17
fatih terim'in olmadığı 53 sezonda (sadece 5 hafta olduğu 13-14 sezonu ve 1957-1958 seneleri dahil) 14 şampiyonluğumuz var. yani yaklaşık 4 sezonda 1 şampiyonluk.
yapılanmamızın sonuç verdiği ve sonrasını domine ettiğimiz 1986-1987 sezonundan bu yana fatih terim'siz çıktığımız 23 sezonda da 8 şampiyonluğumuz var. yani yaklaşık 3 sezonda 1 şampiyonluk.
fatih terim'in takımın başında olmadığı ve hakikaten çok sağlam top oynadığımızı söyleyebileceğimiz son sezon da 1993-1994 sezonu ( sonuçta 2017-18 sezonunun 2. yarısı bile beğenilmiyor, standartlar bayağı yüksek). o günden bugüne kadar uçup kaçmadığımız ama f/p açısından çok iyi iş çıkardığımızı söyleyebileceğimiz sezonlar ise 2001-2002, 2005-2006 ve 2007-2008 sezonları diyebiliriz.
bu arada bu sezonlarda her türlü yaştan ve milliyetten antrenörle çalıştığımızı, dünya çapında birçok teknik direktörle çalıştığımızı söyleyebiliriz. sırayla bakacak olursak (geçici teknik direktörler hariç);
1- mustafa denizli - türkiye
2- sigfried held- almanya
3- mustafa denizli - türkiye (2. dönemi)
4- karl-heinz feldkamp- almanya
5- rainer hollmann - almanya
6- reinhard saftig - almanya
7- graeme souness - iskoçya
8- mircea lucescu - romanya
9- gheorghe hagi - romanya
10- eric gerets - belçika
11- karl-heinz feldkamp - almanya (2. dönemi)
12- michael skibbe - almanya
13- bülent korkmaz - türkiye
14- frank rijkaard - hollanda
15- gheorghe hagi - romanya (2. dönemi)
16- roberto mancini - italya
17- cesare prandelli - italya
18- hamza hamzaoğlu - türkiye
19- mustafa denizli - türkiye (3. dönemi)
20- jan olde riekerink - hollanda
21- igor tudor – hırvatistan
not: 1987 öncesini hiç almadım canımız iyice sıkılmasın diye.
listede yok yok. dünya çapında yabancı teknik adamlar, potansiyelli genç yabancı teknik adamlar, kurt yerli hoca, kurt yabancı hocalar, potansiyelli genç yerli teknik adamlar... maşallah hepsi var.
ayrıca birçok futbol ülkesi de var, almanya, italya, hollanda, hırvatistan, belçika, iskoçya ve romanya.
birçok oyun stili de var; pas oyunu, geçiş oyunu, çılgınca saldırma, geride bekleme, orta blok presi...
birçok diziliş de var; 4-4-2, 4-2-3-1, 4-3-3, hatta 3'lü savunma türevleri...
bunları anlatma sebebim fatih terim yokken aslında çok fazla şeyi denemiş olmamız. bu denemelerin sonunda en dominant dönemimiz olan 1987 sonrasında bile ligde 23'te 8 yaptık. fatih terim'in felaket geçtiği söylenen 4. döneminde ise en kötü ihtimal (ve yüksek ihtimal) 4'te 2 yapmış olacağız. "hoca enkaz bıraktı ondan kendisinden sonrası sıkıntılı oldu" söylemi de tamamen geçersiz, 2. dönemi sonrasında çok kötü durumda bıraktı takımı ama 1. ve 3. dönemlerinin sonunda türk futbol tarihinin en iyi 2 takımını bıraktı haleflerine.
