimiz şampiyonluk buna en uyumlu örnek. sanırım taraftarımız bu kadroyla psv'yi eleriz belki diyordu o geçmişteki mucizelere inanarak.
ama sürekli 2006
*, 2008
*, 2015 ya da 2019
* gibi şampiyonluklar kazanamayız. avrupa da zaten şansın ya da şanssızlığın da yanımızda olduğu 2001-02, 2008-09 ya da 2013-14 gibi sezonları sürekli yaşayamayız.
bize taraftarla bütünleşip gerçekçi hedefler koyarak ilerleyen ve koyduğu hedefi açık seçik beyan eden bir yönetim-kadro-teknik heyet gerek.
ayrıca değerli fatih terim, bize 3 sene müsade edeceksiniz derken umarım bu süreyi sadece avrupa'da başarı için istemişsinizdir de lig için aynı süreyi istememişsinizdir. çünkü siz 2011'de ondördüncü olan bir takımı %80'ini yenileyip 2012'de şampiyon yapmış bir teknik direktörsünüz. ligi açık ara en çok kazanan teknik direktör olarak bu ligde şampiyon olmak için yıllara değil belki en fazla haftalara ihtiyacınız olabilir diye düşünüyorum.
gelelim maça...
muslera: onun için zor bir geceydi. insanın bazen gününde olmadığı olur ya o da öyleydi. bence başka bir günde bu maç oynansa yine bildiğimiz muslera olurdu. kendisi çok güzel bir şey söylemiş maç sonunda "her zaman yaptığım gibi, her gün daha ileri gitmeye ve her şeye hazırlıklı olmaya devam edeceğim." sen zaten bu yüzden muslera'sın işte. seninle yenilsek de gurur duymamızın sebebi bu.
luyindama: bu arkadaşımız iyi oynamıyor. ama kötü de oynamıyor. mesela partneri marcao çok daha kötü bir performans sergilediği halde marcao 30 milyon eder diyenler laflarını yememek için luyindama'yı günah keçisi ilan ediyor diye düşünüyorum. daha iyisini rahatlıkla bulabileceksek gönderelim. ama ne fernando'nun ne de gomis'in yerini şıp diye dolduramamış bir kulüp olarak iyi düşünmemiz gerekir. ayrıca unutmayın bu adamın önünde eleştirildiği bu dönemlerde etebo, aytaç falan oynuyor. göklere çıkarıldığı dönemlerde fernando, donk, ndiaye sonra da lemina, seri yer alıyordu. onu da unutmamak lazım.
marcao: gecenin en kötülerindendi. her şeye rağmen kendisine muhtaç mıyız? evet muhtacız. form tutup işini ciddiye almasını umut etmekten başka çaremiz yok. bu adam canı oynamak istediğinde çok iyi oynuyor. tipik brezilyalı işte. ama sanırım hiçbir zaman bir ujfalusi, bir popescu olamayacak. 30 milyona satışının hayali kuranların sırasıyla arda, muslera, bruma ve ozan'dan sonraki yeni gözdesi. umarım formuna kavuşur bir an önce.
alpaslan: sadece bu maçlık performansı için söylüyorum kötüydü. epey kötüydü. zaten terim bile kendisine 60 dakika sabredebildi. eğer böyle devam edecekse yeni versiyon ahmet çalık'ımız hayırlı olsun. ne diyeyim...
sekidika: tutmadı bizde, yabancı sınırlaması geldikten sonra tutamayacak da maalesef. ama bu maçtaki çabası yadsınamaz. yeteneği ölçüsünde elinden geleni yapmaya çalışanlardan biriydi maç akşamı. ama kendisinden 5-3-2 ya da 3-5-2 sağ kanadı falan olmaz. zaten yokluktan oynatıldı. ileride yabancı sınırında yer açmak için gönderilen futbolcular kervanına katılma ihtimali kesin gibi.
arda: futbolculuğu bırakıp ayak tenisi branşı kurup kariyerine orada devam etse herkes için en hayırlısı olurdu. unutmayalım ki geçen sezon son iki maça kendisi ve emre akbaba ile başlamak bize averajla şampiyonluk kaybettirdi. öte yandan bir tek faydalı hareketi yoktu psv maçında. salına salına yürüyüp rahatsız edici şekilde sırıtıyor sürekli. gülmüyor, sırıtıyor dikkatinizi çekerim. artık 45 dakikayı da kaldırmıyor vücudu ama zammı kapmasını bildi. ee adam tabi abilik falan yapıyor. bizim florya aslında kreş galiba. abilik yapılmadan işlerini icra edemiyorlar sanırım. yıllardan beri böyle bu. avrupalılara error verdiren bir mantık.
aytaç: gecenin en kötüsüydü sanırım. pozisyon kayıpları yaşayan, pozisyon bilgisi sıfır bir futbolcu olduğunu düşündürdü. psv atakları karşısında en zor duruma düşen futbolcuydu. ya adam rotasyon için alındı diyenler kendilerine yine rotasyon oyuncusu olarak alınan mustafa sarp'ı hatırlatsınlar. o meşhur mustafa sarp, aytaç kara olarak geri dönmemiştir umarım. herhalde sezon boyunca 1-0 ya da 2-1 öndeyken oyuna aytaç girince maçın son dakikalarda 1-1'e, 2-2'ye gelmesi çok yüksek ihtimal olacak.
