4659
henüz orta sahada sadece 2 (yazıyla iki) futbolcumuz varken, bölgeye yedeklerle birlikte minimum 4 transfer daha yapılması gerekirken, yabancı sınırı denilen garabet de gelmişken sözleşme uzatılması sonucu galatasaray’ın geleceğinin yakıldığı, teknik direktörünün eskidiği, galatasaray’a ihanet edildiği falan konuşulan günah keçisi.
bazen sosyal medyadan cidden tiksiniyorum. birilerine saydırmak için elle tutulur herhangi bir argüman olmaksızın vuruyor da vuruyor bazı tipler.
2010 - 2011 futbol sezonu bitmek bilmemişti, en çok eleştirilen futbolculardan biri de hakan balta idi. burada bile, of ne gömülmüştü, gönderilmesi kesindi. fatih hoca geldi takımda tuttu, riera’nın yedeği olarak görev verdi. sezon boyu gayet yeterli bir performans gösterdi, üstelik hücuma çıkmıyor diye eleştirilen hakan balta o yıl kadıköy’de 2-2 biten maçta, hani milan baros’un son saniyede üst direkten dönen topunun hepimizi kahrettiği maçta, 81. dakikada fenerbahçe ceza sahasının içinde, topu fenerbahçe ağlarına gönderiyor, şampiyonluğu getiren 1 puana katkı veriyordu.
neden bu kadar düşmanca hislerle yazıyoruz anlamıyorum. emre akbaba süper performans verdi ya da verecek, aldığı sözleşmeyi hak ediyor etmiyor diye sormuyorum bunu. şu anki futbol takımının eksik kadrosunda ve tff’nin koyduğu kurallarla akbaba’yı takımda tutmak mantıklı. bu kadar.
neyse ya, kime ne anlatıyoruz.
edit: bazen cidden fm falan oynamaktan futboldaki insan faktörünü unutuyoruz. emre henüz 28 yaşında, kalite olarak da geçmişte gördüğümüz üzere fena olmayan bir futbolcu. geçen yıl kötü performans verdi, evet ama bu kadar düşman olunmasını gerçekten anlayamıyorum. bazen bir şeylere moraliniz bozulabilir, kendinizi iyi hissetmeyebilirsiniz, performansınız ve motivasyonunuz düşük olabilir. kulüp sözleşme imzaladı. muhteşem mantıklı bir hareket olarak görülmese dahi, akbaba’nın duygusal bir adam olduğunu biliyoruz. şu tepkileri bu seviyede tutarak elimizdeki adamı kaybetmek dünyanın en kolay şeyi.
bazen sosyal medyadan cidden tiksiniyorum. birilerine saydırmak için elle tutulur herhangi bir argüman olmaksızın vuruyor da vuruyor bazı tipler.
2010 - 2011 futbol sezonu bitmek bilmemişti, en çok eleştirilen futbolculardan biri de hakan balta idi. burada bile, of ne gömülmüştü, gönderilmesi kesindi. fatih hoca geldi takımda tuttu, riera’nın yedeği olarak görev verdi. sezon boyu gayet yeterli bir performans gösterdi, üstelik hücuma çıkmıyor diye eleştirilen hakan balta o yıl kadıköy’de 2-2 biten maçta, hani milan baros’un son saniyede üst direkten dönen topunun hepimizi kahrettiği maçta, 81. dakikada fenerbahçe ceza sahasının içinde, topu fenerbahçe ağlarına gönderiyor, şampiyonluğu getiren 1 puana katkı veriyordu.
neden bu kadar düşmanca hislerle yazıyoruz anlamıyorum. emre akbaba süper performans verdi ya da verecek, aldığı sözleşmeyi hak ediyor etmiyor diye sormuyorum bunu. şu anki futbol takımının eksik kadrosunda ve tff’nin koyduğu kurallarla akbaba’yı takımda tutmak mantıklı. bu kadar.
neyse ya, kime ne anlatıyoruz.
edit: bazen cidden fm falan oynamaktan futboldaki insan faktörünü unutuyoruz. emre henüz 28 yaşında, kalite olarak da geçmişte gördüğümüz üzere fena olmayan bir futbolcu. geçen yıl kötü performans verdi, evet ama bu kadar düşman olunmasını gerçekten anlayamıyorum. bazen bir şeylere moraliniz bozulabilir, kendinizi iyi hissetmeyebilirsiniz, performansınız ve motivasyonunuz düşük olabilir. kulüp sözleşme imzaladı. muhteşem mantıklı bir hareket olarak görülmese dahi, akbaba’nın duygusal bir adam olduğunu biliyoruz. şu tepkileri bu seviyede tutarak elimizdeki adamı kaybetmek dünyanın en kolay şeyi.