32
ülkeye hiçbir katma değer oluşturmadığı halde sürekli dövizin dışarıya akmasına sebep olan sektörün çalışanlarının aşılarına öncelik yapılmasıdır. her şeyden önce ben galatasaray taraftarıyım. mehmet güven oynarken de izledim, sabri oynarken de, sergen oynarken de, sneijder oynarken de. oyuncuların isminden ve oynadıkları oyunun kalitesinden çok ben bu kulübün benim için temsil ettiklerine bağlıyım. sözlük’ten en iyi top oynayan 11 kişiye sözleşme imzalatıp çıkın oynayın dese fatih terim yine o sezon store’dan formayı, sweati, atkıyı alır, kombinemi yeniletirim çünkü ; bu işin özünde transfer yok beyler. bu işin özünde önce çocukluktaki ilkel ve masum duygularımız var, sonra da kulübe yüklediğimiz anlam. galatasaray benim için bu ülkenin modern yüzü, kaliteli insanı, diplomasiye ve çevresine ilgili tarafıdır. haksızlıkta susmayan ama ; gereksiz kavgalardan da kaçınan camiasıdır. bir de en sağlam futbol takımına sahip camiasıdır ama bakın bu benim için en son aklıma gelen koşul. bu olmasa da bu takımı tutacağım. he isterim ki her sene şampiyon olalım ama ; olmazsa da sağlık olsun. bunları neden yazdım? bunları yazdım çünkü ; özellikle türkiye’de futbolcu olan adamların çoğunu masama bile oturtmam özel hayatlarında. o derece kalitesiz insanların milyon euroları tanrı vergisi yetenekleriyle ve belki de şanslarıyla* kazanmaları büyük bir haksızlık. bunu da çözecek tek merci devlettir. devleti yönetenler bunu şuan çözmek istemez çünkü ; futbolun beyni uyuşturan fonksiyonuna tıpkı salazar gibi franco gibi ihtiyaç duyuyorlar. koy bakalım bir kural “20 yaşından büyük yabancı topçuya aylık 7000 dolardan fazla ödeyemezsin ve tl ile her ayın başındaki kur dışında ödeme yapamazsın.” bir kural daha koyabiliriz mesela: “kulüpler dönemlik bütçelerinin yüzde 5-10 arasını altyapısına harcamak zorundadır.” , “türk oyunculara dövizle maaş ödemek yasaktır, aylık 50000 tl üzerinde bir maaş ödemek yasaktır.”
koyulacak üç kuralla ülke futbolunun kalitesi bir kereye mahsus düşürülür ama ; geleceğin temeli atılır. sürdürülebilir bir sektör oluşturulur. işte o zaman ben derim ki “aldığınız paralar helal olsun topçu milleti.” bizim ülkedeyse bu olmaz. sanki ülkemizdeki döviz rezervi fazlaymış gibi tuhaf paralar dönüyor bu sektörde. neyse konudan koptum, demek istediğim futbolcular zaten hak etmedikleri sosyal avantajlara sahipler, daha fazlasını vermeye gerek yok. he bizim lig epl olur, serie a olur o zaman derim ki “helal olsun çocuklara” ama o da yok. lig leş, topçular leş, maçlar leş ama ; ödenen paralar pornografik. :/
koyulacak üç kuralla ülke futbolunun kalitesi bir kereye mahsus düşürülür ama ; geleceğin temeli atılır. sürdürülebilir bir sektör oluşturulur. işte o zaman ben derim ki “aldığınız paralar helal olsun topçu milleti.” bizim ülkedeyse bu olmaz. sanki ülkemizdeki döviz rezervi fazlaymış gibi tuhaf paralar dönüyor bu sektörde. neyse konudan koptum, demek istediğim futbolcular zaten hak etmedikleri sosyal avantajlara sahipler, daha fazlasını vermeye gerek yok. he bizim lig epl olur, serie a olur o zaman derim ki “helal olsun çocuklara” ama o da yok. lig leş, topçular leş, maçlar leş ama ; ödenen paralar pornografik. :/