5442
kendilerini severim, sonuçta dö garabetinden sonra ellerini taşın altına koyup galatasaray için çabalamış insanlar.
ancak şampiyonlar ligi'nde lokomotif, porto ve schalke gibi intertoto düzeyinde bir gruba düşünce forvet transferi yapmayarak avrupa'da galatasaray'ı madara etmeleri, kendilerinin çapı ve vizyonu hakkında çok küçük bir örnek teşkil ediyor.
sonra falcao transferindeki süreç, futbolcu satamayış, teknik direktörle olan husumetleri, haksızlıklara sessiz kalmaları, ne kadar gitmesine sevindiysem de belhanda'nın gönderiliş şekli ve zamanı -ki bu belhanda olayında muhtemelen kulübe bir tazminat çakacaktır belhanda'nın menejeri. bu da mc yönetimine yazar-
miadı dolmuştur. gelen gideni aratır mi bilinmez ama anketlerde burak elmas ismi ön plana çıkıyor, genç ve dinamik göründü bana. ama "florya'nin anahtarını" terim'e emanet edecek bir görüntüsü var ki bu iyi mi kötü mü bilmiyorum. geçmişte bunun faydasını da gördük zararını da.
yeni gelecek başkan, ünal aysal'ın yarısı kadar ortaya vizyon koysa özlediğimiz başarıları yakalarız.
bir de kafama takılan bir mesele var, avrupa'daki kulüplerde bu kadar sık başkan ve yönetim değişimi olmuyor sanki? bizde şampiyon olamayan yönetim istifaya çağırılıyor tribünden, sınıf başkanı seçer gibi her yıl kulüp başkanı seçimi yapıyoruz gibime geliyor. öyle çok.
ancak şampiyonlar ligi'nde lokomotif, porto ve schalke gibi intertoto düzeyinde bir gruba düşünce forvet transferi yapmayarak avrupa'da galatasaray'ı madara etmeleri, kendilerinin çapı ve vizyonu hakkında çok küçük bir örnek teşkil ediyor.
sonra falcao transferindeki süreç, futbolcu satamayış, teknik direktörle olan husumetleri, haksızlıklara sessiz kalmaları, ne kadar gitmesine sevindiysem de belhanda'nın gönderiliş şekli ve zamanı -ki bu belhanda olayında muhtemelen kulübe bir tazminat çakacaktır belhanda'nın menejeri. bu da mc yönetimine yazar-
miadı dolmuştur. gelen gideni aratır mi bilinmez ama anketlerde burak elmas ismi ön plana çıkıyor, genç ve dinamik göründü bana. ama "florya'nin anahtarını" terim'e emanet edecek bir görüntüsü var ki bu iyi mi kötü mü bilmiyorum. geçmişte bunun faydasını da gördük zararını da.
yeni gelecek başkan, ünal aysal'ın yarısı kadar ortaya vizyon koysa özlediğimiz başarıları yakalarız.
bir de kafama takılan bir mesele var, avrupa'daki kulüplerde bu kadar sık başkan ve yönetim değişimi olmuyor sanki? bizde şampiyon olamayan yönetim istifaya çağırılıyor tribünden, sınıf başkanı seçer gibi her yıl kulüp başkanı seçimi yapıyoruz gibime geliyor. öyle çok.