3825
son günlerde ciddi eleştirilere tutulan, kulübümüzün mevcut yönetimi.
köpocu musun yoksa uykusuz dergisi'nde yayınlanmış önemli ve hit alan bir karikatürün * zihinlere kazınan bir repliği. okuduğunuzda yüzünüzde acı bir tebessüm bırakan bir karikatürdür kendisi. bu karikatür günümüz galatasaray taraftarının özetidir.
https://tr.pinterest.com/pin/44613852544106144/
karikatüre derinlemesine baktığınızda tam olarak ülkemizin her alanına sirayet eden sosyo-politik fikir durumunu görebiliyorsunuz. her şey çok net bu yeni dünyada: ya siyahsınız ya da beyaz. sizlere herhangi bir gri alan tanımlanmamış, ya da adminler tarafından bırakılmamış.
ülkenin politik iklimi belli, orayı eleştirmek için burası zaten geçer akçe bir saha değil. bizim derdimiz galatasaray.
ülkenin, -hakkını yemeyelim aslında- dünyanın milenyumla birlikte iki kutuplu bir toplum yapısına yavaş yavaş evrildiği malum. ortaya çıkan gündem yaratımında başarılı iki ana akım fikir çarpışırken minik kavramların ve fikirciklerin önemi kalmaz. bu tutum tüm sahalara yansımış durumda.
galatasaray bundan yaklaşık 3 sene evvel önemli bir buhrandan kurtuldu. tarihin muhtemelen en kötü başkanı dursun özbek görevden ayrıldı. seçimle o koltuğa mustafa cengiz oturdu. buraya kadar her şey normal gibi görünse de aslında en büyük tehlikenin başladığı nokta tam olarak burasıydı.
mustafa cengiz yönetimine başkanlığı getiren dursun özbek yönetiminin basiretsizliği, onlardan beklenecek beklentiyi de taraftarlar açısından minimize etti. bizler minicik olumlu işlere kocaman alkışlar tutmaya başlarken dozunda ve önemli eleştirileri duymazdan gelip anlatılanları umursamaz olduk.
yazar olarak en çok ofsatylananlar listemde toplam 30 entry var. bu entrylerin tepe noktasında mustafa cengiz adından başka örnek göremezsiniz desem yeridir.(ilk 5'te 4 *) bir kaç tane örnek fikrimi bırakayım ortaya. (bkz: #2689688), (bkz: #2698992), (bkz: #2836718), (bkz: #2700247)
bu entrylerde de görebileceğiniz gibi aslında salt bir şekilde yönetimin yanlışlarını eleştirdim. hatta itirafına teşekkür ettiğim için yine ben ofsaytlandım. * ortada çok temiz, anlaşılır bir durum varken bir anda dm'lerde dursuncu ilan edildim. bu benim şahsi problemimden ziyade sözlükte, kulüp yönetimine muhalif düşünce besleyen ya da dile getiren tüm yazarlar için böyleydi. üstelik içimizde bu kulübe genel kurul üyesi olup cengiz yönetimine oy vermesine rağmen dursun özbek taraftarı ilan edilenlerin mevcut olması ayrı bir trajikomik hikaye.
oysa bizler "ne -o-cuyduk, ne de -bu-cu" bizler salt galatasaray taraftarıydık. yönetim ozan kabak'ı hoca'dan izinsiz sattı derken de bu kulübün menfaatlerini düşünüyorduk, alan carvalho, pato, ever banega, anthony modeste, moder vb. transferler yapılamazken de. kulübün iç işlerine müdahale noktasında basit birer etkisiz eleman, sadece tribünde parasını ödediği müddetçe koltuğuna sahip çıkabilen sade taraftarlardık.
popüler kültür çok hızlı yaşanıyor ülkemizde. söylem popülerliği, madde popülerliği, fikir popülerliği adına ne derseniz deyin konuşmamız istenen hangi konu olursa olsun onu konuşuyoruz sokaklarda, caddelerde ya da sözlüğümüzde. bu doğrultuda da bize empoze edildiği gibi ya "jaws efendinin karşısındayız ya da köpocu olarak safındayız" başka opsiyonumuz yok. siz siz olun arkadaşlar derdi galatasaray olan, gecesini gündüzüne katıp galatasaray'ı düşünen insanları kırmayın. onlara bir taraf etiketi yaftalamayın. gün olur hepimiz sığınacak bir gri fikir limanına hasret oluruz.
