1994
mesut özil bir futbolcu arkadaşına, “bundan sonra fenerbahçe taktik ağırlıklı oynayacak” demiş.
haluk yürekli - gökhan dinç
erol bulut ve emre belözoğlu’nu yiyen adamın mesut özil olduğu çok net. bugün ali koç’un, “teknik direktör olarak alman ya da portekiz ekolüne odaklanıyoruz” cümlesiyle yukarıdaki iddiayı birleştirince tablo netleşiyor. kanaatimce portekiz ekolü sadece plase. asıl alman teknik direktör getirmek istiyorlar ama ola ki başaramayalar o zaman portekizli’ye kayacaklar. hatta italyan da olabilir diyor koçero ama bunlar aslında alman teknik adam bulamazlarsanın tedbirleri.
mesut özil demek ki, emre belözoğlu ve erol bulut’un taktikten anlamadığı konusunda ali koç’u ikna etmiş. işte türk futbolunun gerçekleri bunlar. bir futbolcu gelir bütün kulübü idare etmeye kalkar, başkan da zavallı ise buna boyun eğer.
olayın vahameti açısından şöyle bir örnek vereyim. bayern münchen’de bir futbolcunun teknik direktör göndermesi ya da getirmesi mümkün müdür? herhangi bir ingiliz ya da italyan kulübünde böyle bir olay yaşanabilir mi? işte futbolu amigo seviyesinde bilen ve sırf para sahibi olduğu için başkan olanların türk futbolunu düşürdükleri seviye bu.
tff yönetiminde de kulüp yönetimlerinde de düştüğümüz trajikomik duruma bak. bizde futbol şımarık zengin çocuklarının oyuncağı olarak görülüyor. parası olanlar gelip bir kaç yıl eğlenip, milletin parasını da çarçur edip kulüpleri borca batırıp gidiyor. halbuki bugün futbol bacasız sanayi. endüstri halini almış futbol sanatını nobranların eline teslim ederseniz olacağı bu.
böyle olunca da başarı kazanmak için her yol mübah oluyor. kulüpler federasyon yönetimini, tahkim’i, pfdk’yı, mhk’yı ele geçirmeye çalışıyor, (özellikle kuşlar familyası. semra özalları hatırlayalım) hakemler üzerinde baskı oluşturuluyor, kulüplerin kontenjanından hakemler atanıyor. futbolcu satın alma yoluyla şike yapılıyor, teşvikler veriliyor hatta doping yaptırılıyor. bu yaptıkları pislikleri halının altına süpürmek için de passat medyasını oluşturulup kullanılıyor. sonra da bu tablodan başarı bekleniyor.
siyaset de futbola milletin parasını aktarıp oradan siyasi rant devşirmeye çalışıyor. yani neresinden baksanız futbolumuz akrep kazanı. yazık ki ne yazık.
haluk yürekli - gökhan dinç
erol bulut ve emre belözoğlu’nu yiyen adamın mesut özil olduğu çok net. bugün ali koç’un, “teknik direktör olarak alman ya da portekiz ekolüne odaklanıyoruz” cümlesiyle yukarıdaki iddiayı birleştirince tablo netleşiyor. kanaatimce portekiz ekolü sadece plase. asıl alman teknik direktör getirmek istiyorlar ama ola ki başaramayalar o zaman portekizli’ye kayacaklar. hatta italyan da olabilir diyor koçero ama bunlar aslında alman teknik adam bulamazlarsanın tedbirleri.
mesut özil demek ki, emre belözoğlu ve erol bulut’un taktikten anlamadığı konusunda ali koç’u ikna etmiş. işte türk futbolunun gerçekleri bunlar. bir futbolcu gelir bütün kulübü idare etmeye kalkar, başkan da zavallı ise buna boyun eğer.
olayın vahameti açısından şöyle bir örnek vereyim. bayern münchen’de bir futbolcunun teknik direktör göndermesi ya da getirmesi mümkün müdür? herhangi bir ingiliz ya da italyan kulübünde böyle bir olay yaşanabilir mi? işte futbolu amigo seviyesinde bilen ve sırf para sahibi olduğu için başkan olanların türk futbolunu düşürdükleri seviye bu.
tff yönetiminde de kulüp yönetimlerinde de düştüğümüz trajikomik duruma bak. bizde futbol şımarık zengin çocuklarının oyuncağı olarak görülüyor. parası olanlar gelip bir kaç yıl eğlenip, milletin parasını da çarçur edip kulüpleri borca batırıp gidiyor. halbuki bugün futbol bacasız sanayi. endüstri halini almış futbol sanatını nobranların eline teslim ederseniz olacağı bu.
böyle olunca da başarı kazanmak için her yol mübah oluyor. kulüpler federasyon yönetimini, tahkim’i, pfdk’yı, mhk’yı ele geçirmeye çalışıyor, (özellikle kuşlar familyası. semra özalları hatırlayalım) hakemler üzerinde baskı oluşturuluyor, kulüplerin kontenjanından hakemler atanıyor. futbolcu satın alma yoluyla şike yapılıyor, teşvikler veriliyor hatta doping yaptırılıyor. bu yaptıkları pislikleri halının altına süpürmek için de passat medyasını oluşturulup kullanılıyor. sonra da bu tablodan başarı bekleniyor.
siyaset de futbola milletin parasını aktarıp oradan siyasi rant devşirmeye çalışıyor. yani neresinden baksanız futbolumuz akrep kazanı. yazık ki ne yazık.