• 79
    siyasi içerikli tribün olaylarını kontrol altına almak ve terör örgütlerine karşı daha dik ayakta durabilmek için devletin sporla iç içe olması gayet mantıklıdır. yani devlet büyüklerimiz sporu destekler, kimi zaman da buna karışabilir. hatta bu doğrultu da büyük bir camianın 1-2 yöneticiden kaynaklı hatasını, o kulübe ceza keserek milyonlarca taraftarın üzülmesini de istemeyebilir. sporda kaosa izin vermemek devletin öncelikli görevidir, bu doğrudur.

    lakin; bir kulüp özelinde tarafsızlığını koruyamayan bir bireyi federasyon başkanlığına getirmek yukarıda belirttiğim doğrultuda yine kaos doğurabilir.

    lafı açarsak; bu taraflı bireyin başkanlığında, kendi gibi taraflı başka bireyleri tahkim, pfdk gibi mühim kurullara atayıp ''lobi'' oluşturması adaletin ezilmesine yol açar. aslında "balık baştan kokar" deyiminin karşılığıdır bu.

    kurulların verdiği her karar ve hakemin çaldığı her düdük; toplumda şaibeli, yanlı ve adalet dışı olarak düşünülecektir. evet, sadece düşünülecektir.
    .
    .
    .
    .
    çünkü, yukarıda anlattıklarım devlet ve kurumlarının zaten 1 asırdır işleri böyle yürüttüğü alışılagelmiş şeylerdi. artık bu sorunlar maalesef normal karşılanacak vaziyetteler.

    ammavelakin, alışılmış şeylerin dışına çıkarak; tbmm'nin zamanında reddettiği, tahkim'in zamanında reddettiği, 60 senelik mantığın zaten reddettiği şeylerin tekrar gündeme gelmesine müsaade ederseniz,

    3. yıldız rekabetinin yaşanıp tek takımın başarılı olduğu,

    4. yıldız rekabetinin yaşanıp tek takımın başarılı olduğu,

    bu yakın tarihte yaşanan kıyasıya rekabetlerin, 70-80 yıl öncesine gidip "turnuva seçerek" adaletsiz şekilde yok edilmesine göz yumarsanız, bu devlet adına "en büyük sportif skandal" olur.

    hatta, ülke tarihinin de "en büyük sportif hukuksuzluğu" olur. buna 30 milyonluk koskoca camia suspus kalmaz ve reel anlamda kaos çıkar. 2019 istanbul seçimlerinde olduğu gibi siyasi kimlikler değişir, tüm bu cevaplar "demokratik" şekilde verilir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın