3588
2002 dünya kupasında üçüncü olurken o sezonun ilk yarısını komple kulübede geçirmiş, ikinci yarısında ise sadece üç maçta doksan dakika forma giyebilmiş hakan şükür'ü; türkiye ligi'nde gol kralı olmuş, kariyer zirvesindeki ilhan mansız'a tercih etmiş teknik direktör. teknik direktör olarak korkağın teki olduğu için taffarel yerine rüştü, hagi yerine yıldıray, popescu yerine alpay değişimleri ve 4-1-4-1'e dönmek hariç 1996-2000 galatasaray kadrosuna ve oyun anlayışına en ufak bir müdahale edememişti o dönem.
gruplarda kosta rika maçında emre'nin bireysel beceriyle attığı golü bile koruyamayıp berabere kaldı. bu işi spor olsun diye yapan çin'e lütfedip 3 atıp brezilya'nın kosta rika'yı paralamasıyla ikinci tura çıkabildi. ikinci turda japonya'ya karşı tek kornerde davala'nın kafasıyla golü bulup kalan 80 dakika 11 kişiyle çanakkale geçilmez oynattı, çeyrek finalde turnuvanın süpriz takımı senegal'e karşı tüm formsuzluğuna rağmen vazgeçemediği hakan şükür'ün kaçırdığı bir torba gol yüzünden farka gideceği maçı ancak uzatmalara götürebildi. takım atak yapamaz hale gelince lütfedip oyundan aldığı hakan şükür'ün yerine sahaya sürdüğü ilhan mansız girebildiği ikinci ya da üçüncü pozisyonda altın golü atınca bir anda "bir bildiğim var benim" havalarına girmişti. üzerine yarı finalde bir ara altı futbolcuyla bir brezilya'lı futbolcuyu kovalayacak kadar aciz durumlara düşülen maçta rüştü'nün wakabiyashi'den hallice performansı sayesinde 1-0'la paçayı kurtardı. metin şentürk'ün bile görebildiği futbol gerçeğine ancak formalite havasındaki üçüncülük maçında cesaret edebildi, nitekim hakan şükür - ilhan mansız ikilisiyle başlanan maçta, laylaylom havada oynanmasına rağmen yarım saatte 3-1'i buldu.
aradan 19 yıl geçti, takvimler 2021'i gösteriyor. ve ertelenmiş euro 2020'de hala aynı profilde devam ediyor. tamamen ezbere yapılmış oyuncu tercihleri, tamamen ezbere yapılmış kadro seçimleri ve "hadi çocuklar, hepiniz nasıl oynuyorsanız çıkın aynen öyle oynayın" seviyesinde bir taktik anlayış. türkiye ligi'nde bu sezon fırtınalar estiren, hatta belki de sırf bu turnuva var diye kariyer sezonunu oynayan pek çok futbolcuyu; sadece avrupa'da oynayan aynı mevki oyuncusunu kadroya alabilmek için görmezden geldi. ortada 2002'deki gibi bir takım iskeleti de olmayınca şimdilik 180 dakikaya sıfır dakika futbol sığdırabildi. çok kuvvetle muhtemel üç gün sonra 270 dakikayı sıfır dakika futbolla kapatmış olacak.
2002'de birinci fatih terim dönemi'nin kadrosuyla sahaya çıktı, 2009'da trabzon'da ersun yanal'ın kurduğu takımla bir şeyler yaptı, beşiktaş'ta ise slaven bilic'in "feda" dönemlerinden alıp yola koyduğu mirası yedi.
ülkenin arada sırada katılabildiği bir turnuvaya, elindeki oyuncu havuzundaki en yetenekli ve formda oyuncuları seçemeyecek kadar hem korkak hem de niteliksiz.
ancak sırf fatih terim kompleksi yüzünden milli takım seçiciliğinden öte ülke futbolu adına bir karar vericilik/fikir üreticiliği gömleği giydirilmeye çalışılıyor kendisine...
hakikaten yazık...
gruplarda kosta rika maçında emre'nin bireysel beceriyle attığı golü bile koruyamayıp berabere kaldı. bu işi spor olsun diye yapan çin'e lütfedip 3 atıp brezilya'nın kosta rika'yı paralamasıyla ikinci tura çıkabildi. ikinci turda japonya'ya karşı tek kornerde davala'nın kafasıyla golü bulup kalan 80 dakika 11 kişiyle çanakkale geçilmez oynattı, çeyrek finalde turnuvanın süpriz takımı senegal'e karşı tüm formsuzluğuna rağmen vazgeçemediği hakan şükür'ün kaçırdığı bir torba gol yüzünden farka gideceği maçı ancak uzatmalara götürebildi. takım atak yapamaz hale gelince lütfedip oyundan aldığı hakan şükür'ün yerine sahaya sürdüğü ilhan mansız girebildiği ikinci ya da üçüncü pozisyonda altın golü atınca bir anda "bir bildiğim var benim" havalarına girmişti. üzerine yarı finalde bir ara altı futbolcuyla bir brezilya'lı futbolcuyu kovalayacak kadar aciz durumlara düşülen maçta rüştü'nün wakabiyashi'den hallice performansı sayesinde 1-0'la paçayı kurtardı. metin şentürk'ün bile görebildiği futbol gerçeğine ancak formalite havasındaki üçüncülük maçında cesaret edebildi, nitekim hakan şükür - ilhan mansız ikilisiyle başlanan maçta, laylaylom havada oynanmasına rağmen yarım saatte 3-1'i buldu.
aradan 19 yıl geçti, takvimler 2021'i gösteriyor. ve ertelenmiş euro 2020'de hala aynı profilde devam ediyor. tamamen ezbere yapılmış oyuncu tercihleri, tamamen ezbere yapılmış kadro seçimleri ve "hadi çocuklar, hepiniz nasıl oynuyorsanız çıkın aynen öyle oynayın" seviyesinde bir taktik anlayış. türkiye ligi'nde bu sezon fırtınalar estiren, hatta belki de sırf bu turnuva var diye kariyer sezonunu oynayan pek çok futbolcuyu; sadece avrupa'da oynayan aynı mevki oyuncusunu kadroya alabilmek için görmezden geldi. ortada 2002'deki gibi bir takım iskeleti de olmayınca şimdilik 180 dakikaya sıfır dakika futbol sığdırabildi. çok kuvvetle muhtemel üç gün sonra 270 dakikayı sıfır dakika futbolla kapatmış olacak.
2002'de birinci fatih terim dönemi'nin kadrosuyla sahaya çıktı, 2009'da trabzon'da ersun yanal'ın kurduğu takımla bir şeyler yaptı, beşiktaş'ta ise slaven bilic'in "feda" dönemlerinden alıp yola koyduğu mirası yedi.
ülkenin arada sırada katılabildiği bir turnuvaya, elindeki oyuncu havuzundaki en yetenekli ve formda oyuncuları seçemeyecek kadar hem korkak hem de niteliksiz.
ancak sırf fatih terim kompleksi yüzünden milli takım seçiciliğinden öte ülke futbolu adına bir karar vericilik/fikir üreticiliği gömleği giydirilmeye çalışılıyor kendisine...
hakikaten yazık...