sadede gelecek olursak, fatih terim'in gitmesini istemeye bir şey diyemem (bu görüşe zerre katılmasam da herkesin kendi fikri sonuçta) ama sonrası için beklentileri doğru ayarlamak gerekiyor. o genç alman ekolleri, kurt hocalar, modern futbol oynatan hocalar kaç kere sezon bile tamamlayamadan küfürler eşliğinde gönderildi. yukarıdaki 21 dönemlik listede başarılı geçti diyebileceğimiz 5 dönem ancak çıkıyor, o da zorlarsak. ve tekrar ediyorum, 1987 sonrasını inceliyoruz. 1957-1986 arasını incelersek, hatta 1925-1957 arasını da incelersek durum çok daha vahim bir hal alıyor. fatih terim sonrasında iyi ve istikrarlı bir tablo görme ihtimalimiz sizin sandığınızdan çok daha düşük maalesef. iş sizin tabirinizle "modern futbol oynatan hoca" ile olsaydı del bosque'si, löw'ü, mancini'si, rijkaard'ı, skibbe'si ve daha bir sürü modern hocası arkasına teneke bağlanarak kovulmazdı. ya da terim yokken hakikaten çok baskın oynadığımız son sezon 1993-1994 sezonu olmazdı.
yani fatih terim sonrası galatasaray futbol takımı'nın bugünkünden daha başarılı olma ihtimali pek yüksek bir ihtimal değil. hele ki bu kadar vasıfsız ve beceriksiz yönetimlere sahipken çok düşük bir ihtimal, hele hele konjonktür bu kadar aleyhimizdeyken hiç mümkün değil.
şu kadarını söylüyorum, ne okan buruk, ne çağdaş atan, ne sergen yalçın, ne ömer erdoğan, ne domenico tedesco, ne jürgen klopp, ne pep guardiola...
1- dünya üzerinde hiçbir teknik direktör florya'daki çalışanların maaşlarını aylarca cebinden ödemez.
2- hiçbir teknik direktör kendisini altyapıyla da ilgilenmek, sürekli onların maçlarını izlemek zorunda hissetmez. çünkü önceden çalıştırdıkları takımda kendilerinden bağımsız çok güçlü bir altyapı sistemi olmuştur (yabancılar için), olmamışsa da "bana ne altyapıdan, üstü bitti de altı mı kaldı" der herkes.
3- hiçbir teknik direktör scout transferleri konusunda bu kadar ısrarcı olmaz, elimdeki kadrodan olduğu kadar verim alırım der.
4- belli bir ağırlığı olan hiçbir yabancı teknik mustafa cengiz yönetimi, dursun aydın özbek yönetimi, duygun yarsuvat yönetimi, adnan polat yönetimi (frank rijkaard denedi 2. sezonun 8. haftasında kovuldu) gibi profesyonellikten çok uzak yönetimlerle 1 sezondan fazla çalışmaz.
5- en önemlisi belli bir ağırlığı olan hiçbir yabancı teknik direktör türk futbolu denen bu sirkte 1 sezon bile durmaz. mesela fatih terim bir şekilde sineye çekiyor durumu ama berat özdemir niye alınamadı, vedat muriqi niye alınamadı, ismaila coulibaly transferi tam gerçekleşirken neden iptal oldu sorularının cevabını kendisine saygısı olan hiçbir yabancı teknik direktöre açıklayamazsın.
yani demem o ki hiçbir teknik direktör fatih terim'in getirdiği ancak görülmek istenmeyen çok kritik artıları getirmedi/getirmeyecek. fatih hoca sonrası işler çok yüksek ihtimalle çok daha kötüye gidecek. rakip takım taraftarları bunu bildiği için dördüncü fatih terim dönemi'nin en kötü günlerinde bile #fatihterimistifa hashtagleri açıyorlardı. bizim takımımız hakkında rakiplerimizin bile bizden daha çok farkındalığa sahip maalesef. hadi durumu anlamamıza 100 küsür yıllık geçmişimize şöyle bir göz atmak yeterli olmuyor da galatasaray düşmanlarının halen anormal bir şekilde sürekli fatih terim'in üstüne oynaması da mı yeterli olmuyor anlamıyorum.
hakkımızda hayırlısı. umarım hoca bu fırtınayı da sağ salim atlatır da uzun bir süre daha "fatih terim sonrası galatasaray futbol takımı" denen şeyi düşünmek zorunda kalmayız.
not: konudan bağımsız, fatih terim takımı şu an bıraksa çok iyi bir "takım" bırakmış olmayacak ama genç ve potansiyelli bir kadro bırakmış olacak. bıraktığı kadro halefinin elini birçok konuda rahatlatacak; halefi isterse marcao, luyindama, mohamed, onyekuru, taylan gibi oyuncuları sattırıp 0'dan çok kaliteli bir kadro kurabilecek, isterse de birkaç eklemeyle yaşça genç ve uzun yıllar beraber oynayabilecek bir çekirdeğe sahip olmuş olacak.
