586
bazıları fatih terim eleştirilerini "her sene şampiyon olmayı istemek" sığlığına düşürür. yine bazıları, fatih terim'e en ufak bir söz söylemeyi, çok çok uzaklardaki bir ülkenin yerli ve milli iktidarının kendilerine yapılan her eleştiriyi vatan hainliği görme refleksine sahiptir. bazıları galatasaray tarihinden bi-haber, fatih terim olmasaydı, "galatasaray herhangi bir takım olurdu" düşüncesine sahiptir ve bu düşüncelerini çeşitli biçimlerde rahatlıkla yazıya döker.
bazıları ise aylarca galatasaray'ı izleyemeyeğim diye meşhur 2003/04 sezonunun son maçında bile, üniversite öğrencisi olarak son parasıyla kahveye, formasıyla maç izlemeye gider. hatta kahvedekiler bıyık altından kendisine güler, umursamaz. yine bazıları, sıradan bir hazırlık maçını izleyebilmek için 14 km. yürür.
bazıları "sizi buraya getiren yeteneğiniz, burada tutacak olan ise karakterinizdir" sözüyle gurur duyarken, bazıları sırf fatih terim'in elini öptü diye birisinin atacağı iki gole ya da iki sosyal medya paylaşımına minnet eder.
kimsenin galatasaraylılığını belli bir hiyerarşi içinde sıralamadım, sıralamam. ama benim galatasaraylılıktan anladığım şeyle birçok galatasaray taraftarının ve sözlük yazarının anladığı şeyler bambaşka.
istediğim, umut ettiğim dünya, kimsenin kimseye herhangi bir şey için minnet etmediği bir dünya. ama belli ki, çok şey istememek lazım.
bazıları ise aylarca galatasaray'ı izleyemeyeğim diye meşhur 2003/04 sezonunun son maçında bile, üniversite öğrencisi olarak son parasıyla kahveye, formasıyla maç izlemeye gider. hatta kahvedekiler bıyık altından kendisine güler, umursamaz. yine bazıları, sıradan bir hazırlık maçını izleyebilmek için 14 km. yürür.
bazıları "sizi buraya getiren yeteneğiniz, burada tutacak olan ise karakterinizdir" sözüyle gurur duyarken, bazıları sırf fatih terim'in elini öptü diye birisinin atacağı iki gole ya da iki sosyal medya paylaşımına minnet eder.
kimsenin galatasaraylılığını belli bir hiyerarşi içinde sıralamadım, sıralamam. ama benim galatasaraylılıktan anladığım şeyle birçok galatasaray taraftarının ve sözlük yazarının anladığı şeyler bambaşka.
istediğim, umut ettiğim dünya, kimsenin kimseye herhangi bir şey için minnet etmediği bir dünya. ama belli ki, çok şey istememek lazım.