ömer: biz bu adamı sol bek diye aldık ama adam aslında sol iç orta saha oyuncusuymuş ya hani, dolandırılmış mı sayılırız?
* şaka bir yana sol bek olanı sabri sarıoğlu'ndan bile kötü. "dağlar taşlar sabri" en azından sağ açık orijinli olduğundan hücum falan eder, oyunu hızlandırırdı. ömer'de o da pek yok. ama gecenin yeteneği ölçüsünde yine ayakta kalmaya çalışan isimlerindendi. asist yaptı. çabaladı. kendisine pek kızmıyorum ama sezon içinde sahada kendisini ne kadar az görürsem o kadar mutlu olurum diye düşünüyorum.
e.kılınç: bu adam biliyorsunuz aslında bir kanat oyuncusu. ama ısrarla kanat oynatılmıyor. kanatsızlıktan kıvrandığımız bu günlerde asıl mevkisi olan sol kanada ya da sağ kanada nakil olsa hiç fena olmaz. yine bence sahanın en iyilerindendi. golü de atan oydu. geçen yıldan beri beni şaşırtıyor. kendisinden bu kadar iyi performans beklemiyordum. nereye koyarsan işi kotarıyor performansıyla. ama yine de seni kanat olduğun halde orta sahada emre akbaba'nın yedeği yapanlar utansın ne diyeyim.
kerem: gecenin benim için en en en büyük hayal kırıklığıydı. o kadar kötü oynadı ki aytaç ve alpaslan olmasa maçın bidonu seçerdim kendisini. methini duyup ilk defa seyretsem "kerem aktürkoğlu bu muymuş?" derdim o derece. maç boyunca tavırları da laubali ve itici geldi. kendisini toparlarsa buyursun forma orada. sağ kanada ya da sol kanada geçebilir emre kılınç'la dönüşümlü. ama kendisine çeki düzen vermesi gerekenler listesinin başında bana göre.
babel: babel kötüydü ama kendisini pek suçlamayacağım psv maçı için. defanstan top çıkaramayan, sürekli kalecisine geri pas yapma kolaylığına kaçan stoperlerin, kendi yarı sahasında top çevirmekten başka bir şey yapmayan, yokluktan kurulamamış, bitik bir orta sahanın olduğu takımda forvetler nasıl pozisyona girebilir? 2019'dan beri yaşadığımız sorun bu zaten o nedenle gol atamıyoruz. sol kanat olan babel evet kağnı gibi, topu karşılıyor, on saat göğsünde yumuşatıyor, hücuma kalkması ağır çekim oluyor, pozisyonları öldürüyor ama forvet olan babel o kadar kötü değil. yine de artık forvette de 34'lük babel oynamasın bir zahmet bu takımda. kanat zaten oynamasın. maç için konuşursak bir çabası vardı ama boşunaydı.
mustafa: babel için söylediklerim kendisi için de geçerli. adam gibi orta saha yok ki etkili olabilsin. forvetlerimizi pozisyona sokamıyoruz iki yıldır. sakatlıktan da yeni çıktı zaten. adamı pozisyona sokacak bir kadromuz, sistemimiz yok. o da zafer biryol gibi oynuyormuş gibi görünüyor bu nedenle taraftara.
feghouli: gecenin en kötülerindendi. oyuna ikinci yarı girdi. feghouli oyuna girince zaten maç 3-1'den 5-1'e gitti. berbat oynuyor. ya da belki oynamak mı istemiyor? artık taraftarın yorumuna kalmış. lütfen git artık bu takımdan.
yunus: sonradan girenlerden oyuna. zaten başka hamle şansımız yoktu. pek yorum yapamayacağım bir futbol koydu ortaya. ne koktu ne bulaştı.
falcao: öyle büyük bir hayal kırıklığı ki, bu adamı neden 2,5 ay her akşam deli gibi bekledik anlayamıyorum. kendisi sizce de böyle plajda arada bir yanınıza gelip sonra ortadan tekrar kaybolan arkadaş profilini andırmıyor mu? arada bir kendini hatırlatıyor bu takımda sadece. kendisi maçlara girdiğinde reklam çekimi yapılıyormuş gibi hissediyorum artık. bizde oynamıyor bu adam çünkü bana kalırsa. zihnimiz bizi yanıltıyor. 89'da girdi oyuna topla bir kere buluştu falan. yorum yapmaya bile gerek görmüyorum artık. çünkü her şey ortada.
e.taşdemir: iyileştiği anlaşılsın diye oyuna aldı sanırım terim 89. dakikada. maç sonu başlığına tek bir entry bile girilmemiş. hakkında söylenecek bir şey yok zaten.
fatih terim: kendisine ne oldu böyle de pas futboluna taktı kafayı anlamak güç. çağdaş futbola adapte olmak bu değil. ileri oynayan, hücuma kalkan ve pozisyona giren, daima ligin zirvesinde yarışı götüren takımlarını severdik biz yıllarca. sağa pas, sola pas, oraya pas, buraya pas yapan ve durmadan rakiplerinden 8 puan geriye düşen takımlarını değil. umarım kendine gelir.