55
taraftarı olduğu fenerbahçe ve onun üstünden kurulan, soluksuzca yapılan galatasaray düşmanlığı ile, onu aşağıya çekmek üzerinden kurgulanan, hak çalma, fenerbahçe'yi ite kaka, algılarla yukarı taşıma sisteminin ve bu sistemi inşaa edip işleten kişilerin içine girmek adına, "ben de varım.." diyerek parmak kaldırmış kişi.
demeci verdiği anların videosu izlenirse, ne kadar sahte, zorlama, kendisinin bile bir saniye dahi inanmadığı bir söylemde bulunduğu, genel mizacından kusursuz şekilde anlaşılabilir. madem, çevirilen tiyatroya yaranmacı konuk oyuncu olarak katılacaksın, oyunculuğuna biraz çalışsaydın keşke. - kendisinden sonra konuşan kulüp yöneticisi bile inanmamış, hemen düzeltmiş. daha ne olabilir ki! -
diyoruz ya, "çevirilen tiyatro" diye. hepimizin aşikar olduğu bir tiyatro var. başkan ali ve onun, korku yaratımı için kullandığı, ailesinden yadigar o emanet güç, ya perde açıldığında sahne üzerinde tüm çıplaklığıyla karşımıza çıkıyor ya da sahnedeki dekorun arkasından gizli gizli sufle veriyor. ortam, sadece biraz koklandığında, ya sahneden ya fuayeden ya da kulisten buram buram gelen aktif veya pasif kokusu hemen hissediliyor. berna hanım da, oynanan, o rezalet kalitesiz sahne skecinde rol kesme sırasının kendisine geldiğini hatırlamış. daha maçtan günler önce kafasına yazmış ama rol keserken sınıfta kalmış.
oldu olacak yazıp eline verselermiş bir kağıt. oradan, baka baka okurdun.
özeleştirel ekleme: bu kesim, galatasaray'la aşağı yukarı eşit veya, hatta, galatasaray'ınkinin yarısı kadar etmeyecek güç/potansiyel güçteki, kuruluşunun üstünden bir çeyrek asır bile geçirmemiş ve/veya taraftarsız/camiasız takımlara sözleriyle kement atmaya dahi cürret edemezken, yine bu, iki cümleyi bir araya getirmekten aciz, kukla insanların, galatasaray'ı rahat rahat ağızlarından geçirmesinin de sorumluları, sus pus kalıp meydanı teslim eden mevcut yönetim politikası, boşvermişliği. tabi, burada sorgulanması gereken, galatasaray'ın güncel dönemde halen güçlü mü olduğu, yoksa, "potansiyel" gücünün arkasında kalıp, bunun üstünü mü örttüğü!
demeci verdiği anların videosu izlenirse, ne kadar sahte, zorlama, kendisinin bile bir saniye dahi inanmadığı bir söylemde bulunduğu, genel mizacından kusursuz şekilde anlaşılabilir. madem, çevirilen tiyatroya yaranmacı konuk oyuncu olarak katılacaksın, oyunculuğuna biraz çalışsaydın keşke. - kendisinden sonra konuşan kulüp yöneticisi bile inanmamış, hemen düzeltmiş. daha ne olabilir ki! -
diyoruz ya, "çevirilen tiyatro" diye. hepimizin aşikar olduğu bir tiyatro var. başkan ali ve onun, korku yaratımı için kullandığı, ailesinden yadigar o emanet güç, ya perde açıldığında sahne üzerinde tüm çıplaklığıyla karşımıza çıkıyor ya da sahnedeki dekorun arkasından gizli gizli sufle veriyor. ortam, sadece biraz koklandığında, ya sahneden ya fuayeden ya da kulisten buram buram gelen aktif veya pasif kokusu hemen hissediliyor. berna hanım da, oynanan, o rezalet kalitesiz sahne skecinde rol kesme sırasının kendisine geldiğini hatırlamış. daha maçtan günler önce kafasına yazmış ama rol keserken sınıfta kalmış.
oldu olacak yazıp eline verselermiş bir kağıt. oradan, baka baka okurdun.
özeleştirel ekleme: bu kesim, galatasaray'la aşağı yukarı eşit veya, hatta, galatasaray'ınkinin yarısı kadar etmeyecek güç/potansiyel güçteki, kuruluşunun üstünden bir çeyrek asır bile geçirmemiş ve/veya taraftarsız/camiasız takımlara sözleriyle kement atmaya dahi cürret edemezken, yine bu, iki cümleyi bir araya getirmekten aciz, kukla insanların, galatasaray'ı rahat rahat ağızlarından geçirmesinin de sorumluları, sus pus kalıp meydanı teslim eden mevcut yönetim politikası, boşvermişliği. tabi, burada sorgulanması gereken, galatasaray'ın güncel dönemde halen güçlü mü olduğu, yoksa, "potansiyel" gücünün arkasında kalıp, bunun üstünü mü örttüğü!