• 466
    kazanan takımı bozmamak ve formayı saha içinde yaptıkları ile hak edenlere vermek konusunda fatih terim ilkelidir, adaleti sağlar, bu sebeple ki denizlispor karşısında 6 gol atıp, oynadığı oyun ile alkışı hak eden topçularını malatya deplasmanında da sahaya sürdü... oyuncular formdaydı, istekliydi de rakibin adından farklı olarak ali sami yen gibi bir zemin de yoktu malatya'da. memleket genelinde artık her ilde neredeyse son teknoloji ile stadlar yapılıyor, tribünler ve localar güzelleşiyor, stadyum giriş çıkışları rahatlatılıyor, çatılar kapatılıyor da kimse zemine önem göstermiyor, oysa futbol o yeşil zeminde oynanıyor...
    teknik oyuncuların yeteneklerini sergileyemeyeceği, oyun oynamak isteyen takımların zorlanacağı "saha koşullarında" galatasaray yine her zamanki oyununu yansıtarak başladı maça. gençlerbirliği maçında olduğu gibi daha ilk dakika dolmadan emre akbaba ile kaleye şut attı, dönen topu feghouli "şut"ladı ama rakibe çarpan top kalecide kaldı. takımlar ilk dakikalarda "baskın basandır" anlayışıyla golü atıp, bu "sorunlu" sahada tek yapılacak olan kapanıp, ani ataklarla gol arama stratejisini uygulamaya koymak istedi de aradığını bulamadı ve orta sahada bol bol top kayıplarının olduğu bir mücadele izledi seyirciler.

    arda'nın kanatlardan başlattığı ataklarla galatasaray yirmili dakikalarda yine skoru lehine çevirmek için çabaladı, feghouli'nin pasında babel'in şutu kalecide kalırken, sarrachi'nin ortasında ayağının tozuyla oyuna giren emre kılınç'ın bomboş kafası auta gitti. sonrasında yine arda'nın kaptığı topta başlattığı kontra atakta emre akbaba'nın ceza sahası içinde topu kontrol edememesi sadece arda'yı değil, televizyon başındakileri de çıldırtmaya yetiyordu...

    ilk devre golsüz sona ererken, galatasaray adına kayıp da vardı: feghouli sakatlanıp, oyundan çıkmıştı... trabzon deplasmanında olduğu gibi yine formda olduğu bir dönemde, baldırını tutarak kenara geliyordu, kaç maç uzak kalacaktı formasından acaba?
    "tarla gibi bu sahaya traktör gibi bir topçu lazım:ömer bayram" yazan bir tweet maçın devre arasında gözüme ilişmişti, emre akbaba ile ömer değişir miydi acaba diye beklerken, kadroya dokunmadan başlattı ikinci yarıyı fatih terim. ve oyun başında olduğu gibi de rakip kalede pozisyonla başladı oyuna deplasman yapan sarı-kırmızılılar: taylan'ın emre kılınç'a yolladığı derinlemesine pasta emre'nin ortasında malatyalı savunma oyuncusu son anda kornere çeliyordu topu, 71de belhanda'nın ortasında yaptıkları gibi... galatasaray yine baskıyı kurmuştu ama bir türlü rakip savunmayı yaramıyor, kaleciyi zora sokacak şutları atamıyordu. öte yandan ev sahibi de kontralar ile gol ararken, marcao ve donk gününde bir performans sergiliyor, atakları çok ciddi olmadan önlüyordu. yazmadan geçmeyelim, ikinci yarı oyuna giren tetteh'in ceza sahası dışından yolladığı aşırtma top ve hafez'in serbest vuruşları auta gitse de rakipte heyecan yaratacak pozisyonlar arasındaydı...

    sabaha kadar oynansa berabere bitecek bu maçı bozmak için fatih terim arda ve belhanda'yı çıkarıp, kerem ve sekidika gibi hızlı ve enerjik oyuncuları saha sürerek malatya'yı biraz daha üzerine çekip, kanatlardan hızlı çıkışlarla gol bulmayı denedi... iki oyuncu da maça hareketlilik getirdi, "patates tarlasında" top yaptı, rakibi çaresiz bırakan pozisyonlar yarattı da beklenen gol gelmeyince hoca ikinci hamlesini gerçekleştirdi: emre akbaba ve sarrachi'yi yanına alıp, ömer ve luyindama'yı oyuna soktu ve donk'u gol araması için babel'in yanına yolladı. işte galatasaray'ın maç boyu aradığı gol de bu değişiklikler sonrası geldi: kerem kendi yarı sahasından aldığı topu malatya sahasına taşıdı, pasında donk rakiplerinden sıyrılıp babel'e verdi ve hollandalı'nın şutu kalecinin de hatasıyla filelerle buluşuverdi. futbol ilginç bir oyun, 15-20 gün önce aynı yerden umut vurmuş, fatih "yumurtlamıştı", malatyalılar sevinmişti, şimdi galatasaraylılar seviniyor...
    öne geçen galatasaray, kaleci muslera'nın da tecrübesi ile kalan az sayıdaki dakikada skoru korumayı bildi ve zorlu zemin şartlarında "uzun" ligin ilk devresinin son maçında 3 puan alarak yarışta var olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.

    maç öncesi umut, semih, adem'in başta muslera olmak üzere galatasaraylı futbolcular ile "sımsıkı" kucaklaşması florya'da nasıl bir arkadaşlık ortamının olduğunu göstermesi anlamında manidardı. tabii, yine sosyal medyada "linçlenecekler" de, olsun, sevgi ve dostluk her zaman kazanır...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: http://ultrasmovement.blogspot.com/...r0-1galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın