6635
candır, ciğerdir, nefestir, aşktır, tutkudur..
bir sezon için, birkaç yıl için biz bu takımı sevmedik, sevmemezlik etmedik. bazı arkadaşlar gördüm, lakırdıları şöyle oluyordu:
'ben takımı şu yüzden takip etmeyi bıraktım. '
'bu hoca olduğu sürece maç izlenmez.'
'ulan ihanet ediyor topçuların hepsi, sevmiyorum takımı.'
'şusu busu şuraya gitti, siyasete girildi. ben takımdan soğudum.'
bir sürü boş söz uğruna arma sevdasından vazgeçenler oldu ama gerçek şu ki bu takımı önceden de çok sevmedikleri için, anlayamadıkları için kolay vazgeçtiler.
arkadaş, hakkımız yenir, hocalara direkt ceza verilir. takım yenilir. şöyle olur böyle olur. her hafta rakiplerin aşağılıkça kollanışları varken biz hep kendi üzerimizde sigara söndürüp duruyoruz. fatih hoca eskisi gibi değil, başkan şöyle anlamsız konuştu, yusuf bir başka, abdurrahim böyle. eleştiri kültürü bizim mayamız. belhanda'nın yetersiz olduğuna ben de hemfikir idim ancak eleştiri kültürü olan bir camianın kendi adamını eleştiri yüzünden (!) yeme parodisi bu takıma yaradı mı? geçin şunun bunun lanetini; biz hakaret etmeden kendi insanını en fena şekilde eleştirmeyi seviyoruz. hakeza fatih terim'i bile silkelercesine eleştirip duruyoruz. fakat bu iş birbirimize düşme noktasına geldiği an orada bir 'dur' demek gerekli.
ülkenin iç dinamikleri malum. bir yandan pandemi var, bir yandan ekonomi konusunda darboğaz. ama bir sevdamız, rengimiz var. üç günlük dünyada iki günlük galatasaray'a aşık olmadık. biz maziden gelen değerlere, bu rengin anlamına, işin felsefesine tutkun olduk. şu an her şey kötü gibi de gelebilir ama mesele galatasaray'ın şahsı üzerine kötülemek ise, galatasaray'ı kendi taraftarı olduğunu söyleyenler küçük düşürüyorsa orada onlara da dur demek gerekiyor.
bu sene evet mayıslar bizim olmayacak büyük olasılıkla ama bu sevgimizi, saygımızı galatasaray'dan alamaz, almamalı!
bir sezon için, birkaç yıl için biz bu takımı sevmedik, sevmemezlik etmedik. bazı arkadaşlar gördüm, lakırdıları şöyle oluyordu:
'ben takımı şu yüzden takip etmeyi bıraktım. '
'bu hoca olduğu sürece maç izlenmez.'
'ulan ihanet ediyor topçuların hepsi, sevmiyorum takımı.'
'şusu busu şuraya gitti, siyasete girildi. ben takımdan soğudum.'
bir sürü boş söz uğruna arma sevdasından vazgeçenler oldu ama gerçek şu ki bu takımı önceden de çok sevmedikleri için, anlayamadıkları için kolay vazgeçtiler.
arkadaş, hakkımız yenir, hocalara direkt ceza verilir. takım yenilir. şöyle olur böyle olur. her hafta rakiplerin aşağılıkça kollanışları varken biz hep kendi üzerimizde sigara söndürüp duruyoruz. fatih hoca eskisi gibi değil, başkan şöyle anlamsız konuştu, yusuf bir başka, abdurrahim böyle. eleştiri kültürü bizim mayamız. belhanda'nın yetersiz olduğuna ben de hemfikir idim ancak eleştiri kültürü olan bir camianın kendi adamını eleştiri yüzünden (!) yeme parodisi bu takıma yaradı mı? geçin şunun bunun lanetini; biz hakaret etmeden kendi insanını en fena şekilde eleştirmeyi seviyoruz. hakeza fatih terim'i bile silkelercesine eleştirip duruyoruz. fakat bu iş birbirimize düşme noktasına geldiği an orada bir 'dur' demek gerekli.
ülkenin iç dinamikleri malum. bir yandan pandemi var, bir yandan ekonomi konusunda darboğaz. ama bir sevdamız, rengimiz var. üç günlük dünyada iki günlük galatasaray'a aşık olmadık. biz maziden gelen değerlere, bu rengin anlamına, işin felsefesine tutkun olduk. şu an her şey kötü gibi de gelebilir ama mesele galatasaray'ın şahsı üzerine kötülemek ise, galatasaray'ı kendi taraftarı olduğunu söyleyenler küçük düşürüyorsa orada onlara da dur demek gerekiyor.
bu sene evet mayıslar bizim olmayacak büyük olasılıkla ama bu sevgimizi, saygımızı galatasaray'dan alamaz, almamalı!