berna gözbaşı’nın göz yaşı o kadar basit değil. yani galatasaray’a hakem desteğine rağmen yenilmenin göz yaşları değil onlar. iş çok daha kompleks ve karmaşık.
kayseri spor son dört-beş haftadır olağanüstü diri ve koşu mesafelerine bakın rakiplerinin çok üzerinde. bizimle oynadıkları maçta da futbolcuları adeta uçuyordu. luyindama’ya yaptıkları baskı ile kaptıkları iki top öyle az güçle yapılabilecek bir şey değildi. her ne kadar gol bulamadılarsa da maçın son dakikalarına kadar maça ortaktılar ve sadece 1-0 mağluptular. yani her an beraberliği sağlayabilir ve galatasaray’ı şampiyonluk potasından çıkarabilirlerdi. başaramadılar ve berna gözyaşı döktü.
peki nasıl bu kadar diri ve hızlıydılar. işte burası dananın kuyruğunun koptuğu yer. bana kalırsa bu diriliklerinin nedeni fenerbahçeli ali y. koç. onları vitaminleyen (hormonlayan) bence ali efendi. amaçları da galatasaray’ın ipini çekmekti ama başaramadılar. berna’nın maç sonu göz yaşlarıysa aslında ali efendi’den özür anlamındaydı. bu yazdıklarım aynıyla jimnastikçiler için de geçerli olabilir. belki de her ikisinin birlikte. bilemiyorum benimki sadece tahmin.
türkiye’de futbol asla sadece sahada oynanmıyor. masa başı var, karanlık dehlizler var, federasyon koridorları var, mhk odaları “var”. var oğlu var. işte buralardaki gazilerimiz fatih terim, mustafa cengiz ve abdurrahim albayrak’tır.
dolayısıyla başkanların maç sonu ağlamalarına bundan sonra bu yönden de bakmanız icap eder.
(bkz:
13 mart 2021 kayserispor galatasaray maçı)