yapılanmamızın sonuç verdiği ve sonrasını domine ettiğimiz 1986-1987 sezonundan bu yana fatih terim'siz çıktığımız 23 sezonda da 8 şampiyonluğumuz var. yani yaklaşık 3 sezonda 1 şampiyonluk.
fatih terim'in takımın başında olmadığı ve hakikaten çok sağlam top oynadığımızı söyleyebileceğimiz son sezon da 1993-1994 sezonu ( sonuçta 2017-18 sezonunun 2. yarısı bile beğenilmiyor, standartlar bayağı yüksek). o günden bugüne kadar uçup kaçmadığımız ama f/p açısından çok iyi iş çıkardığımızı söyleyebileceğimiz sezonlar ise 2001-2002, 2005-2006 ve 2007-2008 sezonları diyebiliriz.
bu arada bu sezonlarda her türlü yaştan ve milliyetten antrenörle çalıştığımızı, dünya çapında birçok teknik direktörle çalıştığımızı söyleyebiliriz. sırayla bakacak olursak (geçici teknik direktörler hariç);
1- mustafa denizli - türkiye
2- sigfried held- almanya
3- mustafa denizli - türkiye (2. dönemi)
4- karl-heinz feldkamp- almanya
5- rainer hollmann - almanya
6- reinhard saftig - almanya
7- graeme souness - iskoçya
8- mircea lucescu - romanya
9- gheorghe hagi - romanya
10- eric gerets - belçika
11- karl-heinz feldkamp - almanya (2. dönemi)
12- michael skibbe - almanya
13- bülent korkmaz - türkiye
14- frank rijkaard - hollanda
15- gheorghe hagi - romanya (2. dönemi)
16- roberto mancini - italya
17- cesare prandelli - italya
18- hamza hamzaoğlu - türkiye
19- mustafa denizli - türkiye (3. dönemi)
20- jan olde riekerink - hollanda
21- igor tudor – hırvatistan
not: 1987 öncesini hiç almadım canımız iyice sıkılmasın diye.
listede yok yok. dünya çapında yabancı teknik adamlar, potansiyelli genç yabancı teknik adamlar, kurt yerli hoca, kurt yabancı hocalar, potansiyelli genç yerli teknik adamlar... maşallah hepsi var.
ayrıca birçok futbol ülkesi de var, almanya, italya, hollanda, hırvatistan, belçika, iskoçya ve romanya.
birçok oyun stili de var; pas oyunu, geçiş oyunu, çılgınca saldırma, geride bekleme, orta blok presi...
birçok diziliş de var; 4-4-2, 4-2-3-1, 4-3-3, hatta 3'lü savunma türevleri...
bunları anlatma sebebim fatih terim yokken aslında çok fazla şeyi denemiş olmamız. bu denemelerin sonunda en dominant dönemimiz olan 1987 sonrasında bile ligde 23'te 8 yaptık. fatih terim'in felaket geçtiği söylenen 4. döneminde ise en kötü ihtimal (ve yüksek ihtimal) 4'te 2 yapmış olacağız. "hoca enkaz bıraktı ondan kendisinden sonrası sıkıntılı oldu" söylemi de tamamen geçersiz, 2. dönemi sonrasında çok kötü durumda bıraktı takımı ama 1. ve 3. dönemlerinin sonunda türk futbol tarihinin en iyi 2 takımını bıraktı haleflerine.
sadede gelecek olursak, fatih terim'in gitmesini istemeye bir şey diyemem (bu görüşe zerre katılmasam da herkesin kendi fikri sonuçta) ama sonrası için beklentileri doğru ayarlamak gerekiyor. o genç alman ekolleri, kurt hocalar, modern futbol oynatan hocalar kaç kere sezon bile tamamlayamadan küfürler eşliğinde gönderildi. yukarıdaki 21 dönemlik listede başarılı geçti diyebileceğimiz 5 dönem ancak çıkıyor, o da zorlarsak. ve tekrar ediyorum, 1987 sonrasını inceliyoruz. 1957-1986 arasını incelersek, hatta 1925-1957 arasını da incelersek durum çok daha vahim bir hal alıyor. fatih terim sonrasında iyi ve istikrarlı bir tablo görme ihtimalimiz sizin sandığınızdan çok daha düşük maalesef. iş sizin tabirinizle "modern futbol oynatan hoca" ile olsaydı del bosque'si, löw'ü, mancini'si, rijkaard'ı, skibbe'si ve daha bir sürü modern hocası arkasına teneke bağlanarak kovulmazdı. ya da terim yokken hakikaten çok baskın oynadığımız son sezon 1993-1994 sezonu olmazdı.
