11160
iyidir, kötüdür bunu tartışmak lüzumsuz çünkü herkesin bir doğrusu var ve tabulaştı. artık belhanda ne kadar kötü oynasa da, skandallar yapsa da onu savunanlar hep savunacak yahut ne kadar olumlu iş yaparsa yapsın eleştiren hep eleştirecek. mesele bu adamın bu kulübü benimsememesi, takımı sahiplenmemesi. bakın bu adamın derbileri geçtim şampiyonluğu yakmasına ramak kalmıştı 17/18 sezonunda içeride oynadığımız beşiktaş maçının 10. dakikasında attığı dirsekle. var olsa belki şampiyonluğa malolacaktı.
her neyse, bir taraftan nando'ya bakıyorsunuz, adam dünyanın diğer ucundan gelmiş. ne kültürü benzer, ne inancı benzer ne de değerleri. ancak gelir gelmez sahada takımı hiç bir zaman sabote etmeden sahiplendi, efsane oldu. kötü oynamadı mı ? oynadı. maça mal olacak hata yapmadı mı ? yaptı. neden kimse nando'yu eleştirmedi ? çünkü hepimiz bildik ki nando bu takım için her zaman özveri gösterdi, profesyonel oldu, sahip çıktı. hata yaptıysa da bildik ki hepimizden çok o pişman oldu. işte belhanda'da olmayan şey tam olarak bu. bu coğrafyaya benzer bir coğrafyadansın, kültürün, inancın daha yakın. ancak ne takımı benimsiyorsun ne önemsiyorsun. yaptığın profesyonellik dışı hatalar bir elin parmaklarını geçti. penaltı için, frikik için kavga ediyorsun, gücünün yettiğinin elinden (selçuk, emre) zorla alıyorsun. gücünün yetmediği adamdan (diagne) alamayınca da kalan süreyi küserek ve yürüyerek geçiriyorsun. yani takımı da takım arkadaşlarını da umursamıyorsun. maç kaybettirince suçsuz takım arkadaşların kadar dahi üzülmüyorsun ki, aynı hareketleri tekrar tekrar yapıyorsun. nando'da olup da sende olmayan şey profesyonellik, takımdaşlık, disiplin, saygı, özveri ve bilinç.
yeri de merak etmeyin gayet iyi dolar. hatta doldu bile, ortada emre - taylan - feghouli çok iyi uyum yakaladı. ne akbaba ne oğulcan belhanda için kesilecek oyuncu değil. umarım fatih hoca da uyumu bozmadan sürdürür ki hocanın kazanan kadroyu bozmama gibi bir alışkanlığı da var. sezonun kalanını kulübede tamamlaman dileğiyle.
son olarak ; bu saatten sonra ister dünyanın en iyi futbolunu oyna, ister takımın şampiyonluğunu yak, benim için yok hükmündesin. yetenek, form falan bunlar gelir geçer. ancak yapılan saygısızlık unutulmaz.
her neyse, bir taraftan nando'ya bakıyorsunuz, adam dünyanın diğer ucundan gelmiş. ne kültürü benzer, ne inancı benzer ne de değerleri. ancak gelir gelmez sahada takımı hiç bir zaman sabote etmeden sahiplendi, efsane oldu. kötü oynamadı mı ? oynadı. maça mal olacak hata yapmadı mı ? yaptı. neden kimse nando'yu eleştirmedi ? çünkü hepimiz bildik ki nando bu takım için her zaman özveri gösterdi, profesyonel oldu, sahip çıktı. hata yaptıysa da bildik ki hepimizden çok o pişman oldu. işte belhanda'da olmayan şey tam olarak bu. bu coğrafyaya benzer bir coğrafyadansın, kültürün, inancın daha yakın. ancak ne takımı benimsiyorsun ne önemsiyorsun. yaptığın profesyonellik dışı hatalar bir elin parmaklarını geçti. penaltı için, frikik için kavga ediyorsun, gücünün yettiğinin elinden (selçuk, emre) zorla alıyorsun. gücünün yetmediği adamdan (diagne) alamayınca da kalan süreyi küserek ve yürüyerek geçiriyorsun. yani takımı da takım arkadaşlarını da umursamıyorsun. maç kaybettirince suçsuz takım arkadaşların kadar dahi üzülmüyorsun ki, aynı hareketleri tekrar tekrar yapıyorsun. nando'da olup da sende olmayan şey profesyonellik, takımdaşlık, disiplin, saygı, özveri ve bilinç.
yeri de merak etmeyin gayet iyi dolar. hatta doldu bile, ortada emre - taylan - feghouli çok iyi uyum yakaladı. ne akbaba ne oğulcan belhanda için kesilecek oyuncu değil. umarım fatih hoca da uyumu bozmadan sürdürür ki hocanın kazanan kadroyu bozmama gibi bir alışkanlığı da var. sezonun kalanını kulübede tamamlaman dileğiyle.
son olarak ; bu saatten sonra ister dünyanın en iyi futbolunu oyna, ister takımın şampiyonluğunu yak, benim için yok hükmündesin. yetenek, form falan bunlar gelir geçer. ancak yapılan saygısızlık unutulmaz.
