1830
kendisinin sinema kapatma olayı hakkında iki kelam etmek istiyorum, aslında sitemim sinema salonu kapatmasına değil, açıkça konuşayım ben o kadar para kazansam daha beterini yapardım o yüzden helal olsun anasının ak sütü* gibi kazandığı paraları harcamaktadır ancak benim tarafımdan çok sitem gören hareketi ve sözleri sadece magazin basınında ufak bir bölüm ile yer bulmuştur, öncelikle söyliyeyim tamamen tesadüf eseri denk geldim görüntüye, programın adını da vereyim; bizden kaçmaz.
her neyse kaptanımız arda turan, capacity alışveriş merkezinde herkesin bildiği gibi bir sinema salonunu kapatmış ve sevgilisi sinem kobalve arkadaşları ile birlikte izlemişlerdir, film bitmiş iki sevgili dışarı çıkmışlardır arabalarına binmek için, bilenler bilir; arda turan, içi özel yapılmış mini van aracını capacity alışveriş merkezinin acıbadem hastanesi giriş-çıkışının oraya çektirmiştir yani bir nevi arka kapıdır, merdivenlerden inmektedirler ve bu kadar popüler bir insan olduğundan kelli özellikle de sevgilisi magazin basınının doğal odak noktasıdır ancak arda turan'ın koruması, şoförü artık görevi her ne ise kameraları engellemek istemektedir, arda ise kameraların engellenmesini istememektedir, çünki bilir ki onlar da insanlardır o soğukda kim bilir kaç saattir bir tarafları donuyorduk 10 saniyelik görüntü için. ancak herşey benim için burada başladı, arda kameraları engelleyen yanındaki çalışanına "xxx oğlum bırak" "tamam oğlum bırak" "bırak koçum" ve türevlerinde cümleler ile mevzi'den savuşturmuştur, bu nasıl bir insana hitap şeklidir anlayamıyorum, aslında biliyorum, sende biliyorsun, hepimiz biliyoruz bu tip hitap'ları nasıl insanların, kimlerin yaptığını ancak dilim varmıyor, gönlüm el vermiyor bunları arda için söylemeye. çünki o gözümüzde iyi aile çocuğu, efendi insan'dır lakin sanırım ki işin aslı maalesef öyle değildir, ben arda'nın emniyet müdürlüğü ziyaretinden beri bu tip hareketlerini dikkatle inceliyorum ve evet arda malesef dark side'a doğru kayıyor gibi bir his var içimde bunu bende körükleyen en büyük gözlem ise bugüne kadar bakırköy'ün en işlek caddesinde sahip olduğu ve kiraladığı iki adet büyük dükkan, bu işlerle azıcık haşır neşir olmuş olanlar bilecektir ki, o tip dükkanları vs. yerleri almak biraz güven, özveri, tecrübe ister, işin içine türlü türlü şeyler karışmış olur genellikle, umarım ben yanılıyorumdur da bizim kaptan o büyük ağbilerine özenmiyordur, herşeyi kendi olanaklarıyla gerçekleştiriyordur, yoksa benim gözümde tiki olduğu için çok sevmediğimiz barış özbek bile daha güzeldir, iyidir. arda'nın büyük abi olmasını tiki olmasına tercih ederim, umarım dark side'a geçmeden birisi onu uyarır yada ben çok fena yanılıyorumdur, umarım.
her neyse kaptanımız arda turan, capacity alışveriş merkezinde herkesin bildiği gibi bir sinema salonunu kapatmış ve sevgilisi sinem kobalve arkadaşları ile birlikte izlemişlerdir, film bitmiş iki sevgili dışarı çıkmışlardır arabalarına binmek için, bilenler bilir; arda turan, içi özel yapılmış mini van aracını capacity alışveriş merkezinin acıbadem hastanesi giriş-çıkışının oraya çektirmiştir yani bir nevi arka kapıdır, merdivenlerden inmektedirler ve bu kadar popüler bir insan olduğundan kelli özellikle de sevgilisi magazin basınının doğal odak noktasıdır ancak arda turan'ın koruması, şoförü artık görevi her ne ise kameraları engellemek istemektedir, arda ise kameraların engellenmesini istememektedir, çünki bilir ki onlar da insanlardır o soğukda kim bilir kaç saattir bir tarafları donuyorduk 10 saniyelik görüntü için. ancak herşey benim için burada başladı, arda kameraları engelleyen yanındaki çalışanına "xxx oğlum bırak" "tamam oğlum bırak" "bırak koçum" ve türevlerinde cümleler ile mevzi'den savuşturmuştur, bu nasıl bir insana hitap şeklidir anlayamıyorum, aslında biliyorum, sende biliyorsun, hepimiz biliyoruz bu tip hitap'ları nasıl insanların, kimlerin yaptığını ancak dilim varmıyor, gönlüm el vermiyor bunları arda için söylemeye. çünki o gözümüzde iyi aile çocuğu, efendi insan'dır lakin sanırım ki işin aslı maalesef öyle değildir, ben arda'nın emniyet müdürlüğü ziyaretinden beri bu tip hareketlerini dikkatle inceliyorum ve evet arda malesef dark side'a doğru kayıyor gibi bir his var içimde bunu bende körükleyen en büyük gözlem ise bugüne kadar bakırköy'ün en işlek caddesinde sahip olduğu ve kiraladığı iki adet büyük dükkan, bu işlerle azıcık haşır neşir olmuş olanlar bilecektir ki, o tip dükkanları vs. yerleri almak biraz güven, özveri, tecrübe ister, işin içine türlü türlü şeyler karışmış olur genellikle, umarım ben yanılıyorumdur da bizim kaptan o büyük ağbilerine özenmiyordur, herşeyi kendi olanaklarıyla gerçekleştiriyordur, yoksa benim gözümde tiki olduğu için çok sevmediğimiz barış özbek bile daha güzeldir, iyidir. arda'nın büyük abi olmasını tiki olmasına tercih ederim, umarım dark side'a geçmeden birisi onu uyarır yada ben çok fena yanılıyorumdur, umarım.
