3822
a milli futbol takımının teknik direktörü.
euro 2020'deki hezimet malum. ben açıkçası olaya başka bir bakış açısı getirmek istiyorum. şenol güneş ve güneş tarzı hocaların özellikle son dönemde bu yabancı kuralı ile yurtdışına giden, orada oynayan oyuncuların saygısını kazanamayacaklarını düşünüyorum. çünkü hocanın "sabit fikirli olması, çağ dışılığı" vs. gibi meziyetlerini sadece biz görmüyoruz. oyuncular da görüyor. grupta mancini dışında diğer maç yaptığımız takımların hocalarının/oyuncularının maç sonu röportajlarında söyledikleri ortak muhabbet şuydu " türkiyenin ne yapacağını biliyorduk, bizim için zor olmadı."
şimdi bunu oradaki hoca, oyuncu görüyor da; buradaki çağlar, okay, kaan ayhan, melih vs. görmüyor mu sanıyoruz? salt gurbetçi diye bahsedilen ekipten ziyade, buradan avrupa'ya geçmiş, iyi ya da kötü oynamış her oyuncu, oradaki antreman sistemlerinden tut, rakip analizine kadar her şeyi aklına kazıyor. bu oyuncuların başına da 2002'de başarılı olduğu dönemde bordo kravat taktığı için şu anda bordo kravat takan, o dönem mustafa sandalı beğendiği için şarkı yaptırmak isteyen, ancak başarılı olamadığı için şimdi turnuva şarkısı yaptırdığı iddia edilen, yani bu denli sabit bir hocayla çalışıyorlar.
işin maddi getirisi, prim vs. bir tarafa, bu oyuncuların saygısını kazanabilecek bir teknik direktör lazım. çünkü hakikaten kötü olmayan, ancak düşünüldüğü kadar da iyi olmayan bir çekirdek var. bu çekirdeğin dilinden gerçekten anlayabilecek bir yönetici gerekiyor.
euro 2020'deki hezimet malum. ben açıkçası olaya başka bir bakış açısı getirmek istiyorum. şenol güneş ve güneş tarzı hocaların özellikle son dönemde bu yabancı kuralı ile yurtdışına giden, orada oynayan oyuncuların saygısını kazanamayacaklarını düşünüyorum. çünkü hocanın "sabit fikirli olması, çağ dışılığı" vs. gibi meziyetlerini sadece biz görmüyoruz. oyuncular da görüyor. grupta mancini dışında diğer maç yaptığımız takımların hocalarının/oyuncularının maç sonu röportajlarında söyledikleri ortak muhabbet şuydu " türkiyenin ne yapacağını biliyorduk, bizim için zor olmadı."
şimdi bunu oradaki hoca, oyuncu görüyor da; buradaki çağlar, okay, kaan ayhan, melih vs. görmüyor mu sanıyoruz? salt gurbetçi diye bahsedilen ekipten ziyade, buradan avrupa'ya geçmiş, iyi ya da kötü oynamış her oyuncu, oradaki antreman sistemlerinden tut, rakip analizine kadar her şeyi aklına kazıyor. bu oyuncuların başına da 2002'de başarılı olduğu dönemde bordo kravat taktığı için şu anda bordo kravat takan, o dönem mustafa sandalı beğendiği için şarkı yaptırmak isteyen, ancak başarılı olamadığı için şimdi turnuva şarkısı yaptırdığı iddia edilen, yani bu denli sabit bir hocayla çalışıyorlar.
işin maddi getirisi, prim vs. bir tarafa, bu oyuncuların saygısını kazanabilecek bir teknik direktör lazım. çünkü hakikaten kötü olmayan, ancak düşünüldüğü kadar da iyi olmayan bir çekirdek var. bu çekirdeğin dilinden gerçekten anlayabilecek bir yönetici gerekiyor.
