345
yurt dışında yaşıyor ve orada futbol oynuyorsun,bu arada yer aldığın alt yapı milli takımlarımızda leblebi gibi goller atıyor ve dikkatleri üzerine çekiyorsun. ocak ayında türkiye'nin avrupa'da en bilinen takımının ünlü hocası fatih terim seni kadrosunda görmek isteyince koşarak geliyorsun. tam takıma alışma aşamasında malum hastalık seni de buluyor. bekleme süren devam ederken bir yandan da takımını takip ediyorsun. falcao gibi bir yıldız mevcutken, mısırlı bir golcü de takıma kazandırılmış, ayrıca senin pozisyonunda oynayabilen ve rekabet etmen gereken babel ve oğulcan gibi isimler de şans bekliyorlar. işlerin oldukça ters gittiği bir haftanın son maçında son 10 dakikaya berabere girilmiş ve hoca seni sahaya sürüyor. oyun zaten doldur boşalta dönmüş kimin nerede oynadığı belli değil, saha desen patates tarlasından hallice. ceza sahası içinde kendine yer ararken bir anda önüne düşen topa acele bir vuruş yapıyorsun ama gol kaçıyor. avrupa'da olsa kimsenin üstüne fazla gitmeyeceği bu pozisyon ertesi gün hakkında çıkan yorumları okuyunca bir anda kabusun oluyor.
neyse ki ertesi gün yurt dışında forma giymiş tecrübeli ağabeylerin türkiye'de bu eleştirilere alışacaksın. sakın güvenini yitirme diye tavsiyelerde bulunuyorlar da biraz kendine geliyorsun.
neyse ki ertesi gün yurt dışında forma giymiş tecrübeli ağabeylerin türkiye'de bu eleştirilere alışacaksın. sakın güvenini yitirme diye tavsiyelerde bulunuyorlar da biraz kendine geliyorsun.