• 12
    yer bursa atatürk stadyumu etrafı. cumartesi gününün rahatlığı üzerimde. maça girebiliriz hevesiyle dayımla stadyum etrafında sağa sola dönüp duruyoruz. nasıl da arzuluyorum o kalabalık tribünlerde olmayı! fakat mümkünatı yok ki, kapılar kapalı. demir kapılar bir zaman sonra ardına kadar kapanıp, polis 'dolu içeri artık, millet ayakta, yer kalmadı' diyene kadar hevesim devam etti, etti... merinos ve çelik palas tarafından; elbette kültürpark civarından da artık giriş yapamayacağımızı anlayınca altıparmak civarından kaleye doğru tırmanıyoruz. dayım diyor ki' yeğen bak buradan sahanın içini görebiliyoruz.' tabii ki benim içimde hâlâ bir umut var! devre olunca kapıları çoğu lig maçlarında açtıklarını bildiğim için, bir umut diyorum belki girebiliriz.

    görüyorum diyorum, işte orada hakan şükür. bülent eşofmanıyla, rüştü değil miydi şu? ogün ile abdullah şurada. ah diyorum bu maçı nasıl kaçırırız! dayıma kızıyorum bilet almadığımız için. para mı var? varsa bile maç biletine harcanır mı? o para sağa sola borçlara gitmeliydi! alışmışız beleş maç izlemeye. kimi zaman protokola bile girdiğimiz bile yok muydu, elbette puro kokusu eşliğinde bursaspor'un çoğu golünü izlemiş idik.

    o zamanlar öykündüğüm (ve hâlâ büyük saygı duyduğum) oliver kahn üzerinden, defansın arasında hakan'ın mükemmel kafa golüyle maçı 1-0 kazandığımızı anca eve geldiğimizde öğreniyoruz.

    ne zaman milli bir maç olduğunu duysam, bu maç aklıma gelir. içimde bir ukdedir bu maçta stadyumda bulunamamak. güzel günlerdi, güzel hatıralar..
App Store'dan indirin Google Play'den alın