yani fatih terim sonrası galatasaray futbol takımı'nın bugünkünden daha başarılı olma ihtimali pek yüksek bir ihtimal değil. hele ki bu kadar vasıfsız ve beceriksiz yönetimlere sahipken çok düşük bir ihtimal, hele hele konjonktür bu kadar aleyhimizdeyken hiç mümkün değil.
şu kadarını söylüyorum, ne okan buruk, ne çağdaş atan, ne sergen yalçın, ne ömer erdoğan, ne domenico tedesco, ne jürgen klopp, ne pep guardiola...
1- dünya üzerinde hiçbir teknik direktör florya'daki çalışanların maaşlarını aylarca cebinden ödemez.
2- hiçbir teknik direktör kendisini altyapıyla da ilgilenmek, sürekli onların maçlarını izlemek zorunda hissetmez. çünkü önceden çalıştırdıkları takımda kendilerinden bağımsız çok güçlü bir altyapı sistemi olmuştur (yabancılar için), olmamışsa da "bana ne altyapıdan, üstü bitti de altı mı kaldı" der herkes.
3- hiçbir teknik direktör scout transferleri konusunda bu kadar ısrarcı olmaz, elimdeki kadrodan olduğu kadar verim alırım der.
4- belli bir ağırlığı olan hiçbir yabancı teknik mustafa cengiz yönetimi, dursun aydın özbek yönetimi, duygun yarsuvat yönetimi, adnan polat yönetimi (frank rijkaard denedi 2. sezonun 8. haftasında kovuldu) gibi profesyonellikten çok uzak yönetimlerle 1 sezondan fazla çalışmaz.
5- en önemlisi belli bir ağırlığı olan hiçbir yabancı teknik direktör türk futbolu denen bu sirkte 1 sezon bile durmaz. mesela fatih terim bir şekilde sineye çekiyor durumu ama berat özdemir niye alınamadı, vedat muriqi niye alınamadı, ismaila coulibaly transferi tam gerçekleşirken neden iptal oldu sorularının cevabını kendisine saygısı olan hiçbir yabancı teknik direktöre açıklayamazsın.
yani demem o ki hiçbir teknik direktör fatih terim'in getirdiği ancak görülmek istenmeyen çok kritik artıları getirmedi/getirmeyecek. fatih hoca sonrası işler çok yüksek ihtimalle çok daha kötüye gidecek. rakip takım taraftarları bunu bildiği için dördüncü fatih terim dönemi'nin en kötü günlerinde bile #fatihterimistifa hashtagleri açıyorlardı. bizim takımımız hakkında rakiplerimizin bile bizden daha çok farkındalığa sahip maalesef. hadi durumu anlamamıza 100 küsür yıllık geçmişimize şöyle bir göz atmak yeterli olmuyor da galatasaray düşmanlarının halen anormal bir şekilde sürekli fatih terim'in üstüne oynaması da mı yeterli olmuyor anlamıyorum.
hakkımızda hayırlısı. umarım hoca bu fırtınayı da sağ salim atlatır da uzun bir süre daha "fatih terim sonrası galatasaray futbol takımı" denen şeyi düşünmek zorunda kalmayız.
not: konudan bağımsız, fatih terim takımı şu an bıraksa çok iyi bir "takım" bırakmış olmayacak ama genç ve potansiyelli bir kadro bırakmış olacak. bıraktığı kadro halefinin elini birçok konuda rahatlatacak; halefi isterse marcao, luyindama, mohamed, onyekuru, taylan gibi oyuncuları sattırıp 0'dan çok kaliteli bir kadro kurabilecek, isterse de birkaç eklemeyle yaşça genç ve uzun yıllar beraber oynayabilecek bir çekirdeğe sahip olmuş olacak.