1171
sadece merakımdan dolayı öğrenmek istiyorum. bunu yaparken hiç bir şekilde ne kendisini aşağılamak gibi bir derdim, ne de kendisini övmek gibi bir niyetim var. fakat merak ettiğim için sormak istiyorum, kendisinin galatasaray futbol takımına kattığı artı değerler nelerdir? ya da eric gerets'in necati, ümit karan, hakan sükür, heinze, volkan gibi adamlarla şampiyon olurken ki kattığı değer neydi? ki o zamanlar fenerbahçe bizim çok çok üstümüzde bir takımdı türkiye ligi için.
teknik adamların gelişini koskocaman yıllara yaymasanız çok daha mutlu olurum. [ (gbkz: hani bazı arkadaslarımız çıkıp diyorlar sonra, '' daha bazı şeyleri alıştırmaya çalışıyorlar'' vesaire... bence yüzyılın en büyük palavrası).] neden diyeceksiniz ki cevabım şu olacaktır: frank rijkaard 2 seneden fazla bizde kalmaz. taş çatlasa 3 diyelim. hadi bu 3 senenin 2 senesi sisteme alışmak ile geçti. peki ya sonrası? gheorghe hagi'yi teknik direktörlüğe getirip sil baştan mı yapacağız? belki futbol cahili diyeceksiniz bana ama ben şenol güneş gibi bir hocanın yapabileceği kadarını isterim ilk başta. gelişini belli edecek, futbol takımı ivme kazanacak. bu ilk senesinde olmaz diye bir şey yok hocam. ilk senesinde de bal gibi olur. sonuçta beyin yıkama operasyonu değil ki bu yahu. futbolu oynamayı bilen adamlara gerekli aşıyı yapacaksın. istersen limon aşısı yaparsın limon çıkar, istersen de portakal. fakat bunun olması için hiç sanmıyorum ki 2 sene 3 sene gerek.
arsene wenger yıllardır yapıyor bu işi arsenal'in başında. fakat yıllardır bir türlü favori olamıyorlar.
yani kısaca söylemek gerekirse ne rijkaard yıllarca galatasaray'ın başında kalacak, ne de galatasaray bu istikrarsızlık ile şampiyon olacak. ilk uefa deplasmanında ise her şey belli olur. hem lige hem de avrupa maratonuna yansır. elimizde ise bizi tatmin edebilecek en büyük kulvar türkiye kupası olur. o da bizi şampiyonlar ligi olmayan bir yılında daha acısını dindirmemizde fayda sağlamaz.
skibbe'li dönemden daha fazlasını göremiyorum sanki bu sene de. haydi hayırlısı.
fakat yine de yineliyorum, istikrar varsa her şey güzel olur. o istikrarı yakalar mıyız? bilemiyorum.
teknik adamların gelişini koskocaman yıllara yaymasanız çok daha mutlu olurum. [ (gbkz: hani bazı arkadaslarımız çıkıp diyorlar sonra, '' daha bazı şeyleri alıştırmaya çalışıyorlar'' vesaire... bence yüzyılın en büyük palavrası).] neden diyeceksiniz ki cevabım şu olacaktır: frank rijkaard 2 seneden fazla bizde kalmaz. taş çatlasa 3 diyelim. hadi bu 3 senenin 2 senesi sisteme alışmak ile geçti. peki ya sonrası? gheorghe hagi'yi teknik direktörlüğe getirip sil baştan mı yapacağız? belki futbol cahili diyeceksiniz bana ama ben şenol güneş gibi bir hocanın yapabileceği kadarını isterim ilk başta. gelişini belli edecek, futbol takımı ivme kazanacak. bu ilk senesinde olmaz diye bir şey yok hocam. ilk senesinde de bal gibi olur. sonuçta beyin yıkama operasyonu değil ki bu yahu. futbolu oynamayı bilen adamlara gerekli aşıyı yapacaksın. istersen limon aşısı yaparsın limon çıkar, istersen de portakal. fakat bunun olması için hiç sanmıyorum ki 2 sene 3 sene gerek.
arsene wenger yıllardır yapıyor bu işi arsenal'in başında. fakat yıllardır bir türlü favori olamıyorlar.
yani kısaca söylemek gerekirse ne rijkaard yıllarca galatasaray'ın başında kalacak, ne de galatasaray bu istikrarsızlık ile şampiyon olacak. ilk uefa deplasmanında ise her şey belli olur. hem lige hem de avrupa maratonuna yansır. elimizde ise bizi tatmin edebilecek en büyük kulvar türkiye kupası olur. o da bizi şampiyonlar ligi olmayan bir yılında daha acısını dindirmemizde fayda sağlamaz.
skibbe'li dönemden daha fazlasını göremiyorum sanki bu sene de. haydi hayırlısı.
fakat yine de yineliyorum, istikrar varsa her şey güzel olur. o istikrarı yakalar mıyız? bilemiyorum.