edit: link
köpocu musun yoksa uykusuz dergisi'nde yayınlanmış önemli ve hit alan bir karikatürün * zihinlere kazınan bir repliği. okuduğunuzda yüzünüzde acı bir tebessüm bırakan bir karikatürdür kendisi. bu karikatür günümüz galatasaray taraftarının özetidir.
https://tr.pinterest.com/pin/44613852544106144/
karikatüre derinlemesine baktığınızda tam olarak ülkemizin her alanına sirayet eden sosyo-politik fikir durumunu görebiliyorsunuz. her şey çok net bu yeni dünyada: ya siyahsınız ya da beyaz. sizlere herhangi bir gri alan tanımlanmamış, ya da adminler tarafından bırakılmamış.
ülkenin politik iklimi belli, orayı eleştirmek için burası zaten geçer akçe bir saha değil. bizim derdimiz galatasaray.
ülkenin, -hakkını yemeyelim aslında- dünyanın milenyumla birlikte iki kutuplu bir toplum yapısına yavaş yavaş evrildiği malum. ortaya çıkan gündem yaratımında başarılı iki ana akım fikir çarpışırken minik kavramların ve fikirciklerin önemi kalmaz. bu tutum tüm sahalara yansımış durumda.
galatasaray bundan yaklaşık 3 sene evvel önemli bir buhrandan kurtuldu. tarihin muhtemelen en kötü başkanı dursun özbek görevden ayrıldı. seçimle o koltuğa mustafa cengiz oturdu. buraya kadar her şey normal gibi görünse de aslında en büyük tehlikenin başladığı nokta tam olarak burasıydı.
mustafa cengiz yönetimine başkanlığı getiren dursun özbek yönetiminin basiretsizliği, onlardan beklenecek beklentiyi de taraftarlar açısından minimize etti. bizler minicik olumlu işlere kocaman alkışlar tutmaya başlarken dozunda ve önemli eleştirileri duymazdan gelip anlatılanları umursamaz olduk.
yazar olarak en çok ofsatylananlar listemde toplam 30 entry var. bu entrylerin tepe noktasında mustafa cengiz adından başka örnek göremezsiniz desem yeridir.(ilk 5'te 4 *) bir kaç tane örnek fikrimi bırakayım ortaya. (bkz: #2689688), (bkz: #2698992), (bkz: #2836718), (bkz: #2700247)
bu entrylerde de görebileceğiniz gibi aslında salt bir şekilde yönetimin yanlışlarını eleştirdim. hatta itirafına teşekkür ettiğim için yine ben ofsaytlandım. * ortada çok temiz, anlaşılır bir durum varken bir anda dm'lerde dursuncu ilan edildim. bu benim şahsi problemimden ziyade sözlükte, kulüp yönetimine muhalif düşünce besleyen ya da dile getiren tüm yazarlar için böyleydi. üstelik içimizde bu kulübe genel kurul üyesi olup cengiz yönetimine oy vermesine rağmen dursun özbek taraftarı ilan edilenlerin mevcut olması ayrı bir trajikomik hikaye.
oysa bizler "ne -o-cuyduk, ne de -bu-cu" bizler salt galatasaray taraftarıydık. yönetim ozan kabak'ı hoca'dan izinsiz sattı derken de bu kulübün menfaatlerini düşünüyorduk, alan carvalho, pato, ever banega, anthony modeste, moder vb. transferler yapılamazken de. kulübün iç işlerine müdahale noktasında basit birer etkisiz eleman, sadece tribünde parasını ödediği müddetçe koltuğuna sahip çıkabilen sade taraftarlardık.
popüler kültür çok hızlı yaşanıyor ülkemizde. söylem popülerliği, madde popülerliği, fikir popülerliği adına ne derseniz deyin konuşmamız istenen hangi konu olursa olsun onu konuşuyoruz sokaklarda, caddelerde ya da sözlüğümüzde. bu doğrultuda da bize empoze edildiği gibi ya "jaws efendinin karşısındayız ya da köpocu olarak safındayız" başka opsiyonumuz yok. siz siz olun arkadaşlar derdi galatasaray olan, gecesini gündüzüne katıp galatasaray'ı düşünen insanları kırmayın. onlara bir taraf etiketi yaftalamayın. gün olur hepimiz sığınacak bir gri fikir limanına hasret oluruz.
edit: link