6269
şöyle bir kısır döngünün içine düşmüş camia. fenerbahçe bir takımla karşılaşır. mağlup olur. maç devam ederken ve sonraki yarım saat içerisinde fenerbahçeli taraftarlarda aydınlanma yaşanır. yapılan yanlışlıklar, yönetimsel veya teknik taktik hatalar aydınlatılır. gerçekten futbolu anlamak istercesine konuşan insanlar vardır kendi mecralarında. dersiniz ki sanırım uyandılar, bir şeyler anlamaya başladılar. korkmaya başlarsınız, çünkü uyanırlarsa eğer hatalarını örtmek yerine bunları düzeltmek için uğraşırlar zannedersiniz.
ama birisi vardır mutlaka. başkan, teknik direktör, idari veya teknik kadrodan birisi, televizyondaki yorumculardan bir zat, twitter fenomeni, sanatçı, trol, en olmadı rambo. o beklenen açıklama gelir. “operasyon çekildi.” makinenin dişlileri dönmeye başlar, bütün yorumlar bendine sığmayıp taşan sular gibi aynı yöne kanalize olur. bir çığ gibi bütün rasyonel düşünceleri önüne katarak histerik bir akıl tutulmasına dönüşür, bütün fenerbahçe paydaşları ortak düşmana dönmek zorunda kalır. bu sele kimse dayanamayacak duruma gelene kadar açıklama bombardımanı devam eder. ortam gerilir, dünyadaki herkesin fenerbahçe düşmanı olduğu algısı yerleştirilir, eta ve ira gibi örgütlere bile bulaşılır. sporun paydaşları içerisinde suçlu olmayan tek taraf fenerbahçe olana kadar konuşulur ve “kızıl elma” 28 şampiyonluk hikayesi ile kendini tatmin etme süreci tek bir çatlak ses kalmayana kadar devam eder.
işte o zaman galatasaraylı rahatlar, içindeki ferahlama duygusu yüzüne yayılır ve bir tebessüme dönüşür. çünkü bilir ki bu yolun sonu aydınlığa çıkacaktır. ne zaman bu kısır döngü oluşsa asıl suçlu kendini kamufle ederek fenerbahçe içindeki yaşamını devam ettirecektir. aynı şeylerin bugün de olduğunu düşünürsek müsterih olabiliriz.
ama birisi vardır mutlaka. başkan, teknik direktör, idari veya teknik kadrodan birisi, televizyondaki yorumculardan bir zat, twitter fenomeni, sanatçı, trol, en olmadı rambo. o beklenen açıklama gelir. “operasyon çekildi.” makinenin dişlileri dönmeye başlar, bütün yorumlar bendine sığmayıp taşan sular gibi aynı yöne kanalize olur. bir çığ gibi bütün rasyonel düşünceleri önüne katarak histerik bir akıl tutulmasına dönüşür, bütün fenerbahçe paydaşları ortak düşmana dönmek zorunda kalır. bu sele kimse dayanamayacak duruma gelene kadar açıklama bombardımanı devam eder. ortam gerilir, dünyadaki herkesin fenerbahçe düşmanı olduğu algısı yerleştirilir, eta ve ira gibi örgütlere bile bulaşılır. sporun paydaşları içerisinde suçlu olmayan tek taraf fenerbahçe olana kadar konuşulur ve “kızıl elma” 28 şampiyonluk hikayesi ile kendini tatmin etme süreci tek bir çatlak ses kalmayana kadar devam eder.
işte o zaman galatasaraylı rahatlar, içindeki ferahlama duygusu yüzüne yayılır ve bir tebessüme dönüşür. çünkü bilir ki bu yolun sonu aydınlığa çıkacaktır. ne zaman bu kısır döngü oluşsa asıl suçlu kendini kamufle ederek fenerbahçe içindeki yaşamını devam ettirecektir. aynı şeylerin bugün de olduğunu düşünürsek müsterih olabiliriz.