6672
gündemdeki 'avrupa süper ligi' iddialarıyla birlikte bizim de o yapının içinde olmamızın tartışılıyor olmasını hayret verici karşılıyorum. büyük balıkların, bu tip bir organizasyona entegre olmak istemelerindeki amaç, kendi liglerinde ve avrupa kupalarında 'külfet' olarak gördükleri, bir prestij ve gbolal de izlenebilirlik vaadetmeyen maçlardan sıyrılmak, her daim elit takımların olduğu bir ortamda kaliteyi en üst düzeyde yaşamak. örneğin real madrid, hafta sonu la liga'da almeria ile oynanıp hafta içi de şampiyonlar ligi'nde bate borisov ile oynamak için belarus'a uçmak istemiyor. onun yerine, bayern münih, sonrasında da liverpool maçına çıkmak maddi ve manevi yönlerden büyük bir avantaj. ha, ben bu avrupa süper ligi'nin bir ütopya olduğunu ve sürdürülebilir bir şey olmadığını düşünüyorum. ancak bunun yanında, son beş yılında, avrupa'da şampiyonlar ligi'nde averaj takımı olmuş bir galatasaray'ın hem futbol olarak vaadettikleri hem de ekonomik refaha erişmemiş olması ve bunun yanında avrupa'dan iyice soyutlanan bir iklimde olmamız, olası bir avrupa süper ligi'n de orada olmalıyız düşüncesini havada bırakıyor. kabul etmek zor gelebilir ancak avrupa devlerinin 'külfet' olarak gördüğü maçlar kategorisi içerisindeyiz ve çok uzun bir süre de öyle olacağa benziyor. ne altyapımız, ne kadro kalitemiz ne de marka değerimiz, avrupa devlerinin hayalini kurduğu oluşumu karşılamaya yetmiyor, kıyısından bile geçmiyor. her şey bir kenara, bir ay boyunca barcelona, manchester city, liverpool, psg gibi maçlardan sonra san marino gibi hissetmek istemem. üzgünüm ama gerçekler böyle.